"Babam geldiiiiiiii."
Ege'nin neşeli sesi tüm evde yankılanıyordu. Ahmet bey neşeyle kendisine koşan küçük oğlunu kucaklayıp geniş kollarının arasına aldı.
"Benim arslan oğlum büyümüş, kocaman adam olmuş."
Ege, babasının yanaklarına sulu öpücüklerini bırakırken tüm aile neşeyle izliyordu onları.
"Hey bende varım burada."
Ege farklı bir ses duyunca babasının boynundan kollarını çözmeden başını kaldırıp sesin sahibine baktı.
"Merhaba ufaklık."
Ege sinirle kaşlarını çattı.
"Ben ufaklık değilim bikere beş yaşındayım."
Ayşe kahkahasını gizleyip ciddi durmaya çalıştı. Anlaşılan bu ufaklık kendisini büyük göstermeye pek hevesliydi.
"Af edersin genç adam bir daha olmaz."
Küçük Ege'nin kaşları eski halini alırken babasına boynuna daha sıkı sarılıp kafasını boyun girintisine gömdü.
Tüm aile Ahmet bey ve Ayşe'ye hoşgeldin etmişti. Ayşe, Erva'yı daha ilk dakikadan sevmişti. Kızın bakışlarında ki sıcaklığı, gözlerinde ki şefkati görmüştü. Erva onunla konuşamasada onlar anlaşmayı başarmışlardı. Her ne kadar Ayşe işaret dilini bilmesede burada kaldığı süre boyunca öğrenmeye kesin karar verdi.
Erva'da aynı şekilde Ayşe'yi sevmişti. Sıcacık gülümsemesi vardı genç kızın. Sarılırken sanki kırk yıllık dostuna sarılır gibi öyle içten öyle samimi sarılmıştı.
"Eee beni özlemedin galiba güzel gelinim."dedi Ahmet bey kızı Merve'den ayrılırken. Erva gülümseyerek Ahmet beye doğru gidip öz babasının vermediği sıcaklığı sevgiyi veren adama sarıldı. Bu sahnede Merve kıskançlığından kudururken, Elif hanımda aynı kızı gibi sinirlenmeye başlamıştı.
"Pis yalaka.."
"Efendim bir şeymi dedin teyzeciğim."
Elif hanım kendisini hızla toparlayarak sahte bir gülümsemeyle yeğenine döndü.
"Yemeğe geçelim dedim, eminim acıkmışsınızdır."
"Evet teyze çok acıktım. Hem senin yemeklerinide çok özledim."
"Hadi masaya o zaman."dedi Ahmet bey neşeyle.
.................
Ahmet bey masanın başına oturmuşken, Ömer sağ tarafına Elif hanımsa sol tarafına oturmuştu. Erva, Ömer'in yanına Merve ise tam Erva'nın karşısına oturmuştu. Ayşe'de Merve'nin yanındaydı. Ege her zamanki gibi Erva'nın yanından ayrılmamıştı.
"Ayşe anlat bakalım neler yaptın bunca zamandır."
Ayşe çatalını tabağın kenarına bırakıp suyundan bir yudum aldı.
"Valla teyzeciğim üç kelimeyle anlatıyım iş, iş, iş."
Masadakiler küçük bir kahkaha atarken devam etti.
"Çalışmaktan, iş düşünmekten başka hiç bir şey yapmadım. Yani sen düşün artık düğüne bile gelemedim. Şimdi işler biraz hafifledi bende bunu fırsata çevirip eniştemin peşine takıldım."
"İyi yapmışsın."dedi Ömer "bizde özlemiştik seni zaten."
"Ben özlenmeyecek kızmıyım, Ömer aşk olsun."dedi Ayşe tekrar masadakileri kahkahalara boğarken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Üzülme Diye
Ficción General"Sizden daha iyi dünür mü bulacağım, tabii ki verdim gitti."dedi sanki mal satar gibi. Erva gözlerini zorlayan yaşları tutmakta zorlanıyordu. Babası ona sormamıştı bile. Kim bilir evleneceği adam nasıl birisiydi. Ondan büyük müydü? Kaç yaşındaydı? O...