Oda da üstüme ďeğiştiriyorum ve hala sinirden köpürmek üzereyim. Telefonumun çalmasiyla düşüncelerimden uzaklaştım.
1nolu kankim arıyor.
Hemen açtım.
"Efendim mert"
"Batu trafik kazası geçirmiş **** hastanesindeyiz hemen gel"
duyduğum şeyle gözlerim yanmaya başladı. Hemen telefonu kapatıp aşağı indim. Gözyaşlarımı durduramıyordum. Taxsiye bincektim ki Batu olsa kızar diye düşünüp hızlıca koşmaya başladım hastane baya yakın zaten.
Hastaneye vardıgımda bizimkilerin tam kadro burda olduklarını hatta Kağanın bile burd alduğunu fark ettim. "Nerde" dedim ağlamaklı sesimle "Yoğun bakımda" "Hayati tehlikesi yüksek birde hafıza kaybı" ne yani unutucakmı herşeyi. "Beni unutur mu" dedim en aciz sesimle. Hiç biri cevap veremedi. Haklılar nasıl diyebilirler ki unutur diye. Kağanın yanına oturdum. BaYa bir üzgün gözüküyor. "Git" "Neden" "Batu bana yaklaşmamanı söyledi" "haklısın" dedim şasırdığımı belli etmeden. Kağan kimki bu kadar önemsiyo Batuyu.Yoğun bakımdan çıkan doktorun önüne atladım. "O iyi mi" "hayati tehlikeyi atlattı yanlız hafıza kaybı kalıci gibi duruyor." "Onu görebilir miyiz" "Biriniz sadece 5 dakika" bizimkilerden izin bile istemeden odaya ben girdim. Onu öyle görünce gözyaşlarım daha da çok arttı. "Batu" dedim ağlayarak "Kalk hadi ben burdayım. Bak hem taxsiylede gelmedim. Kısa da giyinmedim Kğanın yanına da gitmedim tam istediğin gibi. Sende benim istedığim gibi ol ve kalk" dedim ağlamam artarken. Ellerini sıkıca tutup öptüm. Şimdi olsa ukalalık yapardı. Diye düsünmeden edemedim.
Dakikamın dolduğunu söylemek için kadın doktor geldi ve bana haber verdi. ama ben çıkmak istemiyorum. Ve çıkmayacaģim . "Çıkmayacagim" "Üzgünüm süreniz doldu" "Sordum mu ki doldu mu diye" "Hanfendi lütfen çıkar mısınız" "çıkmıcam" dedim her harfi bastırarak. Gorevliler gelip kolumdan tuttular. Tam çıkartcaklardı ki ellerini ısssırdım. Ve bırakmak zorunda kaldılar. Iki manda ayısınada arkalarından tekme atıp kapıyı kapattım ve arkasından kitledim. Batu olsa benimle gurur duyardı. Düşümcesi aklıma gelince tekrardan ağlamaya başladım. Yanına gidip uzandım. Ve kendimi uykuya teslim ettim.
Ertesi sabah kapının kırılcak derecede tıklatıldığını görünce kalkıp kapıyi açtım. "Ne var be " "Kızım sen mal mısın ne diye kitliyon kapıyı bian kış uykusundan hiç kalkmıcan sanmıştım" diyip içeri girdi Arda. Ee haklıydi. En yakın arkadasını görmek istiyo sonuçta. "Sen nerde yattın" diye saçma bir soru sordum. "Kapıda" "tıklatsaydın içeri alırdım" "tıklatmadım mı sanıyorsun" diyince mahçupca bakışlarımı batuya çevirdim. Saçları dağılmış ve renksiz duruyordu. Hiç alışkın değilim ve alişmak da istemiyorum bu Batuya.
Ya beni hatırlamazsa ya hiçbirimizi hatırlamazsa bir daha beni kıskanmassa..
Ardanın zoruyla eve gittim. Neymiş birazda olsa dinlenmem gerekiyormuş. Allah allah ona mı sorcam sanki ama yinede evdeyim. Ve benim uymaya niyetim yok.
Sağa dönüyorum uyuyamıyorum sola dönüyorum uyuyamıyorum. Ters dönüyorum düz dönüyorum olmuyo ayy yok ben uyumıcam. Diyip ayağa kalktım. Telefeonum çalınca elime alıp arayanın kim olduğuna baktım. 1 nolu kankim. Aha kesin bir şey oldu.
Efendim.
Batu kalktı görmek istersen
Tabi isterim
Bir şey demesine izin vermeden telefonu kapattım. Siyah pantolon ve Batunun siyah tişortünü giydim. Hemen evden çıktım.
Taxiyle hastaneye gittim. Bizimkilerin yanına gidince hepsi bir şey saklıyo gibiydi. Bunların sevinmesi gerekmiyo muydu ya?
"Noldu size sevinmeniz gerekmiyo mu"
"Bukre şey"
"Ney"
Hadi ama söyleyin artık.
"Batu"
"Öldü mü" dedim gözyaşlarıma hakim olamayarak.
"Hayır sadece seni hatırlamıyor"
Dedi buse."Nasıl hatırlamaz beni şaka yapıyorsunuz dimi."
"Şaka yapcak bir durumdamiyiz sence"
Haklılar. "Hepimizi mi hatırlamıyor" "hayir sadece son bir seneyi hatırlamıyor" "Yani sadece beni hatırlamıyor öyle mi" dedim ağlayarak umutsuzca kafa salladı tuna. "Batuyu göremezmiyiz" kabul etmek istemiyorum ama yapcak bir şey yok. "Tamam ama üzücü bir şey söylerse üzülmek yok." "Tamam" dedim yalan söyledim üzücü bir sey söylese heralde üzülürüm. Mal işte gerizekallı.
Görevli bizi hazırlayınca hep beraber odaya girdik. Batu kağanı görünce "Abi" dedi ney abi mi "Kardeşim" dedi kağanda. Ben anlamsızca Ardaya bakarken sonra anlatırım bakışlarından attı. Dikkatimi tekrardan Batuya verdim. Batu bana anlamsız boş bakışlar atıyodu. Sertçe yutkundum. "Batu" dedim sesimin titremesine engel olamayarak" "Sen de kimsin " dedi asi bir sesle "Bukre" dedim. "Ne tanımam mı gerekiyor dedi" soģuk bir sesle. Bu derece unutması imkansiz ama "Yani" dedim kısık bir sesle. "Arda bu kim" "Okuldan" dedi o da. "Niye burda" "Seni ziyarete geldi." "Tamam gitsin şimdi" dedi gelde üzülme.
Kendimi zor tutuyorum ağlamamak için. "Siz bir çıksanıza bem Batuyla tek konuşcam" hepsi kafa sallayarak çıktı. "Ne konuşabilirsin benle" "Beni özlüyo musun" diye sordum pat diye. "Seni özlemem için önce hatırlamam lazım" dedi hiç takmayan bir sesle. Daha fazla kendime hakim olamadım ve ağlamaya başladım. "Ne alıyon" "Odunluğu unutmuyon ama " dddim isyan eden bir sesle. Son kez gülmesini isteyip gidebilirim sanırım. "Bi kez gülsene" "Ben gülmem" dedi ve bana arkasını döndü. Ne yani Batu gülmicekmiydi artık. Bildiğin ediz çağıran kıvanç vuran mı olcak artık. O öyle olsada ben nehir olamam ki.
Daha fazla durmanın bir anlamı olmıcanı anlayarak odadan çıktım. Bizimkileri umursamadan ağlayarak hastaneden çıktım.
------------------------------------------------------
Bölüm kısa oldu ama bunu ara bölüm olarak kabul edin çünkü asıl olaylar yeni yeni başlıyor.
BTunun gülmeyi unutmasıyla ilgili ne düsünüyorsunuz?¿

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GENETİK PİSLİK
Fiksi RemajaHerşey bir tesadüfle başlasada ilerleyen zamanlarda ki karşılaşmaların hiçte tesadüf olacağı yok Birlikte geçireceği uzun zamanlar onları birbirine daha da bağlıcak ve birbirleri için herşeyden vazgeçiceklerden karanlıktan bile