Üç gün sonra bu evden gidiyorum. Ne kadar istemesemde gitmek zorundayım. En azından ben gidince babamlar evde yabancı olmadan rahat rahat yaşayabilirler. Ben böyle düşünerek kendimi uykunun kollarına bıraktım. Sabah Ayşe teyzenin sesiyle gözlerimi açtım. "Kız cimcime Ömer aradı 1saat sonra seni almaya gelecekmiş. Hazırlansın dedi"ben Ayşe teyzeye öylece bakıyodum sadece,hiç tepli vermeden. O da bunu farketmiş okacak ki "kuzum neyin var de hele bana bi " deyip yanıma oturdu. Bende o oturur oturmaz boynuna sarıldım,kokusunu içime çekip"Ayşe teyze annemde böyle mi kokuyodu? Senin gibi. "Dedim ayşe teyze beni kendine çekerek sıkı sıkı sardı. "Kuzucum böyle mi kokuyodu bilmem ama böyle sarıp sarmalardı seni orası kesin." "Ayşe teyze ben evde yokken babamlara iyi bak Doruk'a da böyle sarıl,o da anneme doya doya sarılamadı olur mu? yaparmıdın benim için? Hıı."dedim. Ayşe teyze de benim gibi göz yaşlarını serbest bıraktı. Bende datanamadım onun ağlamasına ve kendimi ayşe teyzeden ayırdım yüzüme zoraki bi gülümseme yerleştirip "Neyse ben hazırlanıyım. Ömer amca gelir şimdi " dedim.ayşe teyze kadasını sallayıp gözündeki yaşı silerek odadan çıktı. Bende hazırlanmaya başladım. Bugün ewde çok iş olacağı için spor bişiyler geçirdim üstüme,saçımı da tepeden at kuyruğu yapıp odadan cıktım. Asağı indiğimde Ömer amca beni bekliyodu. Hiç vakit kaybetmeden yola koyulduk.
..........
Sesiz bi yolculuğun sonunda eve vardık. Biz gelidiğimizde evden kadınlar ve bir kaç işiçi çıktı. Ömer amca onlara paralarını verip gönderdi. Bana dönüp "şimdi sıra sende cimcime eşyalarını yerleştireceksin istediğin gibi. Temizlik, boya herşey tamam. Dün akşamdan beri işçiler evinde uğraşıyo sonunda bitti. Bakalım beğenecek misin. Hem bak benim evimde hemen karşıdaki daire. Hakan da pek gelmez ewe beraber iyi komşu oluruz he ne dersin. "Diyip güldü. Sahi hakan niye eve gelmiyodu ki. Sonuçta benim gibi babası onu annesinin ölümünden suçlamıyor. Bence bu hakan salak,bulmuş böyle babayı tabi Oh kafasına göre takılıyo. Ben bu güne kadar babama hiç sarılamadım. O babasının ona sarılmasını istemiyo. Mal hemde katıksız mal bu hakan."Duru kızım iyimisin sen?sabahtan beri sana diyorum. Neyi düşünüyosun öyle kara kara." Ömer amcanın sesiyle kendime gelsim. "Heee yok bişi yaa öyle dalmışım amcacım."dedim ve eve doğru ilerledik. Evin kapısında çiçekli bi oyuncak asılıydı,kapıdan içeriye girince insanın içi ferhlatan bi manzara vardı,mutfak amerikan tipiydi,bi masa otrma odasıyla aralarını bölüyodu. Masanın iki adım mrsafe ötesinde mavi bi le koltuk televizyon ünitesinin karşısına koyulmuştu. Le koltuğun önünde bi sehpa vardı. Sehpa beyaz ve kayet modern di. Oturma odasının camı boydan boya acık mavi perdelerle süslenmiş. Mutfakta boydan boya beyazdı. Tam benlik. "Eee cimcime nerden başlıyoruz eşyaların yerini değiştirmeye,söyle bakalım."dedi ömer amca ama benim değiştirmeye niyetim yok. cünki bu ev tam benlik. Herşey zevkime göre yahu daha ne isterim. "Şeyy ömer amca bence hiç gerek yok bu ev tam benlik olmuş. Herşey tam anlamıyla muhteşem olmuş. Teşekkür ederim."dedim ömer amcada bana dönüp onaylarcasına başını salladı. Yani ömer amcanın yerinde ben olsam sevinçten dans ederdim doğrusu çünki bazen gereğinden fazla huysuz olup hiç bişi beğenmediğim oluyor. Ve bugünde böyle bi durumla karşılaşsaydık hayatta üç güne taşınamazdım bu ewe. "İyi o zaman iş sana kalıyo tabak,bardak falan filan herşey burda mutfağını yerleştırırsın. Odana da eşyalarını kıyafetlerini koyduk. Onlarıda yerleştir. Zaten ev tek odalı olduğundan işin kolay olur. Eğer işin bugün biterse yarın gelip evinde oturmaya başlarsın. Ben yan taraftayım bişi olursa haber ver."dedi ve gitti ömer amca. Bende kolları yukarı sıvayıp kolileri açmaya başladım. Alt raflara bardakları yerleştirdim. Tabakları falan da yerlerine koydum. Bazı gereksiz eşyaları da dolabın en üst rafına koyacaktım ama boyum yetmedi malum biraz kısayız. Sandalye yle cıkmaya çalıştım ama nafile sandalyenin ayakları yerde kaydığı için üstüne çıkmam imkansız. Bende son çareyi ömer amcada buldum. Kapıyı açıp karşı komşum ömer amcanın kapısını çaldım. İkinçi çalışımda açılan kapı karşısında dona kaldım. Bu çocuk kim di ömer amcanın ewinde ne arıyodu ve en önemmlisi bu çocuk o çocuktu. Mezarlıkta ben ağlarken çarptığım çocuk. "Buyur kime bakmıştın?"sorusu karşısında afallarken kendimi hemen toparladım. "Be...ben ömer amcaya bakmıştım ama kaliba yanlış oldu. Yani şey aslında olmaması lazımdı. Burası ömer amcanın evi sen kimsin? Ne arıyosun burda ? ve en önemlisi ömer amca nerde?" Dedim. Çocuk şaşırmış bi halde karşımda bana bakarken. "Ben Hakan. Ömer amcanın oğluyum. Ve babam evde yok. İşi çıktığı için gitmek zorunda kaldı. Şimdi sen söyle bakalım sen kimsin? Babamı nerden tanıyosun? Ve ne istiyosun babamdan?" Dedi. Ve bu ne dedi ben hakanım mı dedi. Hakan. Vay hakana bak taş olmuş bu uşak la. Beni bırakıp gittiğinde bu kadar yakışıklı değikdi bu. Beni bırakıp gittiğinde tıpkı annem gibi beni bırakan hakan . Hemde söz vermişti pislik. "Ben Duru. Babam babamın yanında çalışıyo. Ve bende onda yardım istemeye geldim. Madem evde yok boş ver. Kalsın"dedim. Hakan'ın gözlerinde gördüğüm o şaşkınlık bana kendimi tuhaf hisettirdi. Tam arkamı dönüp gidecekken duyduğum ses sayesinde olduğum yerde sabit kaldım." Dur ben sana yardım ederim. Babam yoksa ben varım "dedi."yok kalsın ben kendi işimi hallederim "dedim. "Madem işini hallediyodun tek başına niye yardım istemeye geldin? Bırakta yardım edeyim. "Dedi ve önüme geçip içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlığım
Novela JuvenilBir inasanın yalnızlığı ancak bu kadar ulaşılamaz olabilir.Tam yok oldum derken, eline değen sıcaklıkla hayata tutunan Duru'nun hikayesi.Bu hikayede anne kelimesinin ne demek olduğunu anlıyacak,akan her göz yaşının hikayesini öğreneceksiniz. Duru'nu...