-Anne bırakma beni. Anne. Anne gitme. Ne olur anne gitme.
-korkma kızım yakında herşey geçecek.
-Anneeeeeeee. Durrr. Gitmeeee.Bağırarak yerimden şıçradım. Annem yoktu. Hiçbiryerde yoktu. Yıllar önce son nefesini benim ilk nefesim yaparak hayatımdan sessizce çekip gitti. Benim içimde ona karşı nefrette var sevgide. Annem beni bu hayatta tek başıma bıraktı bu yüzden kızgınım. O benim annem bu yüzdündende onu sonsuza kadar seveceğim. Annem rüyama girince ben sesizce çığlık atıyorum. Çünki ne kadar bağırsamda gelip beni saracak saçımı öpecek birisi yok. Bi anda kapı açıldı ve hakan telaşlı bi şekilde içeri girdi. "Duru iyimisin"dedi ve bana sarıldı. Bende hep bu rüyalardan sonra bana ilk defa biri sarıldığı için ona hiç düşünmeden sıkı sıkı sarıldım. "Ne oldu güzelim söyle bana"dedi hakan ama hiç bişi demedim. Aksine daha cok sarıldım hakana. Zaten küçük olan bedenim hakanın kollarının arasında dahada küçüldü. Gözümden akan yaş hakanın tişörtüne damladı ve o an hakan ona o kadar muhtaç olduğumu anlamış olacakki. Beni daha sıkı sardı. Kollarının arasında huzur buldum ben. Hakan beni kendinden ayırmadan yavaşça yatağa uzandı. Ve battaniyeyi üzerimize örtüp kulağıma doğru" uyu Duru ben seni bırakmayacağım uyu." Dedi ve saçımı öpüp kokumu içine çekti. "Bu kokuna bayılıyorum. Hiçbir gülde yok bu koku. Gül gibi kokuyosun ama sanki hiçbir gülde yoktu bu koku. Farklısın Duru farklı. Ama bu farklılığın beni sana daha çok bağlıyo. Gitmek istesemde kalıyorum."dedi. Ben hiçbişi demedim.......
Hakan'dan
Sabah uyanınca kucağımda bana sarılmış. Kedi gibi kucağıma sinmiş bi vaziyette duruyla karşılaştım. Fazla olmadı onu bulalı ama onsuz kendimi yarım hissediyorum. Sanki ondan öncesi yokmuş gibi. Ama Duru gerçekleri öğrenince benim yarım olmayı kabul edermi bilmiyorum. O hayatımdan çıkmak istesede artık buna izin veremem bunu biliyorum. Ben artık durusuz yapamam. Olmaz. Geç olmadan duruya herşeyi anlatmam lazım. Gerçekleri bilmeye hakkıvar. Duru uavaş yavaş kendine gelmeye başladı. Gözleri yeni uyandığı için şişmiş bi haldeydi. Bunu söylediğime inanamıyorum ama tam öpülmelik. Şeytan diyoki yapış laz kızının dudaklarına,ama olmaz.
DURU'DAN
Kahvaltı yapıp yola koyulduk. Hakan bu sefer öne oturmamı istedi bende oturdum tabi. Radyoyu açtım. Radyoda Pera nın şarkısı çalıyodu. Allahım ya peranın her şarkısı muhtesem. Sesini biraz daha açtım. Ve geri yadlandım. Hakan bana dönüp
" Duru babanda da iyi para var yaa. Tabi sende de var o paradan oooo yaşadın" dedi. Şaka yaptığını anladım tabi ama ben gayet çiddi bi halde ona "Aynen onda para var. Ama bende yok."dedim. Hakan bana tekrar baktı. Bu sefer bişi demeden kafasını tekrar yola çevirdi. Eve geldiğimizde hakan bana baktı "yarın hazırlan sabah yedide arıyacam seni. Artık işinin başına. Tabi bende. Hadi git uyu. Yarında üstüne düzgün bişiler giy kısa olmasın. Şirkete gideceğiz. Habi bakalım görüşürz."dedi ve gitti. Bende evimin kapılarını açtım. Babam bu evi bana ondan uzak ta olayım diye tutu ama benim için iyi oldu. Bavulu kenara bırakıp direk banyoya gittim. Kendimi suyun altına attım ve tüm günün yorgunluğunu üstümden attım. Banyodan çıktım üzerimi giyip şaçımıda kuruttuktan sonra dolaptan dondurmamı,suyumu ve biraz abur cubur aldıktan sonra koltuğa kendimi attım. Televizyondan da hoşuma giden bi kanalda durdum ve filim izleyip önümdekilerden yemeye başladım..........Sabah alarmın sesiyle uyandım. Saat 06:20ydi. Hemen yattığım yerden doğruldum. Hemen ayağa kalktım. Koiar adımlarla odaya gittim. Maşayı fişe taktım bir yadanda dişlerimi fırçalamaya başladım. Dişlerimi fırçaladıktan sonra üzerimi giydim. Bey efendi dün kısa giyme dediği için kısa eteğimle kırmızı bir gömlek giydim. Maksat gıcıklık olsun. Saçlarımı da yaptıktan sonra odadan çıktım. Ben makyaj yapmadığım için hep erken hazırlanırım. Kahvaltı olarak dolaptan çikolatalı sütümüde alıp ayağıma ayakkabılarımı giydim. Montumu çantamı da alıp ewe şöyle bi baktım. Sonra evden çıktım. Saat tam06:58 di. Aşayıya indim. Sütümü açtım ve içmeye başladım. Allahım bu sütlere bayılıyorum. Ben bitmiş süt kutusunun pipetini boş boş içime çekerken hakan arabasıyla yanıma geldi. Bende süt kutum elimde arabaya bindim. Hakana bakınca onu şöyle bi süzdüm. Laciver rengine yakın bi gömlek, siyah bi pandolon ve kıravatla mütiş gözüküyodu. Biraz dahabakınca hakanın da bana baktığını gördüm. "Sana kısa giyme dedim dimi ben niye beni dinlemedin. "Dedi. Ben hakana baktım."Allah allah ya niye senin sözünü dinliyecem ki ben. Hem sen benim neyimsin bi söylesene"dedim. Hakan birden benim üzerime doğru geldi. "İstersen bi gün bunu tartışalım he ne dersin."dedi. Bana pis pis bakarken. Bende ona en pis bakışımı atıp arkama yaslandım.......
Hakanın lirketi baya büyüktü. Yani hakana göre babamın şirekti daha büyük ama ben bunu kıyaslayamam. Çünki saha önce babamın şirketine hiç gitmedim.
Hakanın bazı arkadaşlarıyla tanıştım. Sonrada o toplantıya girdi brnide burada odasını temizlemem için bıraktı. Yalan söylemiyorum. Valla o hödük elime bi paspas verip gitti. Neymiş efendim ben daha toplantıya girecek seviyeye gelmemişim. Tabi gelemem. Napacam toplantıda. Bana bişi sorsalar. Paspas bu işe yarar mı diyecem Allah aşkına yaw.
............Hakan uzun bi sürenin sonunda odaya geldi. Çeketini çıkartıp gelişi güzel koltuğa fırlattı. "Hop patron ayıp oluyo ben zorla temizledim buraları taptığına bak."dedim. Hako bana bi bakış attı ki laf kursağımda kaldı. "Tamam ya bişi demedim say. Ben çıkıyım en iyisi sen dinlen"dedim be kapıya yöneldim. Hakan arkamdan bana seslendi." Dur bakalım nereye? İşin bitti dedim mi ben." Dedi. Bende arkamı döndüm ve şaşkın şaşkın baktım. " Duydun işin bitmedi gel ve bana masaj yap. 4 saatir toplantıdayım. Çok yoruldum" dedi. Ben hağla ona bakarken "hadi"dedi. Bende yanına gittim. Omuzlarına masaj yapacağım için o biraz sandalyesini ileri itti ve arkasına geçmem için yer açtı. Bende yavaş ama birazda cimcire cimcire masaj yapmaya başladım. Hakan yavaş yavaş rahatlamaya başladı ve yerindr hareket etmeye başlqdı. bi anda geri doğru sandaleyi itti ve sandalyeyi itince ben tabi bi dengemi kaybettim. Hakan gülerek kafasını sandalyede geri doğru yatırdı. Hağladaha gülerken bana " dikkat et düşersin"dedi. Bende gidip kafasını iki elimin arasına aldım. Yüzüne doğru eğilerek " düşersen tut o zaman" dedim. Hakan bana şaşırmış bi halde bakmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Çığlığım
Novela JuvenilBir inasanın yalnızlığı ancak bu kadar ulaşılamaz olabilir.Tam yok oldum derken, eline değen sıcaklıkla hayata tutunan Duru'nun hikayesi.Bu hikayede anne kelimesinin ne demek olduğunu anlıyacak,akan her göz yaşının hikayesini öğreneceksiniz. Duru'nu...