13. Bölüm -Basın Toplantısı

13.9K 1K 29
                                    

 Keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar...

***

Yüksek camlardan dışarıda ki yağmuru izlerken arada başını çevirip üst kata çıkan merdivenlere bakıyordu. Geldiklerinden beri Hazan ortalıklarda yoktu. Yorgun olduğunu bildiği için onun peşinden odaya çıkmamıştı. Sonnur hanım yemek masasını hazırlamış genç kadının aşağıya inmesini bekliyordu.

"Hazan kızım hala aşağıya inmedi çağırmamı ister misiniz?" Aziz kendisine yönetilen soruya cevap vereceği sırada telefonu çalmaya başlamıştı. Arayan kişiyi görünce sıkıntıyla nefes alırken başıyla kadını onaylamakla yetinmişti. Sonnur hanım salondan çıkarken Aziz de telefonuna cevap vermişti. "Efendim anne!" karşıdan gelen sesle birlikte gözlerini kapatmıştı.

"Neden bunu yapıyorsun anne? Bir kez olsun neden beni düşünmüyorsun?"

"Sana o kızla evlenmemeni söylemiştim, şimdi bu rezilliğe ne diyeceksin?"

"Anne! O haberlerin hepsi yalan, o gün bende onun yanındaydım."

"Sen hep onu koru değil mi Aziz? Ona laf gelmesin diye yalan bile söylüyorsun."

"Yeter artık, bıktım senin bu sözlerini dinlemekten. Neden anlamıyorsun? Sen istesen de istemesen de Hazan benim karım. Buna alışsan iyi edersin."

"Asla, duydun mu beni..."

"Sen bilirsin anne. Hazan'ı kabul edene kadar görüşmeyelim."

"Dur bir dakika hemen kapatma. Kartlarımla alışveriş yapamıyorum."

"Aklın başına gelene kadar da yapamayacaksın." Kadın Aziz'in sözlerinden sonra sesini yükselterek bağırmaya başlamıştı. "Bunu bana yapamazsın Aziz, ben kartlar olmadan yaşayamam."

"Artık tutumlu olmanın vakti gelmişti zaten. Ev senin olduğu için kira derdinin olmadığına dua etmelisin. Ev faturalarını ben öderim sana belli bir aylık bağladım onunla idare etmeyi öğreneceksin."

"Ben senin çocuğun değilim Aziz, bana böyle davranamazsın."

"Evet, sen değil ben senin çocuğunum ve senin beni düşünmenin vakti geldi artık. Bunca yıl bir umut kendine gelirsin diye bekledim ama sen gün geçtikçe daha da kötüye gittin. Başka bir şey yoksa kapatıyorum."

"Hayır Aziz kapatamazsın... Hep o kadın seni dolduruyor değil mi?"

"Hazan'ın bu olanlarla bir ilgisi yok anne, günahını alma artık karımın."

"Yok yok daha ilk günden seni eline almış."

"Keşke dediğin gibi olsaydı anne. Benim kapatmam gerek artık."

"Aziz... Geç değil yapma, o kadını hayatına alma."

"Anne o kadın dediğin benim karım ve ben onu seviyorum. Anla artık ve biraz düşün." Telefonu kapatan genç adam derin derin nefes almaya çalışıyordu. Elinde sıktığı telefonu neredeyse parçalanacaktı. Gözlerini kapatarak başını cama yaslarken arkasından gelen ayak sesi ile kendisini toparlamaya çalışmıştı. Kapıda Hazan dikkatle genç adamı izliyordu. "Sen ne zaman indin aşağıya?" Hazan hafif gülümseyerek masaya doğru yürümeye başlamıştı.

HEP SENİ BEKLEDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin