15. Bölüm

12.9K 978 23
                                    

Keyifli okumalar. Yorum yapmayı unutmayın. 

*****

Hazan yanında ki iki kişinin şaşkınlığı karşısında gülmemek için kendisini tutarken kendisine yönlendirilen keskin bakışlar ciddi bir ifade takınmasına neden olmuştu. Adam Arapça konuşmaya başladığında ise Zehra Aziz'in arkasına geçerek genç adamın kolunun altından bakınmaya başlamıştı.

"Şeyh'im sizi buraya ne getirdi?" Hazan'ın Arapça konuşması ile Aziz bakışlarını genç kadına çevirdi.

"Onu tanıyor musun?" Hazan kocasının sorusuna ona bakmadan Türkçe cevap verince Şeyh araya girerek "Benim yanımda anlamadığım dilde konuşma!" diye uyarıda bulunmuştu. Onun sözlerine karşılık genç kadın başını daha da dikleştirerek "Türkiye topraklarında olduğunuzu unutuyorsunuz sanırım, burada sizin emirlerinizi yerine getirmek zorunda olan köleleriniz yok," dediğinde adam kaşlarını çatarak Hazan'a bakmıştı. Öyle ki o çatılı kaşların altında ki gözleri bir adamı öldürebilecek keskinlikteydi. Aziz o bakışları gördüğünde farkında olmadan Hazan'ın önüne geçmişti. Onun sahipsiz olmadığını anlatmaya çalışıyordu. Adam Hazan'a gözlerini dikerek "Kapıda mı kalacağız..." dediğinde bir adım öne çıkmıştı. Aziz onun önünde dikelmeye devam ederken adam Aziz'e ters bir şekilde bakarak "Bu adam kim?" diye sordu. Tam cevap vereceği sırada Şeyh'in arkasından koşarak gelen El Abbas'ı gören Aziz "Tam da sırasıydı, bir sen eksiktin tam oldu!" diye söylenmişti.

"Baba senin burada ne işin var?" Hazan başını iki yana sallayarak yine uzun bir gece olacağını belli eden manzaraya bakıyordu. Baba oğul birbirine ters bir şekilde bakarken genç kadın araya girerek "Hadi bırak da içeri girsinler Aziz, gördüğün gibi Şeyh Abbas'ın babası. Büyük ihtimalle haberleri gördü." Aziz kenara çekilerek ikilinin tartışarak içeri girmesini izliyordu. Zehra hala şaşkınlıkla tanımadığı iki adama bakarken Hazan onun da içeri geçmesini söylemişti. Şeyh eve girdiğinden beri etrafı incelemeye başlamıştı. Sanki evde bir kusur arıyordu.

"Baba sana her şeyi anlattım ya neden buraya geldin ki?"

"Bir de soruyor musun? Sana kaç kez söyledim hareketlerine dikkat etmeni? Neredeyse Afra'nın babası nişanı atacaktı."

"O biraz zor. Hem o gün Afra da yanımızdaydı. Üstelik Hazan'ın kocası da yanımızdaydı."

"Kocası mı?" Bakışlarını Hazan'a diken adam genç kadının kaşlarının çatılmasına neden olmuştu. "Bana bu şekilde bakmayı kesin lütfen, sizden çekinmediğimi anlamış olmalısınız."

"Senin kadar ukala birini daha önce görmemiştim. Büyüklerine saygı göstermiyorsun."

"Saygı hak edilir Şeyh'im. Siz ise beni her gördüğünüzde kırmızı görmüş boğa gibi davranıyorsunuz. Yoksa sizden kaptığım işin acısını hala unutamadınız mı?"

"Seni küstah velet..." Adam bir adım öne çıkarken Aziz hemen araya girerek Hazan ile Şeyh'in arasında duvar olmuştu. Şeyh duraksayarak Aziz'e gözlerini dikerken onların ne konuştuğunu bilmeyen genç adam adamın tehditkâr sesi karşısında hemen ayaklanmıştı.

"Karımdan uzak durun bayım." Aziz'in ne söylediğini anlamayan adam bakışlarını oğluna çevirmişti. "Ne söylüyor?"

"Avradından uzak durmanı..." Abbas babasına kendi dilinde açıklama yapıyordu. Adam ona aldırmadan salonda ki en büyük koltuğa geçerek oturmuş bakışlarını ayakta bekleyen üç kişiye çevirmişti. Abbas tedirgin bir şekilde babasına bakarken Aziz ve Hazan oldukça sakindi. Zehra hala karşısında geleneksel kıyafet giyen yaşlı adama bakıyordu. Boyu o kadar uzun gelmişti ki birden kapıdan girerken başını eğeceğini düşünmüştü. Adamın ses tonu da oldukça ürkütücüydü. Sonra bakışları hemen Aziz'in yanında bulunan genç adama kaymıştı. Hayatında gördüğü en etkileyici gözlere sahip olan adamın da tekin olmadığı belli oluyordu.

HEP SENİ BEKLEDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin