21. Bölüm "Acı"

10K 911 18
                                    

Seviliyorsunuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Seviliyorsunuz. Keyifli okumalar.

**************

Bulunduğu yerde göz kapakları gittikçe kapanırken ne kadar süredir öylece durduğunu bilmiyordu. Saatlerdir gözlerinden akan yaşı silmemişti. Öğrendikleri karşısında derin bir sarsıntı yaşayan genç adam karısının odasına girdiğinde onun uyuduğunu görünce bir süre genç kadını izlemişti. Hazan'ın ellerini bağladığı bölgeye baktığında ise kalbinden vurulmuşa dönmüştü. Karısı hayatı pahasına nasılda korumaya çalışıyordu ikisinden olan parçayı. Doktorun her bir cümlesinde daha da çökmüştü dimdik omuzları. Karısını uyandırmadan hızla odadan çıkarken ne yapacağını nereye gideceğini bir türlü bilmiyordu.

Karısı ölüyordu!

Karısı göz göre göre ölüme doğru yürüyordu!

Onu nasıl ikna edebilirdi bebeği aldırması için. Ya da nasıl söyleyebilirdi ki senin canına kast eden bir bebeği istemiyorum diye. Dili varmazdı ki bu sözleri söylemeye.

Ya bebeği...

Ya o savunmasız küçük varlıktan nasıl vazgeçerdi. Derin bir nefes alırken soluduğu hava ciğerlerini yakıyordu. Gözlerinden sicim gibi yaş akarken daralan nefesini açmak için kendisini hastaneden dışarıya zor atmıştı. Hastaneden biraz ilerleyerek dar sokaklarda yürürken ne yapacağını bilmeden öylece etrafına bakındı. Her adımda nefesi daralıyor ve beton duvarlar üzerine doğru geliyordu. Sanki tonlarca yığının altında kalmış nefesi kesilmişti. Kalbi kan pompaladıkça içi daha çok acıyordu. Bedeni ayaklarına ağır geldiği vakit nasıl geldiğini bile bilmediği karanlık sokakta dizlerinin üzerine çökmüştü. Sırtı hıçkırıklarının verdiği sarsıntı ile titrerken yüzünü avuçlarının arasına alıp öylece ağlamasına devam ediyordu. Kendisine seslenen insanları duymak bir yana kimsenin farkında bile değildi.

"Bana yardım et!" kendi kendisine söylenirken kulağına yankılanan sesle daha çok ağlamaya başlamıştı. Nereye gideceğini bilmiyordu ama kulaklarına dolan sesle ne yapacağını kalpten hissetmişti. Güçlükle yerinde doğrularak adımlarını sesin geldiği yöne doğru çevirmişti.

Varacağı adrese geldiğinde ise derin nefes çekti. İçi şimdiden huzurla dolmuştu. Kulaklarına dolan ezan sesi onu en çok güvendiğine, Allah'ın evine getirmişti. Cami girişindeki şadırvanda abdestini alarak camiye adım attığı ilk anda huzuru içinde hissetmeye başlamıştı. Çaresizlerin çaresini verecek Allah'a dua etmekten başka elinden bir şey gelmiyordu.

Ezan sesini duyan cemaat namaz kılmak için saflarına geçerken genç adam bir köşeye geçmiş kendi safını tutmaya başlamıştı. Her secde edişinde gözünden bir damla yaş düşerken içinden dua ediyordu. Eda ettiği namazından sonra ellerini semaya açıp dua etmeye başlamıştı.

"Allah'ım sen şifacının en büyüğüsün, karımı ve çocuğumu bana bağışla!" diye dua ederken gözündeki yaşı engelleyemiyordu. Yüzünü secdeye eğerek Allah'a en yakın olduğunu hissettiği yerde dualarına devam ediyordu. Ne kadar süredir o şekilde olduğunu bilmeden dua ederken yorgunlukla gözleri kapanmaya başlamıştı.

HEP SENİ BEKLEDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin