Doğruluk mu cesaret mi ?

2.7K 124 5
                                    

• Elgin'in gözünden •

Aşağı inince Mertcan'la Ecem'in koltukta oturduğunu gördüm. Bende karşılarındaki tekli koltuğa oturdum. Benim oturmamla Erdem konuşmaya başladı. Çenesi durmuyor ki çocuğun.

-Hadi doğruluk mu cesaret mi oynayalım.

Ecem ve mertcan çok sıkıldıklarını ve o yüzden hemen oynamamız gerektiğiyle ilgili bişeyler söylediler ama ben tam dinleyemedim. Aklımda olan tek şey ya yine beni öpmeye kalkarsa oldu.

- Ben oynamak istemiyorum diye karşı çıktım.

- Hadi ama Elgin, korkaklık yapma! Diye çıkışan Ecem oldu.

- Eğlenceli olacak güven bana. Diyen de Mertcan oldu. Bende gözlerimi devirip

- Tamam derken buldum kendimi.

Ecem'le mutfağa girdik. Ecem şişe ararken bende kapıda onu bekliyordum. Kafamı çevirip salona baktığımda Erdem'in Mertcan'a bişeyler söylediğini gördüm. Ecem şişeyi bulunca yanlarına yürüdük ve ben sadece Mertcan'ın tamam yaparım dediğini duydum. Geldiğimizi fark edince yere oturdular ve küçük bir daire oluşturduk. Erdem şişeyi çevirdi. Soran Mertcan ve cevaplayan Erdem çıktı. Erdem sanki isteği gerçekleşmiş gibi Mertcan'a baktı. Mertcan'da soruyu sordu.

-Doğruluk mu cesaret mi?

- Cesaret ,dedi.

- O zamaaaan Elgini 30 saniye boyunca çok ateşli bi şekilde öp!

Ben şok olmuş bir şekilde Mertcan'a bakarken Ecem de destek çıkarak,

- Öp öp öp öp diye bağırdı.

- Hadi ama çocuklar 3 yaşında mıyız?  Diyerek onları bu fikirden uzaklaştırmaya çalıştım.

- Korkaklık yapma elgin benden mi çekinceksin? Dedi Erdem. 

- Yada bizden diyende tabi ki Mertcan oldu.

- Ne tırsaksın lan öp hadi sadece 30 saniye. Diyende susamayan Ecem oldu. 

- Çok mızmızsınız. Diyip ayağa kalktım. Erdem'de hemen ayağa kalkıp yürüyerek (!) yanıma geldi. Önce kulağıma eğildi ve

- Bir yolunu bulurum demiştim diyip kafasını kaldırdı ve Mertcanların olduğu tarafa kafasını çevirip

- Ateşli olması gerekiyor değil mi diye sordu. İkiside birbirine bakıp güldükten sonra onaylar biçimde kafalarını salladılar. Yine kulağıma eğilip,

- O zaman başlıyoruz diye fısıldayıp kulağım arkasından dudaklarıma doğru bir rota çizmeye başladı. Dudaklarıma gelince durdu en başta öpmedi ama sonra öpmeye başladı ve bana ağzımı açtırmaya çalıştı. Mühürlenmiş gibi davrandığım dudaklarımı o ısırınca açmak zorunda kaldım. Erdem'den başka ne beklenirdi ki zaten?  Tuhaf bir tarafı vardı bu işin. Sanki Erdem değilde bir başkası beni öpüyordu, onun normal, sert hali aksine çok yavaş,yumuşak ve kendini özel hissettirecek bir öpücüktü. Ağzını çekti,dudağımı bir kez daha öptükten sonra rotayı tekrar çizip kulağıma,

- Gerçekten bunu özlemeyeceğini mi sanıyorsun diye fısıldadı ve kafasını kaldırıp göz kırptı. Mertcan sırıtırken Ecem alkışlıyordu. Tabi ki kulağıma ne dediğinin farkında değillerdi. Bende bu anı bozmamak için onlara güldüm. Ah bu Erdem yok mu. Kafamı karıştırmaktan ne zaman vaz geçecek acaba?


- GECE YARISI -


Yatağın üstünde bir o yana bir yana dönüp duruyordum. Aşağıya inip televizyon izlemeye karar vermem sadece bir kaç saniye sürdü. Koltuğa oturmamla birlikte Erdem'in yanıma gelip oturduğunu hissettim. Konuşmaya başladı,

-Naber?

-Seninle konuşan yok.

-Bende iyiyim. Sorduğun için teşekkür ederim. Çok kibar--

-Erdem gider misin?

-Burası oldukça rahat. Gerek yok.

-Bence oldukça rahatsız, sen rahatsan ben giderim. Kalkıp yandaki koltuğa oturdum. Bu sefer de oradan kalkıp yanıma oturdu.

-Gider misin?

-Bugün,

-Bugün ne?

-Gerçekten hiç birşey mi hissetmedin?

-Ne hissedebilirdim ki?

-Özel falan işte, kız olan sensin, senin bilmen gerekmez mi?

-Niye böyle birşey hissedeyim ki? 

-Ben hissettiğini ummuştum.

Yaz AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin