Yine uzun bir yolculuk başlıyor sevgi ülkesinde. Bu kez varış noktası yoktur yolculuğun. İnsan;olabilecek herseyi göze almıştır. İlk başlarında hersey hayal edilenin aynısı oluyor,mutlu ve huzurlu... Dışarısı olabildiğine canlı ve sanki hayat çok farklı bi boyuta çekildi sadece bir saatte. Bu yolculukta sevgi dolu sözler ve hatırı olan ikramlar var. İlk dinlenme tesisinde gidilecek yerde gözleri umut dolu insana en güzel hediyeler ayrılıyor. Hersey nekadarda güzel.
Cesaret isteyen uzun bi yolculuktur bu, yolda bazı kuşların öldüğü... Her ölene duyulan hüzün bambaşka boyutlarda oluyor.
İlerleyen saatlerde Neden olduğu bilinmeyen bi huzursuzluk kaplıyor insanı. İnen yolcuların getirdiği bir hüzün bu... Hesaplanamayan şeyler cereyan ediyor ve olmadık yerlerde arıza veriyor otobüs,zehir oluyor gece uykusu..
Biraz sonra binen yolcularla birlikte piss kokular ve kulak kaşındıran sesler başlıyor. Yolculuk çekilmez hal alıyor. Hersey göze alinmamiş miydi bu yolculukta?
Simdi Dışarısı ölmüş kuşlar ve soluk ağaçlarla dolu. Sevgi dolu sözler ve hatırı geçer ikramlar yok olmuş artık. Sapılan karanlık yolda bir bebek korkuyor,ardı sıra ilk göz yaşları dökülmeye baslıyor sevgi ülkesinde..
Biraz sonra göze alinanlara dahil olmayan bisey gelişiyor yolculukta.
Beklenilmeyen anda yapılan kaza sonrası hersey yok oluyor,sevgi ülkesi yok oluyor.. Niye çıkılmıştı ki bu yola..!
Tamam belki kaza insanı öldürmüyor ama yaşadığını da kimse söyleyemez.
Olan herseyi zihninde canlandıran insan, yaşanılan hiçbirseye baş kaldırmıyor, yinede pişman değildir çıktığı bu yolculuktan. Sonunu hazırlayan yolculuktan...
Hersey bitince arkaya dönüp bakıldığında sevgi ülkesinden eser kalmadığı görünüyor. Kaybedilen bu ülke birdaha bulunamasa da var olan binlerce sevgiye de kapatılıyor tüm kapilar...
Karanlik dunyasi aydinlanmayacak artikk. Buralarda yolculuğa âşık olanlar birdaha aydınliği göremiyor. Sevgi ülkesinde bir hayat yok oluyor, sevgi ülkesi yok oluyor...