Multi; Emir Soylu
Yine gözlerim dolmuştu. Bu sokaktan ne zaman geçsem aklıma Derin geliyor. Ona yapılan acımasızlık düşer aklıma. Ne kadar 2 yıl geçmiş olsa da içimdeki kor ateşi söndürmeye yetmemişti bu süreç. Yalvarışları,hıçkırıkları, "Çağla, kurtar beni" diye haykırışları kulaklarımı delip geçiyordu.
Koluma değen elle korkmuştum, "Çağla! Çağla, kızım neden yolun ortasında durmuş ağlıyorsun" diyen Yağmur'a baktım. Ağzımdan "ha!" diye bir şey çıkınca hemen toparlamaya çalıştım. " Şey, aklıma bir şey geldi de " diye yalan söyledim. Yağmur, Derin'den sonra olan en yakın arkadaşım, dostum olmuştu. Yağmur'la vedalaştıktan sonra sahile doğru yol aldım. Boş banklardan birine oturup, denizin hırçın dalgalarını izlemeye başladım.2 sene önceye kadar onunla buraya gelir,onunla güler, onunla ağlardık. Şimdi ise sanki dünyanın bütün yükü omzumdaydı...
2 YIL ÖNCE
DERİN'DEN
"Off, tamam Çağla. Bak bu son, yapmayacağım bir daha bırak gıdıklamayı. Çağla, bak intikamım çok kötü olur. Çağlaaaa! " dedim zar zor. Nefes alışverişlerim hızlanmıştı. " Off, tamam ya! " deyip üzerimden kalkınca ikimizde hunharca gülmeye başladık.
- Hadi hazırlan da çıkalım,dedim.
-Peki, 10 dk'ya gelirim , sen giy ayakkabılarını." diyen Çağla'ya baktım O da bakışımda içeren tehdidi fark etmiş olmalı ki koşarak odasına çıktı.
***
Sonun da dışarı çıkabilmiştik. Avm ye gidip film izleyecek; yemek yiyip; alışveriş yapıp , kuaföre falan gidecektik. Aslında Çağla film izlemeyi sevmez. Sebebi ise Çağla'nın ağlayan insanları görünce kötü oluyormuş, sevgilileri görünce cıvık cıvıklarmış. Ama söz konusu bensem her şeyi gözardı edip gelirdi benimle. Avm ye giden yol tadilatta olduğu için diğer yoldan gidiyorduk. Bu yol çok ıssızdır. Buradan geçen pek olmazdı zaten ; anca serseriler falan gelirdi. Bizde bu yolu ilk defa kullanıyorduk. Sessiz sokağında ilerlerken arkamızdan " bu sokaktan sizin gibiler geçer miydi? " diyen sesle Çağla'yla aynı anda birbirimize baktık. Çağla'nın yüzünde gördüğüm duygu korkudan çok endişeydi. Benim ise sadece saf bir korkuydu. Adımlarımız hızlanmıştı artık, neredeyse koşuyorduk. Arkamda ki hareketlilikle hızımı arttıracakken önümüzü iki serseri kesmişti. Çağla çığlık atmaya başlamıştı, ben ise ağlamaya. Bu ıssız sokakta ben, Çağla, ve bu iki psikopat vardı. Ağzıma kapanan ellerle gözlerim kararmaya,bilincim kapanmaya başlamıştı.
Şu an ellerimiz ,ayaklarımız bağlı bir şekilde boş bir depoda sandalyelere oturtturulmuştuk. Hem ağlıyor, hem de iplerden kurtulmaya çalışıyorduk. Kim derdi ki iki genç kız Avm ye giderken kaçırılacağımız.
***
Adının Emir olduğunu öğrendiğimiz sadiste resmen yalvarıyordum artık. Bakışları benim maviliklerime odaklanmıştı. İrkilmiştim, bakışlarından. Çok sert bakışları vardı, korkmamak elde değildi.
Bana "seninle çok işimiz var" diyen o tiksindiğim sesiyle ondan biraz daha nefret etmemi sağlamıştı. Kim tanımadığı birisine yarım saat içerisinde içinde nefret duygusunu barındırabilir ki . Yanıma yaklaşıp o iğrenç nefesini boynuma üfleyip , ellerimi ve ayaklarımı çözmeye başlamıştı. Beni kolumdan tutup kendine çekerken sadece yatak bulunan bulunan boş depoda Çağla'ya olan " Çağla, kurtar beni!" diyen seslerim yankılanıyordu. Çağla'da ne olacağını anlamış olacak ki çırpınmaya başladı. Bay psikopat sadistimiz de ellerini bedenimde gezdirmeye başlamıştı. Ben onu ittirmeye çalışırken, o beni daha çok çekti kendine. Bana bunu yapmamalıydı,yapamazdı. Duyduğum inleme sesiyle sesin geldiği yöne baktım. Çağla'nın sandalyesi yere düşmüştü ve bacağı kanıyordu. Daha ben ne olduğunu anlamadan Emir'in erkekliğini bedenimde hissettiğimde Çağla'nın bıçaklanmasının siniriyle dirseğimi kırıp erkekliğine tekme attım. O iki büklüm olurken ben etrafıma bakıyordum. Kaçış yolumun olmadığını anlayınca duvara çöküp ellerimle kulaklarımı kapatıp gözlerimi kapattım. Zaten Çağla'nın yanına gidemiyordum. Ailemi düşünüyordum. onları bir trafik kazasında kaybetmiştim. Onların ölümünden sonra bana amcam bakmaya başlamıştı. Amcam da ölünce tek kalmıştım; Çağla'yla tanışana kadar. Yanımda ki hareketlilikle korkarak gözlerimi açmıştım.Koyu kahvelerini maviliklerime kenetlerken "ben sana ne yaptım, ne olur beni bırak " dedim. O ise yüzündeki piçimsi gülümsemesiyle "güzelsin, yetmez mi?" dedi. Beni kolumdan tutup karşısına geçirince, yanaklarımı okşamaya başladı. Çaresizce bir an önce bu anın bitmesini beklerken kendimi beyaz çarşafların arasında bulmuştum. Yüzünden hiç eksilmeyen sırıtışıla yaklaşıp üstüme çıkar çıkmaz dudaklarıma kapandı. Çok sert öpüyordu,öpmekle kalmayıp ısırıyordu. Ben acıdan inlerken o daha fazla tahrik olup öpüşünü iyice sertleştirmişti. Dudaklarımdan ayrılıp boynuma inince hem öpüyor, hem de ısırıyordu. Her yerimin moraracağına yemin edebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE SAVAŞ
Teen FictionOnlar iki kardeş iki dosttu. Kan bağları olmaması onların bir araya gelmesini engelleyememişti. Yaraları onları birleştirmişti. Bu birleşim hiç ayrılmama yemininin bozulmasıyla son bulmuştu. Onlar hiç tek kalmamışlardı ki bu sarsıntı da Çağla gü...