Onu karşımda görmeyi beklemiyordum. En son beni bırakıp eve gidecekti. O zaman burada ne işi vardı?
Hala kapıda dikildiğimi fark edince kenara çekilip konuşmaya başladım.
"Emir Bey, bir sorun mu var?"
"Yok, yani var. Neyse, sonra anlatırım. Rahatsız etmedim umarım seni rahatsız etmemişimdir."
"Ahh, yok ne rahatsızlığı. Bende arkadaşımla yemek yiyordum. Gelin birlikte yiyelim"
Emir Bey, gülümseyince birlikte içeri geçerken Kerim'de içeriden "Kim gelmiş Çağla?" dedi. Salona geçerek "Patronum, Emir Bey." diyerek sorusunu cevapladım.
Emir içeri geçerken ben de sofraya tabak koymak için mutfağa geçtim. Bir servis daha açmak için gerekenleri alırken içeriden kahkaha sesleri yükseliyordu. İyi de bunlar ne ara kaynaşmışlardı? Umarım Kerim benim hakkımda saçma sapan şeyler söylemezdi. İçeri geçip servisi açtıktan sonra birşeyler koyup masaya bende oturdum. Yemeklerimizi yemeye devam ederken Kerim konuşmaya başlamıştı.
"Çağla, Emir benim liseden arkadaşım. O zamanlar birbirimizden ayrılmazdık ama üniversiteden sonra araya mesafe girdi. Geçen gün seni almaya geldiğimde de şirketin adı tanıdık gelmişti ama anlamamıştım. Bu karşılaşma iyi oldu. Senin kimlerle çalıştığını da öğrenmiş oldum. Emir'lede özlem gideririz biraz."
"Aaa, ne güzel. "
Şansa bak, bana aşık olan çocuğun arkadaşından intikam almaya çalışıyorum. İnşallah Kerim beni sevdiğinden falan bahsetmezdi.
"Çağla, peki siz nereden tanışıyorsunuz Kerim'le?"
"Benim en yakın arkadaşım Yağmur'un sevgilisinin kuzeni. Benim de arkadaşım. İlk mezarlıkta karşılaşıp konuşmuştuk biz, sonra da işte Barış'ın kuzeni olduğunu öğrendim. "
Emir onaylayan mırıltılar çıkarıp tekrar yemeğine dönünce bende yemeğimi yemeye devam ettim.
"Ellerine sağlık Çağla. Bu yemeklerin hepsini sen mi yaptın?"
"Afiyet olsun Emir Bey. Evet, ben yaptım."
Emir hala niye burada olduğunu anlatmamıştı. Bir sorun olmuş olsaydı şimdiye kadar söylerdi ne olduğunu. Ama yine de neden gelmişti? Neden geldiniz diye sorsam ayıp olur muydu ki? Aman ya olursa olsun. Sor gitsin Çağla.
"Emir Bey siz niye gelmiştiniz?"
"Rahatsız mı ettim Çağla?" diye sordu iğneleyici bir tonda. Yanlış anlamıştı kesin.
"Yok Emir Bey, ben öyle demek istemedim. Sadece merak ettim bir sorun mu var diye?"
Dudaklarına alaycı bir ifade yerleştirip konuşmaya başladı.
"Biliyorum öyle demek istemediğini. Seni bıraktıktan sonra eve geçmek için yolda ilerlerken lastik patladı. Bunu anlayınca da lastiği değiştirdim fakat arabada başka bir sorun daha varmış. Tamirciyi çağırdım, orada halledemeyeceğini söyleyip çekiciyle arabayı alıp gitti. Ben de taksiyle dönecektim eve ama cadde üstünde olmama rağmen 20 dakika boyunca bir tane bile taksi geçmedi. Kendi evime yürüyerek gitsem bir saatten fazla sürecekti. Senin evinden de pek fazla uzaklaşmadığım için sana gelmenin daha mantıklı olduğunu düşündüm."
"Talihsiz bir olay yaşamışsınız Emir Bey. İsterseniz bu gece burada kalabilirsiniz?"
Emir tam cevap verecekken Kerim araya girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHTE SAVAŞ
Teen FictionOnlar iki kardeş iki dosttu. Kan bağları olmaması onların bir araya gelmesini engelleyememişti. Yaraları onları birleştirmişti. Bu birleşim hiç ayrılmama yemininin bozulmasıyla son bulmuştu. Onlar hiç tek kalmamışlardı ki bu sarsıntı da Çağla gü...