(S.S) 2. BÖLÜM

168 40 24
                                    

     Multi; Kerim Özer

 Düşünüyorum,düşünüyorum... Neden bu kadar dikkatimi çekmişti ki? Neden bu kadar tanıdık geliyordu o yüzü. Neden içimde dillendiremediğim bir kin vardı ona karşı. Bir insan tanımadığı, ilk defa gördüğü biriye kim bu kadar kin beslerdi. Düşüm Çağla , düşün... Kim bu adam?

       Düşüncelerimle boğuşurken sahneden inip onun oturduğu koltuğun çaprazında oturan Yağmu'a doğru ilerledim.Yağmur yine heyecanla bir şeyler anlatıyordu. Ben ise onu dinlemeden dediklerini ' hı hı ' deyip geçiriyordum. Şu an tek düşündüğüm bu adamın kim olduğuydu. Bir süre sonra kafamı çok fazla yorduğumu diğer insanlar gibi bir insan olduğunu düşünüp Yağmur'u dinlemeye başladım. 10 15 dakikalık bir zaman zarfından sonra arkamızdan gelen sesle bakışlarımı o yöne çevirdim. Hatırlamaya çaıştığım adamla başka bir adam ve bir kız hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Tabi kız konuşmaktan çok tanıdık gelen adamın kucağına oturup sırnaşıyordu. Onları izlememi durduracak şey yanında ki adamın söylediği isimdi.

 Emir mi demişti? 

EMİR!!!

       Lanet olsun, nasıl böyle bir şerefsizi hatırlamam. Bu psikopat serseri benim kardeşimi, dostumu çaldı benden. Bu serseri benim hayatımın içine sıçmıştı...

Şimdi ne yapacaktım,peki?

       Bu psikopatı karşımda görüpte ona hesap soramamak , kardeşimin intikamını alamadan , onun canını yakmadan onu ve herşeyi nasıl görmemezlikten gelebilirdim ki? 

Ne olursa olsun ondan intikamımı ,Derin'in intikamını alacaktım. Onun bedensel ve ruhsal çöküşünü izleyecektim. Bu başladığım yolun sonu ölüm bile olsa bu işin peşini bırakmayacaktım.

Artık sabrım tükendi, Derin'siz geçirdiğim günlerde çektiğim acılar yetti. Sessizliğimi bozacaktım ama şimdi değil. Suskunluğum kimseyi sevindirmemeli, bir gün gelecek ki benim canımı yakan  çok acı bir hesap verecek.

Sinirimi nereden çıkartacağımı bilmiyordum. Elimde ki viski bardağını sıkmaktan eklem kemiklerim ortaya çıkmıştı. Kahvelerim sinirden siyaha bürünmüştü. Yağmur ne olduğunu sorup duruyor ama sesi bir fısıltıdan ibaretti benim için. İçimde git gide büyüyen nefret o serseriyi öldürme isteğimi arttırıyordu. Sessizliğe, yalnızlığa ihtiyacım vardı. Bu da burda pek mümkün değildi, Yağmur bu isteklerime engel olmakta fazla ısrarcıydı. Beynimle vücudumu  ele geçiren kin ve nefret elimdeki viski bardağının kırılmasına sebep olmuştu.Cam kırıkların elime batmasıyla elimin kanlar içinde kalması bir oldu. Tabi bu arada bütün bakışlar bana dönmüş çığlıklar yükselmişti.Çantamı diğer elimle alıp kendimi dışarı attım, nefes alamıyordum.  Bir taksiye atlayıp eve gittim. Kapıyı anahtarla açtıktan sonra içeri girip kırarcasına kapıyı kapattım.Üstümdeki ceketle elimdeki çantayı rastgele fırlattım.yanımdaki portmantodan bibloyu alıp duvara fırlattım. Hem etrafı yıkıp döküyür hem de çığlıklar atıyordum.  Bütün evi darmadağın etmiştim. Artık aglamaktan bağırmaktan yorulmuştum. Derin'sizlik beni yoruyordu. elimi kafama koyup saçlarımı çekiştirdim. Sırtımı kapıya yaslayıp yere çöktüö. Artık hıçkırarak ağlıyordum, sesim kısılmıştı.

   Bu hayat neden adil değildi. Kimileri zengin fakir ; kimileri mutlu mutsuz ; kimilerinin ise ailesi var diğer insanların aileleri yok. Benim de Derin'den başka kimsem yoktu ki... Ben annemi doğduğum dakikada saniyesinde kaybetmiştim.İlk başlarda aklım ermeye başladığı zamanlar annemi sorduğumda çevremdekiler bana ' Senin annen öldü, sen öldürdün. Sen doğmasaydın annende ölmeyecekti' demişlerdi. Ben küçük olduğum için tam anlamayıp kendime sürekli 'sen katilsin, anneni öldürdün ' deyip duruyordum. Bana bunlara inanmam gerektiğine söyleyen biri yoktu ki.  Babam annemin ölümünden 4 yıl sonra yani ben 4 yaşındayken annemin yokluğuna dayanamadığını söyleyip intihar etmişti. Ben Derin'le tanışana kadar kendimi katil olduğuma inandırdım. Derin'den sonra da  Derin bana ' sen katil değisin, anneni sen öldürmedin. Annende böyle olmasını istemez di. Sen sadece doğman gerektiği için doğdun. Aklındakileri unut ve asla ben katilim diye kendini yıpratma. Sen katil değilsin ve annen seni çok seviyo.' dedikden sonra ona inanmış ve zor da olsa beynimi katil olmadığım düşüncesine alıştırmayı başara bilmiştim.  Derin çok kısa bir zaman zarfında hayatıma dahil olup beynimde,kalbimde büyük bir yer edinmişti. 17 yaşındayken yetimhaneden çıkıp Derin'le çalışmış ve bu evi almıştık. O bana yalnızlığımı unutturmuş , yaralarımı sarmıştı; bende onun. Yağmur' da benim için önemliydi, onu da çok seviyordum ama Derin'in yerine kimse geçemezdi. Ne bir erkek ne bir kız; Yağmur'da dahil...

SAHTE SAVAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin