"Size söylemem bir gerçek var ki," dedi Stark. Kalabalık onun diyeceği lafı nefeslerini tutup dinledi. Onun çok önemli bir basın açıklaması yapacağını duydukları için toplanmışlardı. Stark, yutkundu, mikrofona yaklaştı ve o sözleri söyledi.
"Ben İron Man'im!"
Bununla beraber bütün basın aniden ayaklandı ve sorular sormaya başladılar. Bir yandan da gençler ve küçük çocuklar tezahürat yapmaya başlamışlardı. Kahramanlarının adlarını sesleniyorlardı.
Tıpkı şimdiki gibi.
Stark, ekrana baktı, gençlerin ve çocukların tezahüratlarını duyuyordu ama bunu duymaya daha fazla dayanamadı. "Kapa şunu!" Bağırmıştı, ses bütün katta yankılandı. Sandalyesindeki tuşlara basarak televizyonu kapatan Franklin, Stark'a doğru ilerledi.
Ses çıkarmayan sandalyesi ile Stark'ın dibine geldi. "Tony, babama söz verdiğini biliyorum. Ama artık yirmi üç yaşına geldim. Artık bana izin vermelisin." Franklin, Tony'e yalvarıyordu resmen. Tony ise onu pek dinlemiyor, geçmişi düşünüyordu. Franklin'in yanından geçip balkona doğru ilerledi.
Balkona gelince, balkonun korkuluklarına yaslanıp şehre baktı. O yükseklikten manzara bir başka görünüyordu. Franklin ise Tony'e arkasından bakıyordu. Onun neler düşündüğünü asla bilemezdi. Çünkü sürekli farklı bir anıyı hatırlıyordu geçmişteki, ama o hatırladıklarının içinde genellikle Franklin ile alakalı olan anılar olmuyordu.
O anda da öyleydi, Tony az önce düşündüğü anının devamına olanları aklına getirdi.
Kalabalık ayaklandığı zaman, arkasında duran Steve, elini Tony'nin omzuna koydu "Her ne kadar bunu desteklemesem de, sonucunun kötü bitmeyeceğini umuyorum." Tony ise klasik egolu laflarından birini etmişti buna karşılık, "Benim yaptığım işler kötü bitmez Rogers."
Rogers ise gözlerini kısıp bir bakış atmıştı, "Göreceğiz, Stark." Önündeki kalabalıktan bir genç çıktı, yakasına asılı kimlik kartında 'Daily Bugle Photographer Peter Parker yazıyordu. Peter isimli genç, Tony'e sordu. "Efendim, bu kararı açıklamanız konusundaki en büyük sebebiniz nedir? Gizli kimliğinizi neden basın ile paylaştınız."
Tony, tabi ki gerçek sebebi söylemedi, kısaca geçiştirdi "İnsanlar, ne kadar harika olduğumu biraz daha anlasın diye, genç Parker." Peter, sorusuna cevap alabilmesinin mutluluğu ile bir kaç fotoğraf çekip sandalyesine oturdu.
Tony, karşısında ona soru soran basına bakıyordu, her kafadan başka bir ses çıktığı için soruları duymak pek mümkün değildi. Onlarca soru cevaplamak yerine hiç birini cevaplamamayı seçip kürsüden indi ve iyi akşamlar dileyip oradan ayrıldı.
Basın açıklamasını yaptığı yerden çıkıp, orayı terk etti ve aracına bindi. Onun bindiği uzun, siyah limuzine Tony'nin arkasından Steve bindi. İkisi beraber oradan ayrılırken, konuşmaya başladılar. Tony camdan bakarken, Steve'in gözleri Tony'nin üstündeydin.
"Kimliğini açıkladın Tony, bu iyi bir şey mi sence?"
"Devletin ve halkın süper kahramanlara olan güvenini geri kazanması lazım. Bunun için yapabileceğim en kuvvetli hareketim buydu. Bende yaptım."
"Ah, Stark. Önemli olan kimliklerimiz değil, maskelerimizin ve sembollerimizin ardında olan mesaj, umut. Sanırım sen bunu çok geç anlayacaksın."
"Steve, benim maskemin altında olan tek şey müthiş zekam, param ve hayır sever kişiliğimdi, bende bunu insanlar ile paylaştım. Ne kadar heyecanlı olduklarını gördün mü?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aile | Tony Stark
Short Story"Söz veriyorum Rhodes" Dünya'nın Iron Man olarak bildiği Tony Stark, bütün gezegeni Ultron'un ordusunun hükmettiği Ultron Çağı zamanında kaybettiği arkadaşı olan James Rhodes'a söylediği sön söz buydu. Tony, Rhodes'a verdiği sözü tutabilmek için...