Beraber, evinin alt katına asansör ile iniyorlardı. Franklin, çok heyecanlıydı, oturduğu yerde, duramıyordu heyecandan. Tony Stark, kabul etmişti sonunda onun İron Man olmasını. İkisi, asansörün içinde, aşağı inmeyi beklerken, Tony, kafasını çevirmeden, önüne bakarak, "Nasıl bir duygu, kahraman olacağını bilmek."
Franklin, yerinde duramaz halinde olduğu için uzun bir cevap veremedi, "Daha önce yaşamadığım bir şey gibi." Tony, anlar haliyle başını salladı, elleri önde birleşikti, asansör de aniden müzik çalmaya başladı ve ikisi de konuşmayı kesip müziği dinlemeye başladılar.
Gelmeleri gereken kata geldiklerinde, kapı açıldı. Franklin, gördüğü manzara karşısında soluksuz kaldı. Oda, ileriye doğru uzuyordu ve iki yanda da, camekan içinde zırhlar yan yana duruyordu. O zamana kadar Tony'nin yapmış olduğu her zırh, o odada saklanıyordu.
Franklin, sağ tarafındaki kontrol panelini kullanarak, sandalyesini öne doğru sürmeye başladı. Yavaşça ilerlerken, bütün zırhlara teker teker göz gezdirdi. Mark 1'den itibaren hepsi oradaydı. En sonuncu Superior'a kadar, hepsi oradaydı.
Tony, onun arkasından geldi "Bütün hepsi burada, peki hangisini giyeceksin?" Franklin, bunu duyunca arkasına dönüp Tony'e baktı "İstediğimi seçebilir miyim?" Tony, evet anlamında başını salladı. Franklin, etrafına baktı, hepsi bir diğerinden daha karizmatik ve daha güçlü duruyordu. Ama en sondaki, yolun sonunda duran, hepsinden ayrıydı. Onun yanında başka bir zırh yoktu. Tek başında duruyordu ve tepeden vuran ışık, gümüş rengine vurunca zırh cennetten yollanmış gibi parlıyordu.
Franklin, eliyle direk o zırhı gösterdi. "Bu hangi zırhın, daha önce bunu giyerken görmedim seni." Tony, odanın sonundaki tek başına duran zırha baktı. "O mu? O, en son yaptığım ama kullanmadığım zırh. Onun adı Endo-Sym."
Franklin, ismin ne anlama geldiğini anlamamıştı, "İsim ne anlama geliyor peki?" Tony, konuşurken zırha bakmaya devam ediyordu "Symbiote teknolojisinden yaptım. Aynı bir ortak yaşar paraziti gibi. Yani tam olarak katı bir madde sayılmaz. Kullanıcını üstüne parazit gibi yapışıyor ve ortaya zırh çıkıyor. Özellik olarak en üstün zırhlarımdan biri denilebilir. Bir o, bir de Mark 51, şu ana kadar yaptığım en üst seviye iki zırhtan biri."
Franklin, zırhın mavi parlayan çizgilerine ve gümüş renginin parlaklığından etkilenmişti "Onu giymek istiyorum. İnsanların yeni bir zırh görmesine ihtiyacı var." Tony'de bunu onayladı "Haklısın, insanlar bazen yeni şeyler görmeli. Tamam o zaman, sen git şirket ile ilgilen, sana iki gün içinde sürprizim olacak." Franklin, bunu duyunca, sandalyesini üç yüz altmış derece döndürdü ve Tony'e baktı "Dur bir dakika, ne? İki gün boyunca yine buraya kapanıp ne yapacaksın ki? Zırh orada işte, bırak da giyeyim."
Tony, işaret parmağını salladı "Hayır, olmaz. Eğer Stark şirketinin yeni kahramanı olacaksan, yeni bir şeylere ihtiyacın var senin de, sadece sivil halkın değil." Franklin, Tony'nin bir bildiği olduğunu düşündüğü için kabul etti "Tamam Tony, ama şimdiden merak etmeye başladım sürpriz," Franklin gülümsedi, "Umarım seni iki gün görmememe değer."
Ardından ikisi yukarıya çıktı. Gwen, onlar aşağıya inerken çoktan evi terk etmişti. Franklin tekrar yüzeye geri döndüğü zaman, evde durmadan direk dışarı çıktı. Ama hatırladı ki, binecek bir arabası yoktu. Arabayı Gwen almıştı ve orada öylece kalmıştı. Nasıl şirkete geri döneceğini düşünürken, kimi arayabileceği geldi aklına.
Cep telefonunu çıkardı, rehberden numarayı buldu ve ekrana dokundu. Telefon çalmaya başladı. Telefon açılınca Franklin direk lafa girdi "Nerdesin? Beni alman gerekiyor Gwen beni bıraktı, herhalde daha fazla vakit geçireceğimi düşündü... Hayır beni satmadı. Tamam tamam, hadi gel beni al."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aile | Tony Stark
Storie brevi"Söz veriyorum Rhodes" Dünya'nın Iron Man olarak bildiği Tony Stark, bütün gezegeni Ultron'un ordusunun hükmettiği Ultron Çağı zamanında kaybettiği arkadaşı olan James Rhodes'a söylediği sön söz buydu. Tony, Rhodes'a verdiği sözü tutabilmek için...