8.Bölüm - Beklenmedik Yardım

1K 126 44
                                    

Kütüphanenin büyük ve sessiz olmasından yararlanarak, kendimle ilgili bir şeyler bulabilmeyi umut etmiş ve elime geçen her büyü ve büyü tarihi ile ilgili kitaplara bakmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kütüphanenin büyük ve sessiz olmasından yararlanarak, kendimle ilgili bir şeyler bulabilmeyi umut etmiş ve elime geçen her büyü ve büyü tarihi ile ilgili kitaplara bakmıştım.

Derslerden fırsat buldukça soluğu iki aydır olduğu gibi burada alıyordum. Burada olmadığım zamanlarda ise, Ren ile vakit geçirmek için gizlice eve dönüyordum.

Lu Han'a o gün bir açıklama yapmak yerine şimdi yaptığım gibi kütüphaneye kaçmıştım. Geceyi de sırf onunla yüzleşmemek adına burada geçirmiştim.

Şu anda ne ona ne de bir başkasına daha fazla bir şey anlatmak istemiyordum. Bana neler olduğunu ve bunları nasıl yapabildiğimi kendime bile açıklayamazken ona nasıl bir açıklama yapabilirdim ki?

Belki de en kötüsü bu iki ay boyunca Kai ve Lu Han'dan köşe bucak kaçarken onların yakınlaştıklarını fark etmemdi.

Lu Han'ın ne zaman bir derdi olsa ya da başı sıkışsa, Kai hemen çözüm bulmak için elinden gelenin fazlasını yapıyordu. Bunca zaman zarfında ne Kai ile ne de Lu Han ile doğru düzgün konuşmamış ya da bir araya gelmemiştim.

Bu tamamen benim isteğimle olduğu için bundan şikâyet etmeye hakkım yoktu. Fakat belki de ilk defa iliklerime kadar yalnız hissediyordum.

Kai ile gördüğüm vizyonlar dışında ona yakın olamıyordum. Çünkü son zamanlarda yakınından geçtiğimde bile göğsüm ateş gibi kavrulup beni yakıyordu.

Bir keresinde beni neredeyse o halde görecekti. O kadar çok korkmuştum ki arkama bile bakmadan oradan hızla uzaklaşmıştım.

Yine de uzak bile olsak da ya da yanıma gelmeye çekinse de ki çekindiğini biliyordum, sürekli bana bakışını yakalıyordum. Her seferinde gözleri daha derin bakıyordu.

Konuşmasa bile bakışlarıyla bana bir şeyler anlatmaya çalıştığını düşünmeme neden oluyordu. Tuhaf bir biçimde mazoşist olduğumu düşünmeye başlamıştım. Çünkü canımı yakacağını bilsem de onun yakınında olmayı özlemiştim.

Lu Han ise o gün sanırım kendisinden ve sorularından kaçtığımı anlamış, daha fazla üzerime gelmemek için susmayı tercih etmişti. Çok fazla benimle konuşmuyordu. Fakat benim için endişelendiğini, bana olan bakışlarından görebiliyordum.

Kiran'ın en büyük kütüphanesinde bulunmama rağmen hâlâ aradığımı bulamamıştım. Artık yavaş yavaş umutsuzluğa kapılıyordum. Geceleri kâbuslarla uyanıyor ve bazen olmadık durumlar içinde bulabiliyordum kendimi.

Örneğin; bir keresinde dalgınlıkla Kai'nin ders verdiği Labirentlerin olduğu koridora sapmıştım. Çünkü bilinçaltım ve belki de kabullenmekte zorlanan tarafım onu çok özlemişti. Kendi sınıfım yerine onun ders verdiği sınıfın önünde bulmuştum kendimi. Üstelik aslında ben hangi sınıfta ders verdiğini bile bilmiyordum.

Yıldız TOZUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin