Bölüm 1

315 59 35
                                    

YUSUF

Yüzüme üfleyen serin yaz rüzgarı bu gece yüreğimi soğutmaya yetmiyordu. Ateş böcekleri gibi dans eden kıvılcımlar vardı içimde değdiği yerlerde minik yanıklar bırakan... Bin bandoluk bir alay hayatımın en coşkulu marşını çalıyordu sanki beynimde.
Hissettiğim bu şey her neyse, daha fazla içimde tutamayacağımı anladım. Karşımdaydı işte olanca güzelliğiyle. Gözlerinin içine bakarken tek isteğim bakışlarının derinliklerinde kaybolmaktı. Öylesine hassastı ki dokunsam kırılıp dağılacakmış gibi. Kıyamıyordum onu sevmeye. Şarkı nakaratı son kez fısıldadığında ona biraz daha yaklaştım ve gözlerindeki denizi seyredaldım. Zihnimi kontrol edemediğim bir anda kalbim dile geldi. Engel olamadım. Ve hissettiğim bütün duyguları kelimelerle serbest bıraktım:

"Yüzün" dedim. "Çok güzel." Yutkundum. Elimi yanağına uzattım belli belirsiz okşadı parmaklarım pürüzsüz tenini.

"Yüzündeki bütün mimiklerde kendimi buluyorum sanki. Bu öyle bir şey ki, gözlerinde derin bir denize dalıyormuşum gibi. Sana bakınca nefes alıyormuşum gibi. Sana da öyle geliyor mu?. Sen yanımdayken bir yerlerden hep bu şarkı çalıyor. İçimde dinmek bilmeyen garip bir duygu oluşuyor... Aşk mı bu?"

Sustum. Nefes almaya ihtiyacı vardı hızla inip kalkan göğsümün. Dinledigimiz şarkıyla özdeşleşen cümlelerimi artık daha fazla saklı tutamıyordum. Artık anlamıştım ki yüreğim, içinde her ne varsa şimdi söylemeliydi:

"Minel... Seni seviyorum."

Söylemiş miydim gerçekten? Gözlerindeki parıltıyı görünce iyiki dedim. İyiki dile gelmiş yüreğim.

Mavi gözlerini denize doğru çevirdi. Öyle eşsiz bir gülümseme belirdi ki dudaklarında içimdeki taşlar yerinden oynadı sandım. Sonra kıpırdadı pembe dudakları, utangaç bakışlarını saklamaya çalışarak;

"Yusuf... Bana öyle güzel bakıyorsun ki, buna karşılık vermemek çok güç. "

İçime işleniyordu sanki ağzından dökülen sözcükler. Öylesine içtendi ki... Nefes aldı. Ve yine kıpırdadı dudakları;

"Aşk mi bu diye sordun ya şimdi... " Durdu. Gözlerimin içine baktı. "Aşk Yusuf, bu aşk" diye fısıldadı.

Beline doğru dökülen sarı saçlarını okşadım. Gözlerinin önüne inen bir tutamı alıp kulağının arkasına attım. Gecenin karanlığında bile ışıldayan saçları yumuşacıktı. Denizin hışırtısı kulağımıza dolarken oturduğumuz iskelenin taşlarının soğuduğunu hissettim.

"Üşüdün mü?"
Diyerek gülümsedim.
"Kalkalım istersen."

"Olur" dedi gözlerimin içine bakarken.
Öyle sıcak bakıyordu ki bir an üşümek anlamsız diye düşündüm. Doğrulup ayağa kalkması için elimi uzattım. Elimi tutarken başını aşağıya eğdi. Utanmıştı. Üşümüş omuzlarına ceketimi koyarken ona hafifçe sarıldım. Saklamaya çalıştığı başını eğerek omzuma yaslandı. Çenesinden tutup başını kaldırdığımda gözlerinin dolmuş olduğunu gördüm. Şaşkın bakışlarımla "Ne oldu?" diye sordum. Cevabını verirken hala kollarımdaydı.

"Aşık oldum..."

Yanağına düşen o tek damla yaşı soğumuş parmak uçlarımla yakaladım. Yüreğim anlamlandıramadığım bir huzursuzlukla titredi. Sonra gözlerime kenetlenmiş bakışlarına teslim ettim kendimi. Tüm yaşamı durdurup, yanında soluklanmak istediğim sevgilimin içime işleyen bakışlarına...

Gün Işığım Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin