11. Bölüm- AŞK İZİ!

249 9 7
                                    



BÖLÜM ŞARKIMIZ MEDİDADA ^_^  

MEDİADAKİ- CAN ^_^

***

DİLAY MAYIN

Ayrıldığımızda kendimi koca bir boşlukta buldum. Ben ona bu kadar alışmışken, nasıl ayrılırdım? Bu mümkün müydü? Meraklı bir halde "Az önce ne söylüyordun?" dedi. Demek ki hiç birini duymamıştı. Tebessüm ederken "Hiç... Hiçbir şey söylemedim." dedim. Sonra da eve doğru yol aldım. O da peşimdeydi. Sohbet etmedik. İkimizde sessizdik. Ta ki onun sorusuna kadar.

"Sana ne oldu?" dedi.

"Yorgun hissediyorum." dedim. Bir anda da hapşurdum. Can telaşlı bir halde yüzüme baktı. Ve hiç beklemediğim bir şeyi yaptı. Alnıma sağ elini koyarken, sol eliyle çıplak koluma dokundu. Kalbim pır pır uçuyordu. Bana ne oluyordu? Neden bu kadar çok heyecanlanıyordum? Elektrik çarpmış gibi ona baktım. O ise ciddi bir tavırda "Hastalanmışsın. Ateşin var." dedi. Ve ben ne olduğunu anlamadan kendimi kucağında buldum.

"Bu halde yürüme." derken ciddi tavrını hala bırakmıyordu. Sıkıntıyla nefes verdim. "Ben gayet iyiyim." dedim. Sinirli gözlerle bana bakıp "Çok iyisin! Maşallah o kadar iyisin ki çene almış başı gidiyor. Susta seni eve götüreyim." dedi. Sustum. Ama boynuna sımsıkı kollarımı doladım. Büyülttüğü gözleriyle bana bakıp "Beni boğmak mı istiyorsun?" dedi. Tebessüm ettim.

"Hayır, seni öyle çok sevmek istiyorum ki tahmin bile edemezsin." dedim. Gözlerinde gördüğüm şey başka bir şeydi. Anlayamadım. Zaten ben Can Sancak'ı ne zaman anlamıştım? Sessizdi. Benim hiçbir cümleme karşılık vermedi. Kalbime bir acı taht kurdu. Gözlerimdeki kederi saklayamadım. Kollarımı gevşetirken sonunda dikkatini çekmiştim.

"İndir beni." dedim. Şaşkın bir halde "Ne?" dedi. Öfke beni ele geçirirken "Beni hemen indir!" diye haykırdım. Can dondu kaldı. Beni kucağından indirmesiyle ona sırtımı dönüp çarşıya doğru yol aldım. Can telaşlı bir halde ardımdan seslendi.

"Nereye gidiyorsun? Kızım hastasın! Bak ben kime diyorum? Deli!"

Öfkeli bir halde ona döndüm. Gözyaşlarımı gördüğünde şaşkınlığı artmıştı.

"Benim bir adım var! Bana deli deyip durma!" diye haykırdım. Sonra da onu umursamadan yoluma döndüm. Hıçkırıklarım beni sarmıştı. İçimde acı baş gösteriyordu. İç sesim alayla "Bak Dilay, hayal kırıklığını gör, nasılda hayallerin yerle bir oldu." diyordu. Ama zavallı ben hala inkâr ediyordum. Aşkıma sımsıkı sarılıyordum. Gerçekten aptaldım. Aptaldım.

CAN SANCAK

Nereye gidiyordu? Aptal kız! Deli!

Hastaydı. Gerçekten hem bedenen hem de zihinsel olarak hastaydı. Çıldıracağım! Dönmek istiyorum. Bu saçma yerden gitmek istiyorum. Ama söz vermiştim. Bir ay yanında kalacaktım. Ve henüz iki hafta olmuştu. Sıkıntılı bir halde peşinden ilerledim. Ama onu durduran bir adam yüzünden tüm dikkatim ondaydı. Kimdi bu adam?  Yüzünü göremiyordum. Sadece sırtıyla bakışmak zorunda kaldım. Bir de sarıldılar! Oha yuh! Kim lan bu? Beynimdeki öküz konuştu. Bana ne kimse kim?

Nasıl sana ne Can? Hiç merak etmiyor musun? Diyen iç sesime bir küfür savurdum.

Merak etmiyorum! Etmiyorum! Sırtımı dönüp eve yol aldım. Bu saçma yerden gitmeliydim. Ama bir süre daha dayanmak zorundaydım. İki hafta daha. Çünkü söz veren Can asla kaçmazdı.

DİLAY MAYIN

Akın? Akın! Beni buldu! Arabası yanımda durduğunda şaşkın bir halde yüzüne baktım. Hızla aracından çıkıp bana koştu. Sımsıkı sarıldı.

YILDIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin