Merak ediyordum.Günün birinde ben de John Nash gibi olabilir miydim? Acılarımı sayılarımla yenebilir miydim?
Birçok problemim vardı.Kağıdımla bakışıyor,çaresizce çözüme ulaşmayı umuyordum.Kirpiklerimi rahatsız eden saçlarımla oynadım.Uzamış ve bakımsız kalmışlardı.Kemirdiğim kırmızı kalemimle bir daire çizdim.İçine yarıçapımı yerleştirdim.Çapa çevirmeye niyetim yoktu.Yarım. kalmıştı.Belki de benim gibiydi.Bir yarısı eksik.
Daire çizdiğim kağıdı buruşturup bir top haline getirdim ve yatağımın altına attım.Nereye attığımın ne önemi vardı ki?Sonuçta bir çöplüğün içinde yaşıyor,burnuma gelen iğrenç kokuyla yüzleşmeye çalışıyordum.Omuzlarımdaki dayanılmaz ağrının sonlanmasını isterdim.Bunun sebebi kambur durmamdı.Sandalyeme oturduğum an da dünya benim için duruyordu.Hayır hayır..Aslında benim dünyam o an da başlıyordu.Kalemi elime alır,düşmanlarımı yerle bir etmeye çalışırdım bunu yaparken savaş alanı olan kağıdıma çok yakın olabilmek için yaklaşırdım ve gözcülük görevindeki gözlerim işlevini yitirdi ve düşmanlarımı bulanıklaştırdı ve dürbün niteliğindeki "gözlük" eşyasını takmaya başladım.Oldukça büyüktü.Ama takmamayı tercih ederdim.
Odamdan çıkmaya karar verdim sandalyeden kalkarken acıyla inledim.Omuzlarım vazifesini yapıyor,canımı yakmaya devam ediyordu.Gözlüklerimi takmadığım için etrafımdaki buruşmuş kağıt yığınlarına dikkat etmedim ve yere düştüm.
"Ah!Bu acıttı!"
Mutfaktan gelen ses kalbimin titrek ve korkak atışlarıyla ritme girdi.
"Sen..Misin baba?"dedim kısık çıkan sesimle.
"Sen...Misin Baba?"
"Naruto..Uyumadın mı?"
"H-Hayır.."
Titrememe engel olamıyordum.Babam o iğrenç şeyi içtiğinde bambaşka birisi oluyordu.Duvarı yumrukluyor,eşyaları kırıyor,öfkeyle bağırıyordu.
O gün..Sora'nın doğduğu gün..Annemi kaybettiğimiz gündü.Babam o günden biri alkolik olmuştu.5 yıldır.Düzelmemiş,düzelmeye çalışmamıştı.Erkek kardeşime bakan,onun ebeveyni olan kişi ben olmuştum.İşe gitmiyor,azıcık olan parasıyla kumar oynuyordu.Dağılmış ve yağlanmış sarı saçları gözlerini kapatıyordu.Elleriyle saçlarını düzeltti ve bana baktı.Kan çanağına dönmüş gözleri ve göz torbaları.Çelimsiz vücudu..
Değildi..O benim babam değildi!Benim babam..Böyle birisi değildi..
"Sora,nerede?"dedi sarhoşluğun verdiği alaycı tınıyla.
"Uyuyor."
"Sende uyu."dedi ve yanımdan geçti ve odasına girdi.Sora'nın kapısını tıklattım.Uyumadığını biliyordum.
İçeriye girdim.
"Abicim!"
"Neden uyuma-"
Sora'nın üzerime atlamasıyla yere düştük.
"Uyuyamadım.Annem..Onu rüyamda görmek istiyorum."
"Ah..Bir gün belki görursün."
"Olmuyor..Denedim.Onu hayal ettim ama olmadı abi!"
"Birlikte uyumak ister misin ?"dedim gülümseyerek.Yanına uzandım ve annem Uzumaki Kushina'nın kızıl rengini alan saçlarını okşadım.
"Sora,2 gün sonra doğum günün.İstediğin bir hediye var mı?"
Yorganın hareket ettiğini küçük bedenini benden uzaklaştığını hissettim.
"Sorun ne?Küçük adam~Abinden istediğin birşey yok mu?"
"Ben..Sadece babamın..Beni sevmesini istiyorum."
Minna yeni bir hikaye ile karşınızdayım dattebayo!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ
FanfictionMatematiği delicesine sevmiş, Annesizliğe alışmaya çalışmış, Alkolik bir babaya, 5 yaşında küçük bir kardeşe, Ve Beyazın eşsiz güzelliğine , Sahip bir çocuk Uzumaki Naruto'nun hikayesi...