22.Bölüm:Umut

386 42 16
                                    

Minna! 1K OLMUŞUZ DATTEBANE!HEPINIZE ÇOK AMA ÇOK TEŞEKKÜR EDERIM!SİZİN DESTEKLERINIZDE BURADAYIM ÇOK SAĞOLUN^^

1 yılı daha geride bırakmıştık. Babamsız 1 yıl daha.Evi ziyaret ediyor,gizlice erzak bırakıyordum.Onu göremiyordum.Ben geldiğim zamanlarda evde olmuyordu.Ne olursa olsun onunla ilgilenirdim.Her ne kadar da ayrı yerlerde yaşasakta.Bu sene lise sınavlarına girecektik.8.sınıftık.Hinata ile birlikte şehirin içinde merkezde Konoha Ortaokuluna gidiyorduk.Birbirimize yardımcı oluyorduk.Ben Matematik,Fen gibi derslerde ona yardımcı olurken o bana Japonca ve diğer sözel derslerde yardımcı oluyordu.Sora 1.sınıfa başlamıştı.Masrafları sorun etmiyordum.Hinata da ördüğü kıyafet vb. satıyordu.İşim de fena sayılmazdı.
"Ah..Sonunda Japonca bitti!Hinata,gerçekten bu çok sıkıcı.Trigonometri ile ilgili sorular bitti mi bakalım?"
"Az kaldı Naruto-kun..Bazen tanjant ve kotanjantı karıştırıyorum ama yapacağım!"dedi ve küçük ellerini yumruk şekline getirdi.Küçük yumruğunu avuçlarımın arasına aldım ve öptüm.
"Yapabileceğine eminim."
"Na..Naruto-kun.."
"Ah!Ü-Üzgünüm.."
"Abi..Şu so-Anladım..Ben gideyim öyleyse."
"Sora!Saçmalama..Ne soracaksan sor bakalım küçük adam.."
"Abicim!Ben küçük değilim!Artık adımı yazabiliyorum!"
"Evet evet büyük adam şimdi sorunu görelim."
###
Artık fenerde yaşamıyorduk.Aslında fenere çok yakındık.Yeşilliklerin içindeydik.Hinata ile biriktirdiğimiz parayla bu küçük evi almıştık.Evimiz turkuaz bir renkti.Rengi çok hoşuma gitmişti.1 oda 1 salondu ama idare ediyorduk.
###
"Anladım..Demek kotanjantı komşu dik kenar bölü karşı dik kenar yapacağız.Üzgünüm Naruto-kun,Trigonometri en kötü olduğum konu."dedi ve mahcup bir şekilde gülümsedi.Ödevlerimiz bitirmiştik ve bugün izinliydim.Sasuke ve Sakuralarla takılmak pek içimden gelmiyordu.Önemli bir işim vardı çünkü.
"Hazır mıyız?Sora..Bunu yapmak istediğine emin misin?"
"Evet..Abicim..Eminim annem de bunu isterdi...Ben sonunda..Yazabiliyorum ve ona...da yazmak istedim.Küçük bir mektup.Aynı zamanda...Onu özledim."dedi ve kızarmış burnunu çekti.Ağlamış olmalıydı.Kararsız kalmıştı.Babalar günü dündü.Ama..Biz gitmedik.Cesaretimiz yoktu.Ama bugün..Küçük adam...'Büyük adımlar'atmaya karar vermişti.Yanında olacaktım.Ne olursa olsun..O..
Babamdı.
Hinata da bizi desteklemişti.Beyazın eşsiz güzelliği he gün ,her saat,her saniye,her salise beni etkiliyordu..Ona olan sevgim artıyordu.
"Kapıdayız...Hadi bakalım.Anahtar..Ah neredeydi?"Paniklemiştim.Bu çok saçmaydı.Neden böyle bir an da gergindim ki..Ona erzak götürmüş,faturaları ödemiştim.Ama..Bunları yaparken..Karşılaşmadık.Konuşmadık.Çok kısa süreliğine orada oluyor,kapıyı kapatıp gidiyordum.Cesaretim yoktu.Onunla konuşmak..Neden bu kadar zordu?
Titreyen ellerim,titremesini arttırıyor,anahtarı bulmamı güçleştiriyordu.Anahtarı buldum ama deliğe sokmaktan tereddüt duydum.Nasıl bir manzarayla karşılaşacaktık?İçki...Dağınıklık...Ve hayata bir perde çeken babam..
Elimdeki ılıklık..Hinata elini elimin üzerine koymuştu.Gülümsüyordu.
"Haydi..Yapabiliriz Naruto-kun..'Yalnız'değilsin.."
"Evet.."
Kapıyı açtım.Anahtarın tahta yüzeyde gerilimiyle çıkan ses..Adımımı attım.Ev dağınıktı.Gazeteler,çamaşırlar,bira şişeleri,hazır yemek kutuları..Bir farenin önümden geçmesiyle,Sora'nın çığlığını duydum.Elimi başına koydum.
"Korkma küçük adam.."Yerdeki gazete yığınları ve içki şişelerini elime aldım.
Hayatın..Bu kadar kirli miydi..Geçmişin temizleyemediği pisliklerdi bunlar..Acının somutlaştırdığı ,bir bedendi bu..Geçmişin darbeleri..
Yığınların arasında bir fotoğraf gördüm..Elimdekileri kenara bırakıp fotoğrafı inceledim..Annemin ve benim gülümserken..Barış sembolünü yaparken ki resmimizdi.Ben 4 yaşındaydım.Devam ettim.Aradım çöpleri bir kenara bıraktım..Sarı...Sarı bir şey gördüm.Eğildim ve gazatenin altında savunmasız..Anne karnındaki cenin gibi..Yatan..Babamı gördüm..Sarı saçları uzamış,yağlanmıştı.Elleri buz gibiydi...Onu sarstım.
"Baba!Uyan!Benim Naruto!Kendine gelsene!"
Omzumdaki el ile irkildim.Hinata eğildi ve başını babamın kalbine dayadı.
"Yaşıyor Naruto-kun.."
"Çok...Çok şükür..."Yanaklarımdaki minik ellerin sahibine Gülümsedim.Minik elleriyle yanaklarımdan bağımsızca süzülen ılık damlaları sildi.
"Abicim...Ağlama..."dedi .
Acili aradık.
Zaman geçmiyordu...Doktorun bir şey söylemesini bekliyordum.Hala muayene ediyordu.Sonunda çıkmıştı.Yanına geldik.
"Doktor..Onun...Nesi var?"
"Siz kimsiniz?Hastanın..?"
"Oğluyum dattebayo!Şimdi söyler misiniz?!Nesi var?!"

"Hastamız.."

YALNIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin