Ne yapacağımı bilmiyordum.Kalbim yerinde olmak istemiyor,göğüs kafesimi zorluyordu.Vücudumdaki bütün kanın yüzüme sıçraması ile daha da şaşırdım.Bu sadece bir şakaydı ama ben..Fazlasıyla ciddiye almıştım.Hinata'ya bakmaya cesaret edemedim.
Sessizliğin arasındaki ince tınıyla kendime geldim.
"E-Eş.Naruto-kun daha iyilerine layık."
"Saçmalama senden daha iyisini göremiyorum dattebayo!"
Neler...
Söyledim ben?!?!?!?
"İşte bu!Abicim süpersin!"
Hinata'ya baktım.Bir dakika..O da bana bakıyordu.Gözlerini kaçırmadan ve benim gibi ..'utanmadan'..
"O zaman elimden gelenin en iyisini yapacağım!"
"Hi..Hinata b-bu şakaydı yani..B..Ben.."
"Naruto-kun benden memnun olmaz mısın?''dedi ve başını 'sevimli'bir şekilde eğdi.
Beyazın eşsiz güzelliği beni şaşırtıyor,"daha hatta çok fazla"şaşırtıyor,doğrudan gözlerimin içine bakıyordu.Böyle davranması...
Beni seviyor muydu?
Ama..Neden ben?Yani yemeklerin altını yakan,ailesi ile sorunları olan ben..Sıradan bir dış görünüşe sahip,bayat espirili ve matematikten başka bir şey düşünmeyen ben?
Beyazın eşsiz güzelliğine bakarken bir şey fark ettim.Sora odada yoktu.Dışarı çıkmayı teklif ettim.
Oldukça sakindi ve ben içimdeki duygu seline nasıl son vereceğimi bilmiyordum.Yeşilliklerin içine attık kendimizi.Çimenin taze kokusu içimi bir nebze olsa da rahatlatıyor,ferah hissetmemi sağlıyordu.Genelde böyle hissederken şu an Hinata'nın tepkisini düşünmekten kendimi rahatlatamamıştım.
Beyazın eşsiz güzelliğine bakmak yerine berrak,maviliğiyle sinirlerimi ve üzüntülerimi paylaştığım mucizevi örtüsünü üzerime örten gökyüzüne baktım.Gözlerimi yumdum.Kalbim kulaklarımda atıyordu sanki.Gerginliğimi yenemiyordum.Elimin üzerinde bir sıcaklık hissettim ve o an hassas olan kalbim artık kafesi kırmış çıkmaya hazırlanmıştı.Gözlerimi açtım ve bana pembeleşmeye başlayan yanaklarıyla,beynimi ve kalbimi etkisiz hale getiren beyazın eşsiz güzelliğiyle bakan Hinata ile karşılaştım.Elimi daha da Sıkıyordu.Uzun lila saçlar.. Rüzgarın etkisiyle dalgalanan saçlarına baktım. Ben de onun gibi doğruldum.Oturur pozisyondaydık.
Ben..
O..
Yeşillik içindeki bir diyar..
"Hinata..Daha önce söylediklerin.."Dedim ve cesaret alarak devam ettim.
"Bir anlamı vardı değil mi?"
"Naruto-kun..Seninle birlikte olmak istiyorum."
"Ah..B-Be-"
"Ailem öldü ve kimsem yok.Çaresizliğin içindeydim.Bu kapalı bir alanda kalmaya benziyor aslında.Kapkaranlık bir odadasın ve anahtarın yok.Kilitlisin.Kapalı alanda kalma fobin var.Kapalı alan geçmişimdi.
Fobim sevdiklerimi kaybetmekti.
Kilidim şüphelerim ve korkularımdı..
Anahtarım ...Sendin..
"Yani bu.."
"Evet Naruto-kun..O gün seninle karşılaştığımda yeni bir anahtar verilmişti.Tanrı bana anahtarı ve yeni.. Berrak özgürce yaşayacağım bir oda verdi.O oda Sora ve Sensin..
Anahtarıma çok bağlandım.Onu kaybetmek istemedim.Yanımda olmasını ve yeni kapıları açmak için zamanın gelmesini bekledim."
Hinata...
Elini daha sıkı tuttum.Diğer elimle de narin başını göğsüme yasladım.Bunu söylerken yüzüne bakabileceğimi düşünmüyordum.O çok cesurdu ve benim bile anlamayacağım bir benzetme yapmıştı.
"Hinata..Daha önce..Böyle bir duygu yaşamadım.Başını kaldırma.."
Kafesi kırmış özgürlüğe doğru koşan kalbimin titrek ritimlerinden anlıyor olmalıydı.
"Seni seviyorum.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ
FanfictionMatematiği delicesine sevmiş, Annesizliğe alışmaya çalışmış, Alkolik bir babaya, 5 yaşında küçük bir kardeşe, Ve Beyazın eşsiz güzelliğine , Sahip bir çocuk Uzumaki Naruto'nun hikayesi...