MAVİYİ YEŞİLDEN DAHA ÇOK SEVMEK

354 49 63
                                    

Uyandığımda bambaşka bir yerdeydim. Zaten evimde olmadığımı hayal meyal biliyorum. Ama burası bambaşka ve harika bir yerdi

-Günaydın Birtanem

Bu sözün sahibini aradı gözlerim. Sonunda buldu da. Kapının pervazına yaslanmış, gülümseyen mavi gözlerle bana bakıyordu. Bir saniye durun ben neden buradayım? Ya da saniyeyi boşver bana bir dakika verin ben kimdim ki?

-Birtanem iyi misin?

-Ben...ah şey başım çatlacak gibi

-Yemek yemelisin

-Ne?

-Yemek Hazal. Bak korkuyorum.

-Ahhh yemek tamam.

Gelip beni kucakladı. Kimdi bu adam? Tanıdıktı biliyorum. Bu ev neresiydi? Adam beni aşağıya bizim mutfağımız olduğunu bildiğim bir yere indirdi. Nasıl bildiğimi inanın bilmiyorum.

-İşte sana krep hazırladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-İşte sana krep hazırladım. Yatakta mutfakta sokakta harika bir kocan var. Daha ne olsun?

Bir kahkaha attım. Bu adam bana iyi hissettiriyordu. Ama kimdi? Biz nasıl evlenmiştik? Ben evlenmiştim öyle mi? Ben??? Vay canına. Sonunda etrafıma baktım. Ev çok güzeldi. Camları kocamandı. Etrafında harika bir bahçe vardı.

Kenardaki küçük yemyeşil bahçeye baktım. Renkleri bana birşeyler anlatmak ister gibiydi. Ayaklanıp oraya yürüdüm ve küçük olsa da yemyeşil bahçeye baktım.

-Neden küçük bahçeyi bu kadar sevdiğini bir anlasam

-Ne

-Evin her yanı bahçe Hazal. Arka taraftaki bahçe daha büyük orayı da bu hale getirebilirsin. Hem sen yeşili çok sevmezdin hani. Tek aşkın maviydi.

Ayaklarımın boşaldığını hissedip tutundum. Adam arkadan koşup beni tuttu. Mavi gözleri endişe ile bakıyordu. Gerçekten ben maviyi yeşilden daha çok seviyor muydum? Peki o yeşil gözler neden hala gözlerimi kapattığımda ziyaretime geliyorlardı? Bu mavi gözler içimde şefkat uyandırsa da o gözler beni nasıl yakıp yıkıyordu? Sonunda anladım. Bu adam Temmuz'du. Yani kocam Temmuz'du. Ve biz bu evde kimseden kaçmadan yaşıyorduk. Başka kadınlar yoktu. Tehlikeli yeşil parıltılar yada o tehlikeli gülüş yoktu. Deniz yoktu hayatımda. Ama nasıl olur? Ben bunu nasıl yapardım? Sesler geri geldi o anda

-Hazal prensesim hemen doktora gidiyoruz

-Saçmalama Temmuz. Yardım et de kalkayım.

-Olmaz bak kafanı çarpacaksın.

-Abartmasan mı diyorum?

-Nasıl abartmam sen benim......

Lafını yarıda kestim.

-Hadi kaldır beni ayağa

Kaldırdı da. Mavi gözlerine bakakaldım. Buğulanmışlardı. Ağlayacak mıydı yani? Bu kadar mı korkmuştu benim için? Ellerinden tutup gülümsedim.

Bir Planım VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin