Gözlerimi okyanus gözlü adama diktim. Büyümüştü. Ondan esip beni gençleştiren rüzgarlar yok muydu artık?
Hazal
Temmuz
-İçeri alacak mısın beni?
-Gel Hazal Arıkan. Bana kalbini bir milim bile açmayan kadın.. Evimin kapısı sana sonuna kadar açık
Gülümsedim
-Ne o şiir mi yazıyorsun
Bana sinirli sinirli baktı.
-Tamam biliyorum arsızlık ama...seni özledim
Kapıyı bırakıp gitti. Bende içeriye girdim. Koltuğa attım kendimi. Tam karşıma geçip oturdu
-Neye ihtiyacın var
Acı acı güldü bana. "Evet sana ihtiyacım var çocuk. Ama bu sefer daha uzun süreli..."
-Temmuz bana kızgın, kırgın olduğunu biliyorum. Bu defa beni bu evden kovma hakkın da var. Biliyorum böyle çıkıp gelmek çok aptalca ama gidecek başka yerim yoktu. Gerçi olsada sana gelirdim galiba.
Yine alay eder gibi güldü
-Nerde senin beyaz prens? Kovdu mu yoksa seni?
Gözlerim kocaman açıldı. Deniz'in lakabını nerden biliyordu.
-Sen bunu nereden biliyorsun? Yani lakabını?
-Seni ararken öyle yerlere girip çıktım ki. Beyaz prensi tanımayan bir allahın kulu yoktu. Ona tapanı da gördüm, adını söyleyince bana saldıranıda.
Yüzümü eğdim. Masadaki bardağı alıp ayağa kalktı. Hala yakışıklı hala kaslı.... Üzerindeki tişört zaten kasları var diye bağırıyordu. Ne olurdu başta karşıma çıksaydın çocuk? Sana aşık olurdum tertemizdim ben be. Uyuşturucuya bulaşmazdım Deniz'e de. Temmuz Soysal peki seni gerçekten sever miydim? Aşk yanmaktı. Bu okyanus gözlü çocuk beni yakamaz anca içimde Deniz'in yaktığı ateşi söndürebilirdi. Ama hala içimdeki şefkat duygularını en üst seviyeye çıkaracak cinstendi. Ona sarılmak istedim. Buna inat dilimden döküldü sözcükler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Planım Var
Novela JuvenilBen Hazal Arıkan duyuyor musunuz beni? Deniz'in karanlık, kanatları kopmuş masal perisi Temmuz'um yeryüzüne sürülmüş tanrıçası. Bu dünyadan ben geçtim. ... Dudaklarımda Deniz'e armağan ettiğim veda türkülerimle. Ve arsız sürtüğün tekiyim anladınız...