Selam, selam ve yine selam... Çok kısa olduğuna karar verdim ve bugün 3 bölüm yayınlamayı düşündüm. ^_^ Multimedyada gördüğünüz Aylin'imiz ve tabiki bu bölümde de okuyacak olduğunuz namı değer gelinlik. Size tavsiyem resime bakmadan bölüme geçmemeniz. ^_^
Hilal artık konuşmaz olduk. Bak seninle konuşmayı özledim. Abla mı desem? ^_^
KUZEY
Aylin'in mutfaktan getirdiği kurabiyelerden atıştırırken diğer yandan da evlenme kararımızı ailelerimize nasıl söyleyeceğimizi düşünüyorduk. Benim ailem bir şekilde kabul ederdi elbette. Ancak Aylin'in ailesi sandığımızdan çok daha zorlayabilirdi bizi. " Öncelikle bunun sahte bir evlilik olduğunu bilmemeleri gerekiyor Kuzey." Başımla Aylin'in bu sözlerini onaylarken ağzıma bir tane daha kurabiye attım. Aylin hızlıca elime vurdu." Ne kadar obursun yaa. Beni bir dinlesene..!" Onun bu tatlı tatlı bağırışlarını gülerek cevapladım ve ağzıma bir kurabiye daha attım." Tamam Aylin ya. Şurada iki dağıtalım dedik. Hem sen davetiyelere ismimizi yazdırmayı unutmadın değil mi?" Aylin başıyla onayladı." Merak etme. Kadına isimlerimizi vermeyecektim de kadın söyledi. Ama sanki..." Aylin duraksayarak bir noktaya odaklandı ardından da bir çığlık attı." Tabii yaaa. İsimler..!" Ayağa fırlayarak komodinin kenarındaki montunu üzerine geçirdi ve " Hemen gelirim." diyerek dışarıya fırladı.
AYLİN
Ne kadar aptaldım...! Kuzey'in ismi yerine Rüzgar'ın ismini vermiştim. Bunu Kuzey fark etmeden değiştirmem gerekiyordu. Dükkanı bulmam zor olmadı. Dükkana daldığımda aynı kadın gülümseyerek karşıladı beni. " Hayırdır küçük hanım." Kadın bana bakarken ben etrafta gözlerimi dolaştırıyordum." Ya ben çok büyük bir hata yaptım teyze. Sana geçen günkü söylediğim isimlerde bir karışıklık oldu da acaba düzeltebilir miyiz?" Kadın ellerini çenesinde tuttu ve yüzünü buruşturarak başını salladı." Maalesef çoktan sipariş ettim ben onları ama geldiklerinde tekrar yeni bir sipariş gönderebiliriz." Lanet olsun ki o kadar zamanım yoktu. " Hemen düzeltmemiz lazım. Hiç mi umut yok?" Kadın olumsuz anlamda başını salladığında yapacak bir şey olmadığını anlayarak teşekkür edip çıktım. Şimdi ne yapardım, Kuzey'e ne söylerdim bilmiyorum ancak çok kızacağından emindim. Yolda giderken bir yandan da prova yapıyordum." Kuzey bak ben senin ismini söylemiştim ama abla yanlış yazmış." Yok yok evlilik o kadar önemli ki ablanın yanılma payı sıfır." Tamam doğruyu söylüyorum ben Rüzgar'ı unutamadım o yüzden ağzımdan çıkıvermiş ama haberim yok." Bu sefer de daha çok sinirlenecek. En iyisi davetiyeler gelene kadr susmak, ondan sonra bir çözüm bulurum.
Diğer yarım da bana Kuzey'e her şeyi anlatmam gerektiğini söylüyordu. Kızmazdı sanırım. Davetiyesiz de düğün yapabilirdik. Eve geldiğimde Kuzey önünde açtığı laptopa bakıyor ve gülümsüyordu." Kuzey neye bakıyorsun sen?" Bana cevap vermemesi üzerine merakıma yenik düşerek laptopa eğildiğimde gördüğüm şeyle gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi oldu. Gelinliklere bakıyordu." Ne yapıyorsun sen..!" Bunun üzerine gülümseyerek bana döndü. " Aylin bak ben şunu sipariş etmiştim. Bugün gelmesi lazım aslında. 1 Hafta oldu." Neler diyordu böyle. Biz bu kararı alalı 3 gün bile olmamıştı." Kuzey artık biraz fazla olmuyor mu?" Bunun üzerine ellerimden tutarak beni koltuğa oturttu. " Cem ile evlenirken tek istediğin güzel bir gelinlik giymekti değil mi? Sadece anı yaşa istiyorum."
O sırada çalan zil ile ikimizde yerlerimizden sıçradık." Gelmiş olması lazım." Benden daha heyecanlı görünüyordu. Kapıyı aaçtığında elinde kargoyla duran adam birkaç dosya imzlatıp kargoyu Kuzey'e verdi. Kuzey heyecanla yanıma gelip oturdu. Heyecanlandığında daha da yakışıklı oluyordu." Aç bakalım." Bu söz beni daha da çileden çıkarmıştı çünkü en azından bari beraber seçmeliydik. Yine de merakım yenik düşüp paketi açtım ve gelinliği çıkardım. Aman Allah'ım..! Ne kadar güzeldi ve ne akdar zarif..! Kolsuz ve pek dekoltesi yoktu. Ancak o kadar güzeldi ki. Tüm dekoltelere taş çıkartırdı. Uzun kabarık tüllü eteği ne kadar yukarıya kaldırsam da yere değiyordu. Kuzey'in bana gülümseyerek baktığını görünce bana sormadığı aklıma gelerek somurttum ancak şu anda boynuna atlayıp teşekkür etmek istiyordum.
" Beğenmedin mi?" Bir çocuk gibi dudaklarını büzmüş bana bakıyordu . Artık dayanamadım ve kollarına atladım." Bu, bu o kadar güzel ki Kuzey..! Asla bu kadar güzelini ne naifini bulamazdım.
Kuzey de kollarını bana sarmıştı. O sıra daha önce fark etmediğim bir şey gördüm başında. Derin bir yara vardı. Ne kesik gibi ne de başka bir şey. Bu bir darbeydi..! Korkuyla geri çekilirken gözlerimi Kuzey'e diktim. " Kuzey başın..."" Bunun üzerine anlamayarak başında ellerini gezdirdi. " Kuzey, başın darbe mi aldın sen!!" Bunun üzerine kollarımdan tuttu ve okşar gibi ellerini gezdirdi. " Sakim ol tamam mı? Tüm bunları öğreneceğiz . Birazcık sabret." Sözlerine ve ona inanmak zorundaydım. Gelinliği az önce koyduğum yerden aldı ve üzerime doğru tuttu. " Eminim sana çok yakışacak karıcığım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey Aptal..! #Wattys2016
Novela JuvenilAptallık ve Zekiliğin ayrılıp birbirlerine savaş açtıklarını hangi aşkta görebilirdiniz ki? Rüzgar aptallığa karşıydı, Aylin Rüzgar'sızlığa. .Birisi nefesini öbürü için alırken, diğeri nefesini sadece kendisi için alıyordu... Peki kim bir başkasını...