22.Bölüm Sonsuza Kadar Senin Kalacağım

126 31 5
                                    

 Bomba gibi bir bolum sizlerlee

AYLİN

Ben yumruğum havada kalakalırken , Kuzey başını tutuyor, yere doğru kıpırdamadan bakıyordu. Korkuyla yanına geldim ve kolunu tuttum. " Kuzey, Kuzey iyi misin? Başından ciddi bir sorunun varsa hemen hastahaneye gitmelisin. Ben hemen arabanın anahtarlarını alıp geliyorum." Benim fırlamamla Kuzey kolumdan tutarak durdurdu beni. " Bir şey yok Aylin. Ben sadece..." dedi ve duraksadı. Bir şeyler düşünüyor ve benimle paylaşmıyordu.Ağzımı tam açmıştım ki bir sözüyle kapattı." Rüzgar'ın mezarına gidelim mi?" O sırada tüm söyleyeceklerim uçuvermişti aklımdan. Gözlerimde yaşlar, bayramda şeker aldığına sevinen çocuklar gibi zıplamaya başlamıştım bile. Nilay gelecek gibi bir adım attığında durdurdum onu." Seni annem çağırmıştı cicim. Otur bence, ayıp olmasın." Nilay'ın içinden geçen tüm düşüncelerine ağzına tıkmaktan mutlu bir şekilde odama girdim ve kapıyı kilitledim. Rüzgar en çok hangi elbisemi severdi? Gerçi hiç de belli etmezdi ama... En sonunda siyah sade elbisemi ve üstüne montumu aldım. Rüzgar beni özlemiş miydi acaba? Kapıya çıkmak için uzandığımda köşedeki sandık dikkatimi çekti. Benim mektubumu bulduğu zarftı bu. Yaptığımız kavgalar, onun bana sarılışı, beni bekle deyişi ve... Hey aptal! diye seslenmesini özlemiştim. Gözyaşlarımı silerken sandığı da yanıma aldım. Rüzgar'a verecektim. Ben onu göremesem de, o beni bu sandıkla unutmuycaktı. Her şeyi aldığıma emin olduğumda yola çıkmaya da hazırdık.

Mezarlığa girişimiz oldukça hüzünlüydü. Karşıda bir genç kız elinde kırmızı güllerle bir mezarın başında kendinden geçercesine ağlıyordu. Yüreğimi burkan bu sahne karşısında Kuzey'e baktım. Güç verircesine kolumu sıktığında hıçkırıklarım yükselmeye başlamıştı bile. Mutlu bir gelecek isterken, Rüzgar'ın mezarını ziyarete geldiğime inanamıyordum. " Ben yapamayacağım. Hadi sen git." dediğimde gülümsedi. " Ya o da seni özlediyse.?" Haklıydı. Ne olursa olsun o benim Rüzgar'ımdı. Nefes almayan, artık esmeyen Rüzgar'ım.

En sonunda Kuzey'e hak verdim ve Rüzgar'ın mezarına doğru ilerlemeye başladık.

Mezarın yanına geldiğimiz de ayakta kalmaya gücüm de kalmamıştı. Kuzey'in koluna tutunarak mezarın başına çöktüğümde Kuzey'e baktım. Ancak o başka bir yere bakıyordu. " Aylin ben hemen geliyorum." dedi ve bir yöne doğru ilerlemeye başladı. Tekrar mezara yöneldiğimde çiçeklerle kaplanmış mezarın üzerinde ellerimi gezdirdim. Onunla nasıl konuşcağımı bilemiyordum. " Rüzgar'ım." Ağlamaktan konuşmakta zorlanıyordum." Ben geldim. Aptalın geldi. Senin ve sonsuza kadar senin kalacak olan aptalın.Sonsuza kadar senin kalacağım" Mezarın üzerindeki çiçekleri annesinin diktiğini düşünüyordum. Yamulanları düzeltirken sandığı çıkararak mezarın ortasına yerleştirdim. " Bak bu sandık yüzünden kavga etmiştik ya. Onu sana veriyorum.İstediğin kadar bak sevgilim." O sırda vurulduğu an gözümün önüne gelince gözlerim istemsizce ellerime gitti. Tatlı aptal yazan yüzüğüm hala parmağımdaydı. Gözyaşlarım arasında gülümseyerek mezara doğru uzattım ellerimi. " Bak yüzüğünü çıkarmadım. Çıkaramadım." Artık konuşmak için mecalim yoktu ve tükenmiştim ancak söylemem gereken son bir cümlem daha vardı." Evleniyorum. Merak etme güvenilir birisi. O senin... Senin ikizin Rüzgar.Öncekinde seni davet etmiştim ya düğünüme, şimdi ben gidiyorum sevdiğim ölümüme." dediğimde alnımı toprağına dayadım ve hıçkırıklarım arasında gözlerimi kapattım.

KUZEY

Mezrlığın sonundaki ormanlığa ilerlerken ağaçların arkalarını da kontrol ediyordum. Az önce gördüğüm siyahlı adam buralarda olmalıydı. Bizi takip ettiğine yemin bile edebilirdim. Aylin'i orada bırakmayacaktım ancak Rüzgar'la yüzleşmeleri gerektiğinde karar kılarak tek gelmiştim. Kimse olmadığına emin olduğumda arkamı dönmemle omzumda hissettiğim baskıyla donup kalmıştım. Bu... Bu o olamazdı değil mi? Bu bizim aradığımız katil olamazdı değil mi? O anda aklım da gönlüm de sadece Aylin'in buradan hemen uzklaşmasını diliyordu.

Yavaşça arkamı döndüğümde gördüğüm şey ile şok olmuştum. Karşımda gördüğüm kişi bana sırıtıyordu.

Hey Aptal..! #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin