28. Bölüm Seni Seviyorum

111 30 1
                                    

İşte sizinleyim tekrardan. Bu videoyu yaparken neredeyse kafayı yemek üzereydim çünkü 6 kere hata verip durdu ve çok zamanımı aldı. Bir kere de baştan sona silmek zorunda kaldım. Bir daha yaparken de bilgisayar kendini güncelledi. Umarım emeklerime değmiştir. İyi okumalar.

AYLİN

Olduğumuz yerde kalakalmıştık. Korktuğum başıma gelmişti. Resmen lanetliydim. Kimi sevsem kaybediyordum. Doktora karşı yürüdüğümde Umut kolumu tuttu. Doktor da ne olduğunu şaşırmıştı." İyi misiniz Aylin Hanım" Dalga mı geçiyordu benimle? " Ne demek iyi misiniz. Siz hem benim müstakbel kocamın ölüm haberini verin hem de iyi misiniz deyin." Doktor bunun üzerine gülmeye başladı." İyi de Aylin Hanım ,Kuzey Bey daha ameliyattan çıkmadı ki. Ben arkanızdaki yaşlı çifte söyledim. Bugün iki çocuklarını birden kaybettiler." Umut da doktorla gülmeye başladığında utançtan kıpkırmızı olmuştum. Ne yani Kuzey'i kaybetmemiş miydim? Sevinçten kalbim dört köşe olmuştu.

Hastahane koridorunda " Kaybetmedim. Duydunuz mu ben onu kaybetmedim.!" diye haykırıyor sevinçten havalara uçuyordum. O ve ben hala biz olabilirdik. Bunu yapabilirdik. O sırada az önceki yaşlı gözlerle bana gülümsediği gördüğümde yerin dibine geçmek istedim. Resmen Kuzey değil de onların çocuklarının öldüğüne sevinmiştim." Şeyy amca ben çok özür dilerim." Bunun üzerine elimin üstünü okşadı ve gülümsedi. " Merak etme kızım. İnşallah ömür boyu mutlu olursunuz. Aksine sana bir şey vermek istiyorum." Cebinden Kelebek işlemeli bir yüzük çıkardı. " Bunu çocuklarıma verecektim ancak görüyorsun ya. Yüce Rabbim bazen o kadar zaman vermiyor kullarına. Bazı en sevdiği kullarını erkenden alıyor güzel mekanına. Benim de başka çocuğum yok kızım. Bunu sana vermek istiyorum." Gözyaşları arasında yüzüğü aldım ve " Tatlı Aptal" yazan yüzüğümün kenarına iliştirdim.

Amcayla vedalaştık ve onlar doktorun yönetmesiyle morga doğru ilerlerken ben de Umut'un yanına döndüm. Tam soru sormak üzere ağzımı açmıştım ki ameliyathanenin kapıları açıldı ve Kuzey'i çıkardılar. Her tarafında kablolar sessizce uyuyordu. Sanki nefes bile almıyordu. Bir dakika... " Doktor noldu ona. İyi mi o?" Umut ağzımdan laflarımı alıvermişti. Bunun üzerine doktor gülümsedi " Biliyor musun Aylin Hanım sizi çok seviyor. Ameliyat sırasında ona sevdiği kızın dışarıda kendisini beklediğinden bahsettim o sırada onu kaybediyorduk. Ama bunları söylemem üzerine he rşey birden yoluna giriverdi." Doktor sözlerini bitirdiğinde alayla gülümsedim." Nilay sanmıştır o doktor bey." Doktor anlamamıştı ama anlamış gibi yaparak geçmiş olsunlarını iletti ve aramızdan ayrıldı." Nilay da kim Aylin?" Bunun üzerine Umut'a tüm hikayeyi anlattım. Şaşkınlıkla beni dinliyor ve baş sallamalarıyla bana eşlik ediyordu. Sonunda tüm hikaye bittiğinde şaşkınlıkla ağzı açık kaldı." Nasıl bir yüzsüzlük bu. Bu kıza akıl sır erdiremiyor ben." Umut'un bozuk Türkçesine gülerken ben doktor yanıma geldi. " Kuzey bey daha yeni ameliyattan çıktı. Genelde kimseyi almamamız gerekiyor ancak sizi sayıklayınca dayanamadım. Sanırım sandığımızdan daha çabuk uyanacak." Umut'un da destek vermesiyle doktorun peşinden yürümeye başladım.

KUZEY

Başım zonkluyordu ve gözlerimi açamıyordum. Sadece Aylin'in ismini mırıldanıyordum. Yanımdaki hemşire kız gözümü açtığım zaman kesin bir sürü gereksiz soru soracaktı. Bu yüzden uyuyormuş gibi yaptım. O sırada hemşire kız çıktı ve odaya çok tanıdık bir koku yayıldı. Yorgunluğumdan dolayı göz kapaklarımı haraket ettiremiyordum ancak bu kokuyu biliyordum Aylin'di bu. Ellerini kendi ellerimde hissettim. Bir de çıplak elime damlayan gözyaşını. Kalkmak, ağlama deyip sarılmak istiyordum ancak söyleyeceklerini de merak ediyordum.

" Kuzey ben... Nasıl anlatsam sana. Bugün ben sana çok kızmıştım. Neden biliyor musun?" Bir süre sustu. Ben heyecanla söyleyeceklerini bekliyordum. " En iyisi bilme. Aynen aynen bilme. Ben bir şekilde unuturum.. Sadece bir şeyi bilmeni istiyorum." Artık sabrım taşmak üzereydi. Kalkıp onu sarsmak istiyordum. Her şeyi anlatmak istiyordum." Sen söyleyeceklerimi duymayacaksın ama .. Öncelikle birkaç kelamım var sana. Ben Rüzgar'ın aşkıyla yandım kaç geceler. Onun ölümüyle yıkılmıştım ve artık bence kimse toparlayamazdı beni. O sırada beni nasıl toparladın bilemiyorum. Belki ona benzediğin için ya da karakterinle ... Yine de ben bir şeyi fark ettim. Sen olmadığın zaman.." elimi aldı ve kalbine bastırdı. " İşte bak tam şuram acıyor. Sen gel istiyorum, kurtar istiyorum. Ve sanırım ben..."

Artık ikimizde nefes almıyorduk. Yavaşça alnıma bir öpücük koydu. O sırada düşen gözyaşı yanaklarımdan kaydı. " Seni seviyorum."

Hey Aptal..! #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin