_______________________
Mehmet Ali Yiğit
Sessizce girdiğim yatak odamda oturdum ve Leyla'yı izledim.Kaç saattir buradayım,farkında değilim.Omzundaki yara yüzünden sağ tarafına yatmış halde,Freud da yanında.
Birinin saçlarını seyretmek canımı nasıl yakabilir?
Sarı saçları yastığımda dağılmış...Parlaklığı gözümü aldı ve dokunmak istedim.Saatlerce,uzun uzun ellerimi o parlaklıkta dolaştırmayı hayal ettim.
Ona böyle dokunamamak,yanına uzanmamak canımı yaktı işte.
Aramızdaki mesafeyi ben yarattım.Köpek gibi pişmanım resmen.
Neden bu kadar güzel ve iyisin ki Leyla?
Bugün gelecek olan Eylem'i ve Atakan denen herif hakkında anlatacaklarını duymak için sabırsızlandım.
Şehir değiştirmek,olaylardan uzaklaşmak bana gerçekten iyi geldi.Hülya'nın başına gelenleri unutup Leyla'ya odaklanabildim.İstanbul'a geri döndüğümde daha rahat ayakta durmak istiyorum.Bu tatil beni güçlendirecektir.Tabi Leyla'ya olan ilgim artmazsa ve ona yakın olamadığım için bu ilgi beni delirtmezse...
Dayanamayıp sandalyeden kalktım,yatakta boş kalan kısma oturdum.Elimi yavaşça Leyla'nın saçlarına bıraktım.Leyla irkilip gözünü açtı.Birkaç kez kırpıştırdı kirpiklerini. "Mehmet?" Gülümsedim hafifçe. "Günaydın" Sağlam kolundan destek aldı,oturdu.Elimi saçlarından çekmek zorunda kaldım,saçını kulağının arkasına sıkıştırdı.
"Bir sorun mu var? Haber mi geldi?" Yemyeşil,sonsuz,huzurlu bir çimeni hatırlatan gözlerini kocaman açtı. "Hayır,kimseden haber yok" Açık pembe giydiği askılı,pamuklu geceliğine göz gezdirdim.Epey sevimli.
"Aslında kahvaltı hazırlamıştım.Seni uyandırmaya gelmiştim ama üstünden epey vakit geçti.Ekmekler bayatlamış bile olabilir"
"Saat kaç? Çok mu uyumuşum?"
"Yok,yok.Eğer uyumayacaksan kahvaltı edelim"
"Olur,sen içeri geç,gelirim"
Odadan çıkmadan önce dudaklarından bir öpücük çalabilmeyi istedim.Kıza 'seni üzerim' dedikten,benden uzak dur,imajı verdikten sonra bunu istemek biraz dengesizlik oldu.
"Mehmet,çıkacak mısın?"
Sonsuza kadar ağzından çıkan tek kelime 'Mehmet' olsa... "Çıkıyorum"
Adımlarımı odanın dışına kadar sürükledim sanki.
İlk ben mutfağa girdim,ardımdan Leyla geldi.Artık rutine dönen hareketi yaptım,onu baştan aşağı inceledim.Gri-siyah askılı bluz ve kot giymiş.Kolundaki askıyı çıkartmış.Saçları yine açık ve omuzlarından dökülmüş.
"Askıyı neden çıkarttın?"
"İhtiyacım yok artık.Eylem beni öyle görsün istemedim" Oturacağı sandalyeyi çektim. "Zorlanırsan tak mutlaka" Oturunca omzundaki sargıya baktım belli etmeden. "Çayları doldurayım"
______________________
Leyla,kahvaltısına devam ederken yüzümü elime yasladım,onu izledim ; çayımı içtim. Masada en çok Nalan ablanın yaptığı kuşburnu marmelatını sevdi sanırım. Ağzına attığı her lokmadan sonra ondan yedi. Sarhoş olmuş gibi ona bakakaldım.Lafa girip dikkatimi toparlamaya çalıştım.
"Benimle yaşamak güzel mi?" Gülümseyip güzel gözlerini bana odakladı. "Evet...Her sabah böyle kahvaltı hazırlayacaksan daha güzel olabilir" Alt dudağımı ısırdım. "Her sabah evimde uyanacaksan neden olmasın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıçak Sırtı
General Fiction"....Beni kendine çekti,kollarını bedenime sardı ve ağlamaya başladı.Karşı çıkmadım,onu durdurmadım.Ona dönük oturdum,daha rahat sarılmasını sağladım. Hıçkırıkları yüzünü yasladığı saçlarımın arasında dağıldı. Mehmet Ali Yiğit'in en savunmasız anı o...