_________________________________
Leyla Çetin
Kahvaltı için menemen yapmaya başladım.Mehmet dahil kimse uyanmadı. Daha sonra küçük adımların sesini duydum.Bahadır ve Batuhan yanıma gelip bacaklarıma dolandılar.Bir bacağımı Batuhan,diğerini Bahadır sarmaladı. "Günaydın canlarıım" Bahadır başını kaldırıp bana hayali öpücük yolladı. "Günaydın Leyla'mız"
"Anneniz uyanmadı mı?" Batuhan başını iki yana salladı,sallarken de yanağı bacağıma çarptı defalarca.Kıkırdadım. "Uyanmadı"
"Ne oluyor burada?" Mehmet'in sesiyle başımı ona çevirdim.Bacağıma sarılmış çocuklara baktı. "Menemen yapıyordum" Bize doğru yürüdü,kollarını belime doladı,arkamdan sarıldı ; sırtımı göğsüne yaslamak zorunda kaldım. "Batuhan,Bahadır..biraz uzaklaşın da bende sarılayım,hadi"
Üç yandan sarmalanmış haldeyim. Mehmet'le bu kadar yakın olmak kalp krizi geçirmeme sebep olacak neredeyse.Kulağıma vuran nefesi içimi gıcıkladı. Sanırım üstünde tişört yok,vücudunun ısısını derinden hissettim.Batuhan bacağımı bırakmadan yerine zıpladı. "O bizim Leyla'mız!" Bahadır da bağırdı. "Eveeet!" Araya girmem gerektiğini düşündüm. "Üçünüz de uzaklaşmalısınız.Yoksa hepimiz yanacağız" Başımla menemeni işaret etmeye çalıştım.Mehmet,duymamış gibi daha çok sıktı kollarını.Nefes almayı unuttum resmen.
"Çoocukklaar,rahat bırakın teyzenizi" Eylem'in gelişiyle çocuklar bacaklarımı bıraktılar,annelerine yöneldiler.Sarılma faslına onda devam edecekler herhalde. Mehmet hala bırakmadı.Hatta başını omzuma yasladı.Biraz daha bırakmazsa nefessiz kalıp bayılacağım.
"Mehmet,sen de bırak,hadi" Omuz silkti. "İşim var ama" Homurdanarak geri çekildi. "Tamam,işin bitsin,sarılmaya devam ederim" Kahve makinesinden kahvesini alıp tezgaha yaslandı,bana döndü. Bu adam evde neden böyle dolaşıyor ki? Bakmamak için kendimi zorladım.Az önce bu haliyle bana sarılmıştı değil mi?
"Tişörtünü giymeyecek misin?"
"Neden? Beni daha önce böyle görmüştün,yüzerken..." Bakışlarımı kaçırdım. "Eylem var ya..." Gülüşü yüzüne yayıldı. "Tamam,sen yeter ki iste" Hafifçe gülümsedim.
________________
Çocuklara yemek yedirmekten kendim yemeğe henüz vakit bulamadım.Küçük ekmek parçasını Bahadır'a yedirdim en son. Mehmet araya girdi. "Anneniz sizi daha iyi besler bence.Bırakın teyzenizi" Eylem'in kıkırtısını duydum. "Evlatlarım,Mehmet ağabeyiniz,teyzenizi kıskanıyor,uzaklaşın" Gözlerimi kocaman açtım. "Eylem,saçmalama" Mehmet araya girdi. "Doğru söylüyor Leyla"
Eylem kahkahayı bastı.Koskoca adam,iki küçük çocuktan beni kıskandı,öyle mi? Hayatta inanmam. "Hadi kahvaltımızı bitirelim de dolaşmaya çıkalım"
"Olur.Ama kız kıza gezelim tamam mı Leyla?" Mehmet bakışlarını bana dikti. "Ben buraları bilmiyorum.Mehmet'in götürmesi gerek"
"Tamam,götürsün sonra da almaya gelir.Uygun mudur Mehmet?" Omuz silkti. "Uygun tabi" Buradan öyle görünmedi ama kabul etmek zorunda kaldı sanırım.
Bizi bu kez oyun parkına yakın bir kafeye getirdi.Eylem'ler araban indi.Tam ben de inecektim ki Mehmet bileğimi tutup durdurdu.Merakla ona baktım. "Bir saat sonra gelirim" Kıkırdadım. "Bir saat çok az.İki ya da üç saat sonra gel"
"O kadar süre ben ne yapacağım sensiz?" Bileğimi elinden kurtardım,saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. "Bilmem....Büyük ihtimalle Eylem'ler akşam gidecek" Dudaklarını birbirine bastırıp başını salladı. "Anlaşıldı.Ben neler yapabileceğimi düşüneyim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bıçak Sırtı
General Fiction"....Beni kendine çekti,kollarını bedenime sardı ve ağlamaya başladı.Karşı çıkmadım,onu durdurmadım.Ona dönük oturdum,daha rahat sarılmasını sağladım. Hıçkırıkları yüzünü yasladığı saçlarımın arasında dağıldı. Mehmet Ali Yiğit'in en savunmasız anı o...