"Burada olduğunu tahmin etmiştim."
Selma yavaş adımlarla karanlıkta tek başına cam kenarında oturan kıza doğru ilerledi. Camdan yansıyan ışıltılar genç kızın parlak koca gözlerinde oynaşıyordu. Selma birkez daha genç kızın gözlerinin güzelliği karşısında büyülendi. O kadar parlaktılar ki bir insana ait olamayacak kadar eşsizdiler. Genç kızın karşına geçerek o da onun gözlerinin dalıp gittiği uzaklara doğru bakmaya başladı.
"Henüz hiçbir şeyden emin değilsin. Belki de oraya gittiğinde bu düşüncelerle meşgul olduğun için kendine güleceksin."
Selma akıllı bir kadındı. Ve emindi ki karşısındaki genç kız da akıllı biriydi. Sadece bir telefona, hiç bilmediği birisi tarafından yapılan bir telefon görüşmesine nasıl böyle inanabilmişti ki? Evet, çoğu şey telefon görüşmesinde ki söylenen şeyleri dogrulayabilecek nitelikteydi. Ancak o inanmıyordu. Yada inanmamak daha kolay bir yoldu.
Genç kız usulca başını genç kadına doğru çevirdi. "Buna sen bile inanmıyorsun Selma, oraya gitmeliyim hem de hemen!" Selma onun gözlerindeki kararlılık ile pes eder bir şekilde nefesini dışarı verdi. O da anlamıştı ki genç kızı hiç bir şey kararından vazgeçiremeyecekti.
"Peki arkadaşım. Ne olursa olsun ben her daim arkandayım." Onun gözlerine sözlerine inanması için derince baktı. "Bunu sakın unutma!" Genç kız arkadaşının sözlerini onaylarcasına elini uzatarak onun elini sıktı. Biliyordu ki ona ölümüne güvenebilirdi. O, onun bu hayatta ki tek gerçek dostuydu. Yan odadan gelen bir bebeğin ağlama sesiyle Selma hemen ayaklandı. Kızın elini son bir kez daha sıkıca sardıktan sonra yan odaya doğru ilerledi.
Genç kız kararını çoktan vermişti. Selim için, abisinin iyiliği için hemen onun yanına gitmeliyim. Yoksa, yoksa kötü şeyler olacaktı bunu hissedebiliyordu. Herşey için çok geç kalabilirdi. Tıpkı telefonda ki o adamın dediği gibi. Genç kızın aklına tekrar telefon görüşmesi geldi. O tanımadığı telefon konuşması iki günde hayatını tamamen degiştirmişti.
.
"Sende final notları varmı Selma?"
Dönemin sonuna doğru gelinirken sınavlar da yaklaşmıştı ve tüm öğrenciler tamamiyle sınava yoğunlaşmıştı. Neyse ki yarın yapılacak olan son sınavdı ve bu dönemi de bitiriyorlardı.
Selma bıyık altından gülerek yanında hiç ses çıkarmadan yürüyen Dila'ya baktı. Ona yanlarında ki arkadaşlarına çaktırmadan göz kırparak tekrar onlara döndü. Kaşlarını çatarak, "Ah, bende kaç gündür arayıp bulamıyorum Melis. Bende de yok ki!" diyerek üzgünce nefesini dışarı verdi. Melis inanmadığını sergileyen bir tavırla bir kaşını kaldırarak Selma'ya baktı.
"Hadi be ordan, yalancı! Tüm okul Dila ile ikimizin mükemmel bir şekilde not tuttuğunuzu biliyor. Tarık hocanın dersini bile hem dinleyen hem yazan kişilersiniz." Bu sefer bakışlarını Dila'ya da yönlerdirdi. "Ve şimdi de notların olmadığını söylüyorsunuz gel de inan buna!" diyerek kızgın bakışlarıyla ikisine de sertçe bakıyordu. Melis arkadaşlarının çok iyi not tuttuklarını biliyordu. Melis öyle tembel herkes den not dileyen bir öğrenci değildi. Sadece son zamanlarda birkaç derse geçerli sebeplerden dolayı girmemiş ve kaçırmıştı. Zaten tüm notları istemiyordu sadece eksik kaldığı birkaç sayfayı. Bu son sınav çok önemliydi. Bu yüzden de Selma ve Dila dan istemişti. Zaman zaman birbirlerine not verirlerdi. Ve şimdi arkadaşlarının bu şekilde bir davranış sergilemesi onu hem kızdırmıştı hem de üzmüştü. Üstelik notların ikisinde eksiksiz bir şekilde olduğundan da adı kadar emindi. Dila Selma'ya kızgın bir atış atarak Melis'in yanına geçti.
"Saçmalama Melis. Selma şaka yapıyor anlamadın mı? Sanki onun huyunu bilmiyormuşsun gibi." İçtenlikle o kocaman pırıl pırıl gözlerle kıza baktı. Melis de en sonunda gülerek ikisine de alaycı gözlerle baktı. "Hep Selma Hanım mı şaka yapacak, bende size oyun ediyordum," diyerek ikisine bakıp kahkaha attı. Zaten onlar aklı başında olgun insanlardı. Böyle basit şeyler için birbirlerine asla darılmazlardı. İçlerinde Selma, biraz alaycı ve şen şakrak biriydi. Deli dolu bir genç kızdı. Ancak yine de nerede nasıl davranacağını iyi bilen olgun bir kadındı. Nihayetinde onun arkadaşlarına göre daha fazla sorumluluğunun olması onu daha da olgun bir insan yapmıştı. O tazecik bir anneydi. Ve anneliğin getirdiği içgüdü ve sorumluluk bilinci ile daha olgun bir insandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Aşk
Ficción GeneralNefretle başlayan bir hikaye tutkulu ve tehlikeli bir aşka dönüşebilir miydi? Nefret, intikam ve aşk aynı zamanda bir kalpte bulunabilir miydi? Dila, abisinin hataları arasından onu çekmeye çalışırken onu tamamen kaybettiğinde bütün gerçekleri görme...