Multi:Gizem'in arabadan atladığı orman
~~~~~~~~~~~~~~~
Eve geldiğimde biraz rahatlamak için hemen banyoya girdim. Yaklaşık yarım saat banyoda durduktan sonra odama geçip telefonumdan mesajlara girip Atalay'ın bana önceden attığı mesaj sayesin de numarasını 'öküz' diye kaydettim. Gözlerim sanki günlerdir uyumamışım gibi çökmeye başlarken kafamı yastığa koyup gözlerimi kapattım...Yanıma bir ağırlık çökünce annem olduğunu düşünüp sarıldım. Bi dakika ne ara annemin vücudu bu kadar sert olmuştu ki. Gözlerimi yavaşça açmamla...açmamla...açmamla... Neee?! Atalay şu an sırıtıp bana bakıyordu. Bir dakika o odama nasıl girmişti. Gözüm açık bıraktığım pencereye kayarken içimden kendime binbir küfür ettim.
"Bana sarılmaktan memnun olmuş gibisin" tabi ya ben Atalay'ı unuttum
"S-sen nasıl ve niye geldin buraya ya?!" Diyerek hemen ellerimi belinden çekip kalkmaya çalıştım. Aniden bileklerimden tutarak beni kendine çekti. "Şu bileklerimi kesmemek için tek bir sebep verin bana allah aşkına" diyerek pufladım. "Çünkü onları tutmaya ihtiyacım var" demesiyle bir an dediği şeyi idrak etmeye çalışırken bir andan da gözlerine bakıyordum. "Sadece bana sarılarak uyusan olmazmı" kızaran yanaklarımı saklamaya çalışırken ellerimden tutup tekrar beline sardı. Sesli bir şekilde yutkunurken bu anın rüya olduğunu düşünerek gözlerimi kapadım.
Uyandığım da yanımda olmadığını görünce rüya olduğunun farkına vardım. Ama nedense yanımda ki yastık onun kokusuyla kokuyordu. Yataktan kalkıp tualete giderken çalışma masamın üstündeki notu gördüm elime aldığımda ' cidden gerektiğinden sıkı sarılıyosun sarışın, bu akşam camını açık bırakmazsan istemediğin şeyler yaparım' yazıyordu. Ne yani rüya değilmiydi?. İçimi bir heyecan kaplarken bir de istemediğin şeyler yaparım yazısı aklıma gelince birden irkildim. Tualete gidip saçımı taradıktan sonra üstüme şortumu giyip üzerime ince bordo kısa kollumu giydim. Evden çıkmadan siyah convercelerimi de giyip otobüs durağına gittim.
Okula geldiğim de Damla koşarak yanıma geldi.
"Knk unuttun hiç takmıyon beni"
"Yok knk seni unutmam ben seni merak etme, eğer gönlünü alıcaksam bugün bi şeyler yapalım"
"İlk defa kendine gelmiş gibi konuştun Gizem, seninle girur duyuyorum" diyip elini omzuma attı.
"Offf knk abartıyosun sen de tm çıkışta kapıda bekle gidiceğimiz yeri ayarlarız" diyip sınıfa doğru yürüdüm. Sınıfa girdiğim de Atalay yoktu. Zaten gelicek olsa o notu bırakmadan bana kendi söylerdi.
Son ders zili çaldığın da çıkış kapısına doğru giderken koridorda bir el beni aniden duvara yasladı. Kim olduğuna bakınca Görkem olduğunu fark ettim.
"Cidden artık beni zorla bir yerlere çekme işine son vermeniz lazım. Ayrıca sen naptığını sanıyosun ya?"
"O gün ki konuşmadan sonra bana cevap vermedin, zorla bile olsa cevabını alıcam Gizem. O yüzden şu an karşımda bir daha Atalay'la görüşmiceğine söz vericeksin" ona alayla sırıtıp "cidden senin her istediğini yapıcağımımı sandın Görkem?, ne sandın sen beni süs köpeğimi?!" Görkem'de benim gibi alayla sırıtıp "Emin ol sana süs köpeğine yapıcaklarımdan daha beterini yap-" cümlesini bitiremeden " Görkeeeem!" Diye cırlak bir ses yanımıza doğru gelirken Atalay'la yiyişen kız olduğunu gördüm. "Ne var Sinem?" Demek adı Sinem'di "Bu ezikle napıyosun burda? Ah tatlım Atalay'a sırnaşmayı kes o senin gibi bücürlerle ilgilenmez" dediği şeyle sinirlerim tavan yaparken ona doğru gidip haddini bildirircesine üzerine yüricekken "Orda dur bakalım daha seninle işim bitmedi" diyen Görkem'e sinirle bakıp "Atalay'dan uzak durmicam, hatta sana inat daha da yakınlaşıcam. Onun geçmiş te neler yaptığını söyleterk ondan beni uzaklaştırma çabaların suya düşücek üzgünüm ama böyle yaptıkça sen beni ona itiyosun" dediğim de gözleri alev alırcasına delice bana bakıp " o zaman ben seni kendi ellerimle ondan uzaklaştırırım" diyip beni birden omzuna attı. "Napıyosun yaa! Ya Görkem bırak beni!" Ellerimle sırtına yumruklar atmaya çalışırken en ufak bir tepki vermeden yürümeye devam ederken Sinem "Sen istediğin gibi eğlen Görkem ben Atalay'la ilgilenirim diyerek pis pis sırıtarak bizim yönümüzün tam tersine yürümeye başladı. Görkem'in üstünde bir kez daha tepinerek şansımı denedim ama nafile. "Artık kendin uzaklaşmak zorun da değilsin rahatladınm?" Dediğinde içimi büyük bir korku sardı. Okul kapısına geldiğimiz de Damla'nın orda olmadığını gördüm. Sanırım gelmediğim için bana sinirlenip gitmişti. Ben Damla'yı düşünürken beni bir arabaya oturtup kapıyı kapattı. Çıkmaya çalışırken beni geri itip "Yaramazlık yapma Gizem, yoksa canını yakarım" dediğinde gerilerek geri çekildim. Sürücü koltuğuna oturarak arabayı sürmeye başladı." Nereye gidiyoruz?" Biraz beklediğim halde soruma cevap vermeyince " nereye gidiyoruz?!" Diye bağırdığımda sinirlenmiş olmalı ki arabayı daha da hızlı sürmeye başladı. Ana yollardan çıkıp ağaçların olduğu alana girdiğimizde ıssız bir yer olduğu için korkum kat kat daha da arttı. Nasıl kurtulucağımı düşünürken, etrafıma bakıp bişeyler düşünmeye başladım. Her yer ağaç ve ormanlık alan olduğu için kimse yoktu ki en azından camı açıp bağırıyım. Aklıma gelen fikirle, ölüp ölmicağimden emin olmadan fikrimi kesinleştirmiştim bile. Görkem'e doğru dönerek "Görkem" dediğimde yola bakan gözlerini bana çevirdiğin de "sen beni tanımamışsın" diyip arabanın kapısını açıp aşağı atladım. Fark ettiğim tek şey yaprakların arasından acıyla aşağı doğru yuvarlandığımdı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UKALA'M
Teen FictionGüzelliğiyle dikkat çeken Gizem, Bir gün bir şekilde kendini Atalay'ın Yanında bulur. Gizem, gerçek aşkını Bulduğuna inanırken, Atalay'ın oyununu Öğrendiğinde, sıra onun oyun oynama Zamanı gelir. Peki ilerde aşkları Devam edicekmi...?