Atalay'ın ağzından:
Görkem'in Gizem'i götürebileceği yerleri düşünürken koltuğun yanındaki telefonumdan mesaj sesi gelince belki Gizem'le ilgilidir diye arabayı hemen durdurup gelen mesaja baktım. Tahmin ettiğim gibi gelen mesaj gizli bir numaradandı. Ama bir video göndermişti. Gelen videoya bakarken bir gözlerim irice açıldı. Gizem'in bağırışları, Görkem pezevenkinin ona dokunuşları. Ben videoyu izledikçe kendimden geçip sinirlerime hakim olup kafamı Gizem'i bulmaya vermiştim. Daha fazla dayanamadığım için videonun tamamını izlemeden hemen vidoeyu kapatıp derin bir nefes aldım. Arabayı tekrar çalıştırırken aniden fren yaptım. Tabi ya aklıma nasıl gelmemişti. Tekrar telefonu elime alıp istemsizce vidoeyu tekrar açtım. Gizem'in çığlıklarını tekrar duymamak için telefonun sesini kısıp odaya baktım. Burası bana bir yerden tanıdık geliyordu. Tabi ya bu oda biz Görkem'le arkadaşken takıldığımız ormanlık alandaki küçük bir evin içindeki eski odalardandı. Telefonu yan koltuğa atıp hemen arabayı evin olduğu ormanlık alana sürdüm. Daha fazla Gizem'e bir şey yapmasına izin vermezdim. Arabayı sürmeye devam ederken telefonu tekrar sürerek hemen Berk'e adamlarıda getirmesi için Gizem'in eskiden takıldığımız evde olduğunu yazdım. Geliyorum Gizem sana o şerefsiz daha fazla zarar veremicek.
Gizem'in ağzından:
Kısa bir süreliğine bayılmış olmalıyım ki tekrar uykudan uyanmış gibiydim. Gözlerimi açtığım halde tek gördüğüm karanlıktı. Ellerimin hala bağlı olduğunu fark edince gözleriminde hala kapalı olduğunu anladım. Bir an Görkem'in bana yaptıkları aklıma gelince istemsizce tekrar ağladım. Birden üşümeye başladığımda üzerimde sadece südyenim ve kilodumun olduğunun farkındaydım. Kapının açılma sesini duyduğumda bir an korkudan irkildim. İçeri gelen Görkem'den başka kimse olamazdı. Zaten bunu Görkem'in konuşma sesini duyunca anlamıştım.
"Demek uyandın" onun sesini duydukça iğreniyordum. Bana o dokunduğu anlar.... Şu an şuradıkça kafama kurşun sıksalar ilk önce teşekkür eder ondan sonra ölüme gözlerimi yumardım. Zaten şu an gözlerimin açık olduğu söylenemez ama.
"Gizeeeeem!" Bağırma sesiyle bir an nedense umuda kapıldım. Ama bu ses benim canımın Dilek'in sesine çok benziyordu.Atalay'ın ağzından:
Evin önüne geldiğimde kapıda sadece 2 adamın dikildiğini fark ettim. Eğer sadece bu kadarsa içeri tek başımada kolaylıkla girebilirdim. Ben adamların karşısında arabayla dikilirken onlar sap gibi bana bakıyorlardı. Görkem malından zaten nasıl koruyucular bulması beklenirid ki. Arabadan hızlıca inip eve doğru giderken sonunda 2 koruma da işe yarayıp önüme geçtiler.
"Çekilin lan!" Diye bağırmamın ardından, arkamdan hemen "abi!" Diyen Berk'in sesinin geldiği yöne dönerek ona baktım. Yanında Gizem'in arkadaşlarından biri de vardı.
"Oğlum kızı niye getirdin lan?!"
"Abi Gizem'i alınca ona da bişey yaparlar belki diye ne olur ne olmaz"
Dediğinde Berk'in biri için böyle endişelenmiceğini bildiğim için ona soruşturmayı sonraya sakladım. "Adamlar?!" Diye bağırdığımda "abi ne adamı yaa onlar sadece aramak için lazım biz hallederiz burayı" dediğinde ilk önce sırıttım. Sonra önüme dönmemle beraber önümde dikilen adamın birine aniden yumruk attım.
Adam yumruğumla yere düşerken Berk'te diğer adamı halletti. Bizden önce Berk'in getirdiği kız evden içeri girerek "Gizeeeeem!" Diye bağırmaya başladı. Bizde içeri girdiğimizde başka adamın olmadığını anlayınca hemen üst kata çıktık. Gizem'in olduğu odaya doğru ilerlerken Görkem'in kapıda dikildiğini gördüm.
Ona doğru hızla yaklaşırken elindeki silahı aniden bana doğru çevirip,
"Yaklaşman iyi bir seçim olmaz" diyerek silahı Gizem'e doğru tuttu. Elindeki silahı elinden nasıl alıcağımı düşünürken odadaki Gizem'i hala göremiyordum. Acaba şu an ne haldeydi?. Arkadan gelen Berk'i görünce onu görmemiş gibi ses çıkarmayıp Görkem'e bakmaya devam ettim. Berk Görkem'in boynuna sarılırken bende hızlıca Görkem'in elindeki silahı alıp geriye fırlattım. Silahı fırlatmamla Görkem'e attığım yumruklarda ard arda gelmeye devam etti.
"Naptın lan kıza? Nasıl dokunursin lan sen ona?! Senin o Gizem'e değen parmaklarını teker teker kırmazsam benim de adım Atalay değil lan!"ben konuşup onu yumruklamaya devam ederken, Berk'in "abi Gizem" demesiyle kafamı odaya çevirdim. Gizem üstünde sadece südyeni ve kiloduyla, gözleri kapalı ve kolları bağlı bir halde yatakta yatıyordu. Hemen Görkem'in üstünden kalkıp koşar adımlarla Gizem'in yanına gittim.
Göğsünün üstündeki morlukları görünce sanki bir an kalbim durucakmış gibi hissettim. Bağlı olan ellerini hemen çözüp, kapalı olan gözlerini hemen açtım. Ağlamaktan şişmiş olan gözlerini görünce bir an benim de ağlayasım geldi. Kendime hakim olup hemen üzerimdeki deri ceketi Gizem'in üzerine örtüp onu kucağıma aldım. Gizem'i arabaya doğru götürürken arkadaşının ona irice açılmış ve ağlayan gözlerle baktığını gördüm. Birbirlerine değer veriyor olamalıydılar. Berk'e dönüp,
"Adamlara söyle şunu halletsinler ve sen de kızla ilgilen" dediğimde onay verircesine kafasını salladı. Gizem'i arka koltukta yatar bir biçimde koyup hemen ön koltuğa geçerek hızla arabayı eve sürdüm. Eve geldiğimizde Gizem'i tekrar kucaklayıp zorda olsa evin kapısını açıp odama doğru götürdüm. Yatağa yavaşça bırakıp üzerine ne verebiliceğimi düşündüm.
Montu üstünden çektiğimde Görkem'in bıraktığı morlukları görünce bir an o an kafamda canlandı. Gizem'in nasıl bağırdığı, Görkem'in onu nasıl ellediği, ben bunlara dalmışken Gizem'in gözlerini açtığını fark ettim. Gözlrini yavaşça tamamen açtığında karşısında beni gördüğünde bir anda yerinden doğrulup bana sımsıkı sarıldı. Bu hareketine yaşadığı şeyler yüzünden şaşırmayıp ben de ona sımsıkı sarıldım. Bana sarılırken bir an nefes nefese ağlamaya başladı. O kadar kötü ağlıyordu ki bunca hayatımda onca yaşadığım şeyden sonra hiç ağlamayan ben gözlerim sulanmıştı.
"Şşşş bak artık geçti. Ben yanındayım. O pezevenk artık sana bir daha dokunamicak. Artık korkma" dediğimde bana sıkıca sarılan elleri yavaşça gevişleyip derin bir nefes aldı. Karşıdaki aynayı görünce yavaşça ayağa kalkıp aynanın karşısına geçerek Görkem'in morarttığı yerlere bakıp elini gezdirdi. Gözleri tekrar sulanırken masanın üzerindeki parfüm şişesini alıp bir an aynaya fırlatıp yere çömerek ağlamaya başladı. Cam parçaları yere düşerken ben hızla yanına gidip ona sıkıca sarıldım.
Tekrar kucağıma alıp yatağa yatırdım.
"Ben bunlarla tekrar kendime nasıl bakıcam?" Dediğinde gözlerinin içine bakıp "biraz bile olsa o izleri kendime ait yapmamı istermisin?" Diye sorduğumda,
"Sanki olucakmış gibi konuşmayı kes" dediğinde en azından yavaş yavaş eski haline döndüğünü anladım. Ona hafif bir gülümseme gönderip, Görkem'in bıraktığı izlerin üstüne bende dudağımı götürerek o izlerin üstünü kapatıp kendi izlerimi bırakmayı denedim.
Gizem beni ilk önce ittirmeye çalışsa da amacımın ne olduğunu anlamış olucak ki ittirmeyi bıraktı.
Ama o hala ağlamaya devam ediyordu.
"Atalay böyle yaparak bir şeyi düzeltemezsin" dediğinde ne kadar haklı olduğunu bilsem de ben yine de devam ettim. En son ağzından küçük bir inilti çıkıp nefesi hızlanmaya başladığında,
"Ben seni her türlü tekrar benim yaparım Gizem. Sen benimsin ve bunu hiç bir şey değiştiremez. Buna bedeninde ki başka bir pisliğin izi de dahil" dediğimde gözlerimin içine bakıp hafifçe sırıttı. Ama bu onun ağlamasına bir engel değildi. Bu yaşanan olayı hiç bir kız saatler içinde atlatamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UKALA'M
Genç KurguGüzelliğiyle dikkat çeken Gizem, Bir gün bir şekilde kendini Atalay'ın Yanında bulur. Gizem, gerçek aşkını Bulduğuna inanırken, Atalay'ın oyununu Öğrendiğinde, sıra onun oyun oynama Zamanı gelir. Peki ilerde aşkları Devam edicekmi...?