■Yalancılar■

347 16 18
                                    

Görkem'le konuştuktan sonra, cidden hayatımda hiç yaşamadığım kadar çöküş yaşamıştım. Yavaşça eve doğru yürürken bir yandan da Atalay'ın nasıl bu kadar acımasız olabiliceğini düşünüyordum. Ben ona ilkimi vermiştim. Ben onu sevmiştim. Ben ona güvenmiştim be. Demek bunları tek yapma sebebi öğrendiklerimmiş ha?

İlk baş Görkem'e inanmasamda, kendi öz annemide karşıma getirmişti. İlk anneme zarar vermekle, tehdit ediceğini düşünürken, her şeyi bir de annemden duymak, ne koymuştu be. Aynı zamanda annem de gerçekte kampta olmadığımı anlamıştı. Tıh aman ne kadar kötü.

Ben bunları düşünürken, çoktan kapının önüne gelmiştim bile. Elimi zorla yukarı kaldırıp, kapıyı 2 kez tıklattıktan sonra, açmalarını bekledim. Acaba şimdi nasıl davranmalıydım. Her şeyi yüzlerine bağırarak bir bir söylesemmi yoksa direk tokat atıp arkamı dönüp gitsemmi? Hayır, bunları yapamazdım. Çünki daha beklediğim kişi gelmemişti. Bir gün daha sabretmeliydim. Eğer onlar bana oynuyorsa, bende oyunun devamını getirirdim.

Kapı açıldığında, Damla'yı karşımda gördüm. En iyi arkadaşımdamı bunu benden saklamıştı yani. Ne dost ama.
Damla tam ağzını açmış bir şey söylicekken, ben direk odaya gitmek için yanından geçmiştim. Merdivenlerden çıkarken Damla'nın bana "Gizem!" Diye bağırışını duydum. Ah yoo ben hiç bir şey olmamış gibi veya cevap vermeden odasına kapanan kızlardan olmicaktım. Sadece oyunun devamını ben getirip, bir süreliğine ben saklicaktım.

Merdiven basamağında durarak, Damla'ya döndüm "ne var?" Dediğimde, "Nerdeydin sen? Berk seni aramaya gitti, ayrıca çıkarken o söylediğin şey hiçte eğlenceli değildi, hanfendi" diyerek bana biraz sırıtarak baktı. Ne güzel hiç bir şey olmamış gibi davranıyordu öyle. Keşke bende bu kadar güzel davranabilseydim.

"Nereye gittiğim sizi ilgilendirmez. Ayrıca sürekli bana soru sormayı bırakın" diyerek arkamda şaşırmış bir Damla bırakarak odaya çıktım. Evet, bu yalanı bildiğimi söylemicektim ama onlara eskisi gibi de davranmicaktım. Onlar artık bana göre ne saygıyı nede benim sevgimi hakediyorlardı.

Telefonuma gelen mesaj sesiyle, düşüncelerimden uzaklaşarak, telefonumu elime aldım. Mesajı Atalay'ın gönderdiğini görünce, alayla sırıttım.

Gelen:öküzüm ♡
-sabah o suratıma kapanan telefonun hesabını eve gelince sorucam sıçan

Cidden beni hiçmi sevmemişti bu çocuk. Beni bir eğlence makinesi gibi kullanıp, planları için aletmi etmişti yani.

Gönderilen:öküzüm ♡
-tm

Atalay'ın ağzından:
~~~~~~~~~
Tm? Yani sadece 'tm' mı yazmıştı bu kız. Ayrıca sıçan dememe rağmen. Bu bana garip gelse de, eve gidince nasıl olsa öğrenirdim. Onu bu oyuna alet etmem beni mahfediyordu. Eğer öğrenirse, kim bilir neler yapardı.

Onu ilk önemsemesemde, gün geçtikçe, nedense ona bağlanıyordum. Onu sahipleniyor, zarar gelmesinden korkuyordum ve bu duygular bana yabancıydı. Kocaeli'ye, sadece 2 günlüğüne, Görkem'i denemek için gelmiştim. Ancak ondan hala ses yoktu. Kocaeli arabayla, İstanbul'a 1.30 saat olduğu için buraya gelmiş ve ögrendiğime göre, Gizem pişmaniyeyi çok sevdiği için, ona burdan pişmaniye almaya karar vermiştim.

Cidden bu kız yüzünden, ne kadar da saçmalar olmuştum böyle. Ama Gizem'i sanırım bu yüzden seviyordum. O beni kimsenin yapamadığı, başka bir Atalay yapıyordu. Ama onu ne kadar benim görsemde, bu yapıcaklarıma bir engel değildi.

Gizem'in ağzından:
~~~~~~~~~~
Eve geldiğimden beri aşağıya tekrar inmemiştim. Çünki bana yalan söyleyenleri görünce,daha fazla saklamayıp, yüzlerine her şeyi vurarak çekip gitmek istiyordum. Ama bunun için asıl kişi de burda değildi. Hem bu bana engel oluyordu, hemde onların bana yaptıklarını, bir nevi bende onlara yapıcaktım. En ağırıma gidenlerden biriyse, annemin de gençken, Sinem gibi olmasıymış. Saygı duyduğum, canımdan bile çok sevdiğim anneme artık ne hissediceğimi bile bilmiyordum. Peki annem babamın yanında, nasıl eskileri hatırlamadan, sakince durabiliyordu.

Ahh, cidden şu insanları anlamıyordum. Şu anda sinirlenmek yetmezmiş gibi bir de babama üzülüyordum. Kim bilir annemin bu yaptığını öğrense nasıl hissederdi. Ama bunu ona söyleyemezdim. Eğer öğrenirse, bu yaşadıklarım yetmezmiş gibi, bir de aile problemleriyle uğraşamazdım.

Kapı açılma sesi duyduğumda, başımı çevirme gereği bile duymadım. Sonuçta, ya Berk gelmişti, ya da Damla. Karşıma biri oturduğunda, hala bakmadığım halde, sesinden Berk olduğunu anlamıştım. "Kızım sen manyakmısın. Aramadığım yer kalmadı. Nereye kayboldun? Ayrıca geldiğinden beri aşağıya inmemişsin. Bir sorunmu var?" Ah evet, bir sorun var. Hemde çok büyük bir sorun. "Hayır, bir sorun yok. Sadece sizden sıkıldım." Bunu söylerken, tam gözlerinin içine bakıyordum.

Söylediğim şey yüzünden, biraz afalladığında, ben ifadesiz bir şekilde hala ona bakıyordum. Acaba artık acıma duygumu kaybetmişmiydim. Belki de artık, farkında olmadan insanların duygularını düşünmeden, onların yüzlerine istediklerimi söylicektim. Bence bu olanların yanında hiç bir şey kalırdı. Ama bunu suçsuz insanlara yaparsam da, bu sefer ben kötü konumuna düşücektim. Siktiğimin hayatı.

"Gamze, sende bir şeyler var ve bana söylemiyorsun. Eğer söylersen belkinsana yardım edebilirim. Veya ne biliyim, bişeyler düşünürüm işte. Ama bunu bize vurman çok saçma" en son söylediği şeyle, şartellerim igcene atarken, ona vericeğim cevabın, ne kadar ağır ve hiç beklenmedik bir şey olucağının farkındaydım. "Benimle dalgamı geçiyorsun, bende bir insanım ve benim de hislerim var. Belki bu sana veya size bir şey ifade etmez ama, belki de cidden sizden bıkmış olamazmıyım. Veya sadece sen ve Damla'dan bıkmış, ama Atalay'ı hala seviyorumdur. Kim bilir. Yada bu söylediklerimin hepsi bir yalandan ibarettir. Gerçekten burdan gitmek istiyorumdur. Hadi onları da geçtim. Belki de artık sevdiğim adamın, Görkem'in yanına gitmek istiyorumdur."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

UKALA'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin