Tam 4 gündür, Atalay'ların evinde kalıyordum. Şu ana kadar dışarı sadece 2 kez çıkabilmiştim. Ulan ne günahım vardı da sözde hedef ben olmuştum.
'Son kamelya' kitabımı okurken, arada sırada açık camdan da dışarı bakıyordum. Yaklaşık 14 yaşındaki çocuklar futbol oynuyorlardı. Kitabı okumaya ara verip burnuma yaklaştırarak sayfalarını baş parmağımla geriye doğru çevirip kokusunu içime çektim.
Koku zevkim cidden çok değişiktir. Egzoz, oje ve kitap kokusunu çok severim. Evet, tamam, egzoz biraz saçma gelebilir ama napabilirim. Hoşuma gidiyor. Son sayfalara doğru koku da azaldığında, sırıtmak yerine burnumdaki acıyla "aaahhh!" Diye bağırmam bir oldu.
Ne olduğuna baktığımda, yerde duran topu görmemle çocuklara dönerek "dikkat etsenize be! Kaç yaşındasınız hala düzgün oynayamıyomusunuz?!" Diye bağırdım. Aralarındaki bir çocuk "oha lan kıza bak, knk telefon nerde bi foto çekek" dediğinde, gözlerim fal taşı gibi açıldı.
Tekrar aralarından biri "abla aşkın yaşı olmaz derler ve ben buna senin sayende inanıyorum. Bak benim gibisini bi daha bulamazsın" dediğinde, tam imanpower lığımı bozucaktımki "lan! Ne diyosunuz siz?" Diye bağıran dibimdeki Atalay'ın sesini duydum. "Sen ne ara geldin be? Ne biçim erkek milletisiniz siz ya? Birisi ordan karşısındakinin yaşına bakmadan yavşar, birisi burdan hödük gibi birden çıkıp üstüne beni evinde zorla tutar. Ni ittimde bunlar beni buluyo ya? Aaaay bıktım be!" Diye aniden bağırdığımda Atalay'da "bi de oh çekseydin" diyince, gaza gelip üstüne de "oooh!" Diye bağırarak yerimden kalktım.
"Kalkın ve yemek için site versiğimiz listeyle alışverişe gidin" diyen Damla'ya, Berk 'yok yaa' diye bakış atarken, Damla'ya destek çıkmak için, koltuktaki yastığı elime alıp Atalay'ın suratına fırlattığımda, televizyondaki gözlerini bana çevirerek, kaşlarını çatarak "ne var kızım?" Dediğinde "kalkın ve alışveriş yapın, madem beni çıkarmıyorsun, aç kalmak istemiyorum. Hem eğer giderseniz karnıyarık yaparım." Dediğimde, Atalay yerinden kalkıp "tam benim kızım" dediğinde "sus ve alışverişe gidin. Burda sizin yüzünüzden hiç Damla'yla daha Bella'nın ölüp ölmediğini öğrenmeden geberemeyiz" dediğimde, Atalay ve Berk Damla ve bende göz gezdirince Atalay "Görkem malı ne istedi de bu kızı kaçırmayı planlayıp, onun yüzünden zorla yanıma almak zorunda kaldım." Dediğinde, tam ağzımı açıp sanki hu durumda olmayı çok istermişim gibi ona saydırıcakken "en azından karnıyarığı düzgün yapıyorsunda, eve bir katkı sağlıyorsun" dediğinde "katkımı? Demek katkı sağlıyorum ha? Hemde karnıyarık için? Tm sen istedin" diyip, yerimden kalkarak Atalay'ın boynuna atladım. "Lan kızım manyakmısın?!" Saçınıda seçmeyi başlayınca "kızım bıraksana lan!" Diye bağırmaya başladı.
Atalay'ın üstüne atlayarak, havalı ve yumuşacık ve kokusuna taptığım saçlarını...töbe höstt, sakin ol Gizem. Neyse Atalay'ı canından bezdirdikten ve onlar alışverişe gidip malzemelerle eve geldiklerinde, bizde Damla'yla yemekleri hazırladık. Damla salata ve sofrayla ilgilenirken bende, karnıyarık yapıyordum.
Yemekleri yedikten sonra, biz Damla'yla sofrayı toplarken, erkeklerde film açmıştı. Damla'yla sofrayı topladıktan sonra, ben Atalay'ın yanına, Damla'da çarprazımızdaki Berk'in yanına oturmuştu. Film başladığında, başlangıç müziği beni biraz germişti. Film tanıtımıda bitirdikten sonra yaklaşık 20 dk güzel geçmişti. Ama sonra olaya korku karışınca iğcene yerime sinmiştim. Ekrana aniden bir şey çıkınca Damla'yla ben büyük bir çığlık atmıştık. Atalay ve Berk bu halimize gülerken, yüzümü kapattığım yastıktan anlamalarını umarak onlara söylendim.
"Biz o kadar parmaklarınızı yiyin diye, şeyler hazırlayalım. Üstelik beni buraya hapsedin üstüne bide korku filmi açın. Hani nerde adalet? Hani kadına saygı?" Diye söylendim. Yüzümü yastıktan kaldırdığımda, Atalay'ın sırıtarak bana baktığını gördüm. Ona delice bir surat ifadesi yaptığımda, sırıtışı yerine ufak bir kahkaha atmıştı. Damla'ya baktığımda, Berk'in kollarının arasında uyuduğunu fark ettim. Ben Berk'e 'oooo' diye dudak hareketi yaptığımda 'oyarım' dercesine gözleriyle anlattı. "Öyle olsun" diye fısıldadığımda, Berk "abi ben Damla'yı eve bırakıyım" diyip Damla'yı yavaşça kucağına aldı. Onlara bakınca içimden 'oysss ne güzel yakışıyolar evlatçıklarım, guzucuklarım. E bunca yıl boşuna emzirmedim' diye dalga geçtim. Atalay'da ayağa kalkıp, Berk'in rahatça çıkması için çıkış kapısını açıp onların çıkmasını bekledi. Tekrar içimden 'seni kibar öküz senii' diye geçirdim.
Film bittiğinde "ben yatıyorum, iyi geceler" diyip koltuktan kalkarak odaya doğru yürüdüm. Üstümdekileri çıkarıp, minyonlu pijama şortumu ve askılı üstümü giyerek yatağa yattım. Yaklaşık 5 dk sonra kapı açıldığında, gözlerimi açıp kimin geldiğine bakınca, Atalay'ın altındaki kotu çıkardığına gördüm. Birden yerimden doğrulup "ne yapıyorsun?!" Diye sorduğumda, "uyumaya hazırlanıyorum" dedi. Son olarak üstündeki tişortüde çıkarıp yanıma geldiğinde sıkıca belime sarıldı.
İlk önce tepki vermesemde, sonra kollarından çıkmak için tepinmeye başladım-her ne kadar kokusuna hayran olsamda- "rahat dur" dediğinde, kendimi daha çok ittiğimde "hasss sik-" dediğini duydum. Evet kahretsin ki kalçam şu an tam orasına dayalıydı ve sertliğini hissediyordum. Birden nefesini boynumda hissedince, vücudumu aniden ateş ve titreme bastı. "Atalay..." diye sessizce adını söyledim. "Hımm?" Diye mırıldandığında, boynumu öpmeye başlamıştı. "Y-yapma" dediğimde "neden?" Diye sordu. "B-ben daha önce hiç..." lafımı bitirmeden, "şşşhh" diye konuşmamı böldü.
Yavaşça boynumu öpmeyi bırakıp aniden üstüme çıkınca, utancım tavan yaptı. Yüzüne yüzüme yaklaştırdığında, sıcak ve yumuşak dudakları benimkilerle buluştu. İlk baş yavaş ve sakince öperken birden sert bir şekilde ve şehvetle öpmeye başladı. Yavaşça dili dilimle buluştuğunda, tiksinmek yerine zevk aldım. Dudaklarını çekip aniden tişortünü çıkarınca, vücudundaki kaslara bakmadan edemedim. Tekrar bana doğru eğildiğinde, birden cesaretimi toplayıp, ellerimi karın kaslarının üzerine koydum. Ellerimi birden tutup çekince, ilk baş sanırım yanlış yaptım diye düşünürken tişortümü çıkardığında amacının bu olduğunu anladım.
Boynumu öperek bir şeyler mırıldanmaya başladı. "Kokun" göğüs üstümü öptü "gözlerin" göğsümün altına indi "dudakların" karnıma indi "vücudun" ve en son hemen o bölgemin üstünde durumca "her şeyine bayılıyorum" dediğinde, içimi bir heyecan kapladı.-zaten yokta denilemezdi- son hamle olarak kilodumu çıkardığında, ben onun karşısında çıplakken, o benim üstümde sadece boxeriyle duruyordu. Tekrar dudaklarımı öperken, ellerimi saçlarının arasında gezdirmeye başlamıştım. Hemen yanımızdaki çekmeceyi açtığında içinden küçük bir paket çıkardığını gördüm. Paketi yırtıp elleri belimden alt bölgesine gittiğinde yapmak üzere olduğunu anladım.
"Şimdi sakin ol, ilk yavaş olucam ama beni mahfettiğin için ilerisine söz veremem" dediğinde, ilk önce sırıtıp, ardından "inan bana çok cesaretlendim" diye alay ettiğimde gülümseyip tekrar beni öpmeye başladı. Dudakları hala dudaklarımdayken, bacaklarımı araladığında sertliğini heen oramda hissedince, korkudan onu birden daha sert öpmeye başladım. Oda bunu anlamış olucakki, bana eşlik ederken yavaşça içime girmeye başlamıştı bile. En son içime tamamen girdiğinde, çığlığım dudaklarımızın arasında kaybolmuştu. Biraz bekledikten sonra, kendini tekrar bana ittirdiğinde yüksek bir sesle inlemiştim. Tekrar ve tekrar bunu yaparken inlemelerim acıdan zevke dönüşmüştü. Yavaşça hızlanırken nefesini boynumda hissediyordum ve bu beni cidden mahfediyordu.
Uzun bir süreden sonra kendini sertçe tekrar bana ittirdiğinde, o ve ben artık bitmiştik ve ben son kez inlediğimde en son nefes nefese kalmıştık. Kendini bana bıraktığında, sırtını tırnakladığım ellerimi yavaşça saçlarına götürdüm. Yanıma uzandığında beni sıkıca kendine çekip, alnıma bir öpücük kondurdu. İstr ben o an kesinlikle bu öküze aşık olduğumu anlamıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UKALA'M
Teen FictionGüzelliğiyle dikkat çeken Gizem, Bir gün bir şekilde kendini Atalay'ın Yanında bulur. Gizem, gerçek aşkını Bulduğuna inanırken, Atalay'ın oyununu Öğrendiğinde, sıra onun oyun oynama Zamanı gelir. Peki ilerde aşkları Devam edicekmi...?