Victoria'nın gördüğü tek şey sonsuz karanlıktı. Hiç ses yoktu. Beyni binlerce parçaya bölünmüş anıları bir araya getirmeye çalışırken bir yandan da kendine hala hayatta olduğunu kanıtlamak için ipucu arıyordu. Karanlığın içinde sessizliğin bozulmasını ne kadar bekledi bilmiyordu.
Aniden duymaya başladığı fısıldamalar vücudunun korku ile kasılmasına yetti. Gözleri gelen seslerin sahiplerini arıyor ve beyni konuşulanları anlamaya çalışıyordu.
"Uyanıyor."
Fısıldamaların arasında bir tek bu kelimeyi anlayabildi.
Uyanıyor...
Beyni aradığı kanıtı bulmuştu. Yaşıyordu. Gelen sesin sahibinin kim olduğunu tam olarak anlayamasa da tanıdığı birine ait olduğuna emindi.
Ona asırlar gibi gelen dakikalar boyunca gözlerini açmaya çalıştı. Sonunda karanlığa karşı verdiği savaşı kazandığında yaşananlar beyninin içinde bir çığ gibi büyüdü ve gürültüyle patlayarak etrafa saçıldı.
Çevresindekiler sevinç ve dehşetin birbirine girdiği yüz ifadeleriyle onu izliyor, Victoria'nın etrafı izlemekten başka bir harekette bulunmasını bekliyorlardı.
Odasında, sıcak yatağının içerisindeydi. Boğazı yanıyor, burnu sızlıyor ve göğsünde bir taş varmış gibi hissediyordu.
"İyi misin Victoria, cevap ver."
Bakışlarını sesin geldiği yöne çevirdi. Söylemek istediği ve sormak istediğini çok şey vardı fakat "İyiyim." demekle yetindi. Dirseklerinden destek alarak doğrulmaya çalışırken Richard ona yardım ederek işini kolaylaştırdı.
"Neler oldu?" diye sordu.
"Ne kadarını hatırlıyorsun bilmiyoruz fakat sen bize George ile konuştuklarını anlatırken bir anda kan kusmaya başladın. Bir saatten daha uzun bir süre kanı durdurmaya ve sorunun ne olduğunu anlamaya çalıştık. Marshall gücünü kullanmayı denedi fakat seni iyileştirmeyi ya da acını azaltmayı başaramadı." diyerek anlatmaya başladı Sophie. "Denebileceğimiz tek bir çözüm vardı. Bu yüzden Jackson Hugo'nun yanına gitti."
"Vampir kanının kuvvetli bir iyileştirici özelliği vardır fakat damardan çıktıktan kısa süre sonra kullanılmazsa işe yaramaz. Evin dört bir yanı kana bulandığı için Hugo'yu yanına getirmemiz mümkün değildi. Jackson gidip en kısa sürede ondan bir şişe kan almayı başardı ve etkisini kaybetmeden sana içirdi."
Her seferinde Victoria'nın ölüm ile yaşam arasındaki ince çizgide duracağı yeri Jackson belirliyordu. Yine onun hayatını kurtarmıştı.
"Bizim gitmemiz gerekiyor. Bugün hepimiz belli aralıklarla evin çevresinde olacağız. Ayrıca destek olarak başka Skyser'lar da geldi. Yardım gerekirse en yakınında olan kişi Jackson olacak." dedi Samy. Çıkmak için harekete geçtikleri anda Zoe durmalarını işaret etti.
"Victoria, Jackson Hugo'nun yanına gitmeden önce bir şey daha yaşandı. Sen Jackson'a bir şeyleri hatırlamayacağından söz ettin..."
"Ne?"
Victoria'nın verdiği tepki üzerine Zoe bunu ona söylediği için kısa bir pişmanlık duydu ardından tekrar konuştu. "Her neyse bununla daha sonra ilgileniriz. Şu an önemli olan dinlenmen."
Victoria, Zoe'nin haklı olduğunu düşünüyordu. Neyden bahsettiğini bilmese de kesinlikle şimdilik bunu düşünmeyecekti.
O an herkesi dikkatle inceledi. Jackson burada değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞÜM EFSANESİ-Başlangıç
Fantasy"Kurtlar tekrar dönüşemediğinde, vampirler açlıklarını dindiremediklerinde, Upirler birbirlerini öldürmeye başladıklarında, cadılar güçlerini kaybettiğinde, dört büyük yok olmak üzereyken sen adeta yeniden doğacaksın Victoria. Bırak önünde diz çöks...