Bölüm 26

57 10 0
                                    

"Bunu bize nasıl yaparsın? Resmen bizi kandırdın!" diye bağırdım. Her ne kadar sesimi kontrol etmeye çalışsam da başarılı olamıyordum.

Aklımı kaybetmiş gibi hissediyordum.

"Hiçbir şey bildiğiniz yok. Yaptığım şeylerin sebepleri vardı!"

"Anlatmaya hangi sebepten başlamak istersin?" dedim ve kendimi kaybetmemi engellemek için derin bir nefes aldım. "Pekala, varsayalım ki haftalarca mantıklı sebeplerinden dolayı bizden her şeyi gizledin. Peki ya bu hafta yaşananlar? Sessiz kalmana inanamıyorum! Kurtların saldırısına uğramamış olsaydım saklamaya devam edecektin ve her şey daha da fazla karışacaktı!"

O tam cevap vermek için dudaklarını araladığında Richard ve ardından çocuklar sırayla eve girdiler. Birkaç saniyelik anlamsız bakışmaların ardından Nick konuşmaya başladı.

"Neler oluyor burada?"

***

Üç Hafta Önce;

Cenazenin ardından iki hafta geçmişti. Richard ve Victoria bu iki haftada hiç vakit kaybetmeden birçok kez aksattıkları okullarına tekrardan düzenli olarak gitmeye başlamışlardı. Aynı zamanda çocuklarla birlikte vakit geçirmiş ve her günün sonunda eve geldiklerinde anne ve babalarının yokluğuyla başa çıkmaya çalışmışlardı.

Geçen iki haftada Jackson onlara pek fazla katılmamıştı. Bu Victoria'yı her ne kadar üzse de bir süre sonra Jackson'ın kendisinden kaçtığı gibi o da Jackson'dan kaçmaya başlamıştı. Ayrıca geçen bu iki haftada kasabada her şey normal ilerlemişti. Herhangi bir cinayet, esrarengiz olay veya efsaneyle alakalı olabilecek bir olay yaşanmamış; Ciarcos'lardan olan herhangi biri tarafından da rahatsız edilmemişlerdi. Çocuklar, Beş Olay'ın ardından yaşanacak diğer şeyleri bilmelerine rağmen Victoria inatla öğrenmeyi reddetmişti. Olaysız geçen ve yeni hayatına alışmaya çalıştığı bu günlerde efsaneyle ilgili bir şeyler duymak istemiyordu.

Cenazeden iki gün sonra Victoria'nın cenazede yokluğunun farkına dahi varmadığı amcaları Robert aramış ve cenazeye gelememesinin sebepleri olduğunu söylemişti. İşlerini halledip en kısa zamanda yanlarına geleceğinden de bahsetmişti. Telefon görüşmelerinin buraya kadar olan kısmı her ne kadar normal olsa da Robert'ın yanlarına geldikten sonra onlarla birlikte yaşayacağını ve ebeveynlerini kaybettikleri için artık onlara bakacak olan kişinin kendisi olacağını söylediğinde kısa süreli bir şok geçirmişlerdi.

Victoria ve Richard, her ne kadar amcalarıyla yaşamak fikrini kendilerine kabul ettiremeseler de geçen iki haftada bu konu hakkında da düşünmeyi sık sık ertelemişlerdi.

Şimdi ise tüm bunların yaşandığı ikinci haftanın son günündeydiler. Tüm çocuklar onların evinde akşam yemeği için toplanmışlardı. Hatta Jackson bile onlara katılıp Victoria'yı şaşırtmıştı.

"Lazanyaya bayıldım." dedi Nick ve ardından tabağını kaldırıp yüzüne yaklaştırdı. "Benimle evlenir misin?"

Nick tabağına sevgi dolu bakışlarını gönderirken, Richard masadan yükselen kahkahaların arasından konuşmaya başladı.

"Lazanyaya bayılmakta haklısın çünkü ben yaptım."

Duydukları üzerine Nick, tabağını yavaşça masaya geri bırakıp tekrardan konuşmaya başladı. "O zaman bayılmadım."

***

Herkes tatlılarıyla evin başka köşelerine dağılmıştı. Victoria, bir süre Marshall'la sohbet ettikten sonra yavaş adımlarla yukarı çıkmaya başladı. Büyük bir bölümünü kullanılmayan eşyaların kapladığı çatı katında bulunan iki koltuktan birine yerleşti. Burada bulunan şeylerin her ne kadar yarısı hatıralar veya çok sık olmasa da kullanılan eşyalar olsa da diğer yarısı kesinlikle çöpten ibaretti. Fakat annesi bir şeylerden çabuk vazgeçebilen biri olmadığı için tüm bunları çöpe atmak istemiyordu.

Victoria, bu eşyalardan nefret etmesine rağmen yıllarca sesini çıkarmamıştı ama bu kasabaya taşınırlarken annesi bir kez daha kullanılmayan eşyalardan vazgeçmeyince şiddetli bir kavga meydana gelmişti.

Kavgayı hatırladığında istemeden de olsa yüzüne buruk bir gülümseme yerleşti. Her ne kadar hala eşyaların bir kısmından nefret ediyor olsa da her sene annesinin doğum gününde yaptıkları gibi çatı katına geleceğine ve her zaman annesiyle yaptığı gibi buradaki eşyaları temizleyeceğine söz verdi. Artık çatı katında annesinin yokluğuyla baş başaydı.

"Neden sırıtıyorsun?"

Victoria, duyduğu sesle birlikte kafasını yan tarafına çevirirken Jackson kendini koltuğa bıraktı.

"Bir şey yok sadece çatı katını seviyorum." diye cevap verdi, gülümsemesini büyütmeye çalışarak.

Yaklaşık bir dakika sadece nefes alışverişleri duyulurken Jackson konuşmaya başladı.

"Özür dilerim, Victoria."

"Ne?" diye sordu şaşkınlığını gizlemeyerek, ardından devam etti. "Yani ne için özür diliyorsun?"

"Sana elimden gelenin fazlasıyla destek olmam gerekirken, senden kaçtığım için." dedi Jackson.

"Ö-önemi yok, hepimiz zor bir dönemden geçiyoruz."

Jackson, Victoria'nın kendisine kızdığını biliyordu fakat geçen birkaç haftada çok fazla şeyle uğraşmıştı. Victoria'nın iyiliği için bir süre uzaklaşmaları gerekmişti. Sadece özür dilemekle kendini affettiremeyeceğini biliyordu.

***

Alarmın sesiyle birlikte gözlerini yavaşça açtı. Büyük bir çaba sarf ettikten sonra yatağından kalkıp hazırlanmaya başladı. Evden gelen diğer seslere bakılacak olursa Richard'da uyanmıştı.

Dün Jackson'la arasında geçen garip konuşmadan sonra Jackson onu çatı katında tekrardan yalnız bırakmıştı. Kısa bir süre sonra herkes evlerine dağılmıştı.

Victoria hazır olduktan sonra Jackson'ı düşünmeyi kendine yasaklayarak aşağı indiğinde Richard çoktan kahvaltı etmeye başlamıştı.

Kahvaltıdan sonra olabildiğince yavaş hareketlerle evden çıkıp okula ulaştıklarında ikisi de derse son anda yetiştiler.

***

Öğle yemeği molasını haber veren zil çaldığında herkes hızla sınıftan çıkmaya başladı. Edebiyat derslerinde Victoria, Nick ve Sophie aynı sınıfta oluyorlardı. Victoria ve Sophie'nin aksine Nick, her derste öğretmeni çileden çıkartacak bir şeyler buluyordu.

Herkes gibi onlarda kendilerini sınıftan dışarı attıklarında koşmaktan nefes nefese kalmış Marshall ile karşılaştılar.

"S-Salem cadıları tekrardan kasabadalar. Hemen gitmemiz gerek."

"Onlarda kim?" diye sordu Victoria, bu sırada hiçbir şeyi sorgulamadan onu kalabalığın arasından olabildiğince hızlı götürmeye çalışan arkadaşlarına bakılacak olursa bu konu hakkında sadece onun bilgisi yoktu.

"Efsaneyle alakalı olan çok güçlü bir cadı topluluğu. Şu an okula doğru geliyorlar, eğer seni onlar gelmeden çıkaramazsak hiç iyi olmaz." dedi Marshall. Bu sırada üçü de Victoria'nın etrafını sarmış, giriş katındaki yavaşlayan kalabalığın arasından çıkışa ulaşmaya çalışıyorlardı.

"Kahretsin, geç kaldık."

Koridor kimsenin hareket edemeyeceği kadar dolduğunda Victoria, parmak uçlarında yükselerek bir şeyler görmeye çalıştı fakat başaramadı. Etrafındaki insanların korktuğunu hissedebiliyordu.

DÖNÜŞÜM EFSANESİ-BaşlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin