Jackson, uyandığı halde gözlerini açmıyordu. Sırtında ve karnında bir ağırlık hissediyordu. Yavaşça gözlerini açtığında nerede olduğunu anlaması yaklaşık on saniyesini aldı. Fazla kıpırdamadan arkasına baktığında Victoria'nın ona koala gibi sarılmış olduğunu gördü.
Victoria ona öyle sıkı sarılmıştı ki hareket edemiyordu, yapabildiği tek şey nefes alıp vermekti. Onu uyandırmak istemediği için kıpırdamadan uyanacağı zamana kadar beklemeye karar verdi. Bu süre içerisinde kısa aralıklarla uyuyakaldı. En sonunda Victoria'nın uyandığını fark ettiğinde kıpırdamamaya devam etti.
Victoria gözünü açmadan yüzünü sarıldığı şeye gömdü. Bir süre bekledikten sonra gözlerini açıp kafasını hafifçe kaldırdı. Neye sarıldığını anladığında hızla geri çekilmeye çalıştı fakat ağırlıktan dolayı ellerini Jackson'ın karnından çekemedi. Victoria pes ettiğinde Jackson ona doğru döndü, bu sırada Victoria kollarını Jackson'ın belinden kurtardı.
"Şey-özür dilerim." dedi Victoria. Saçları dağılmıştı, kan kaybından dolayı solan ten rengi kendine gelmişti. Onun bu hali Jackson'ın istemsiz bir şekilde gülümsemesine neden oldu.
"Saçlarını çok beğendim. Şu ana kadar bu saç modelini kullanmaman büyük hata."
Victoria bir an onun neyden söz ettiğini anlamadı ve kafasını karşısındaki duvarda asılı olan renkli aynalara çevirdi.
"Komik değil." diye karşılık verdi fakat bunu söylerken o da Jackson gibi güldü.
"Hayatımda ilk kez kahvaltı hazırladım, siz ikiniz hemen aşağı gelip masadaki her şeyi yemezseniz, ölürsünüz."
İkisi de kapıya baktı. Richard sonuna kadar açık olan kapının önünde dikilmiş ciddi bir surat ifadesiyle onları izliyordu. Jackson, Richard'ı gördüğü anda teslim oluyormuş gibi yapıp iki elini havaya kaldırarak ayağa kalktı. Victoria'da onu taklit ederek yerinden kalktı.
***
Masada Richard'ın anlamsız bakışları yüzünden kasvetli bir hava vardı. Onun ne düşündüğünü rahatlıkla anlayabiliyordum. Büyük ihtimalle anne ve babamı Houston'a giden uçağa bindirdikten sonra vakit kaybetmeden eve dönüp endişeyle odama girdiğinde beni Jackson ile uyurken görünce ilk önce şaşırmış daha sonra istemeden sinirlenmişti. Şu an ise ikimizden birine laf atmamak için kendini zor tutuyordu çünkü dün yaşananlar ve ardından öğrendiklerimden sonra daha fazla üstüme gelerek üzülmemi istemiyordu. Richard'ın kendini tutacağını çok iyi biliyordum fakat bu konunun daha sonra konuşulmayacağı anlamına gelmiyordu.
Richard'ın istediği gibi masa ve tabaklar hariç her şeyi yediğimizde Jackson her şey için teşekkür ederek yanımızdan ayrıldı. Ben Jackson gittikten hemen sonra masayı toplamaya başlarken Richard olduğu yerden kıpırdamadan konuşmaya başladı.
"İkinizin arasında benim bilmediğim bir şeyler mi dönüyor?"
Aniden gelen soru kısa süreli bir duraksamaya sebep oldu. Bu konunun elbet konuşulacağını biliyordum fakat o zamanın bu kadar erken geleceğini sanmıyordum.
"Tabii ki de hayır Richard, sadece sen gittikten sonra yalnız kalmak istemediğimi fark ettim ve Jackson'ı çağırdım. Zaten saat yeterince geçti, senin de gelmen uzun süreceği için yanımda kaldı." diye karşılık verdim hızlıca.
"Pekala." dedi omuzlarını sallayarak, ardından oturduğu yerden kalkıp bana yardım etmeye başladı.
Ben vampir kanı içmenin yarattığı yan etki yüzünden uyuyorken salondaki kan gölünü temizlemişlerdi fakat etraf hala dağınıktı. Bu yüzden mutfaktaki işlerimizi bitirdikten sonra salondaki dağınıklıkla uğraşmaya başladık. Bu sırada kendimi tutamayarak konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNÜŞÜM EFSANESİ-Başlangıç
Fantasi"Kurtlar tekrar dönüşemediğinde, vampirler açlıklarını dindiremediklerinde, Upirler birbirlerini öldürmeye başladıklarında, cadılar güçlerini kaybettiğinde, dört büyük yok olmak üzereyken sen adeta yeniden doğacaksın Victoria. Bırak önünde diz çöks...