Umut tükendi batır gemiyi.
Bölüm şarkısı: Gnash- i hate u, i love u (ft. Olivia O'brien)
Odadaki bağırış sesleri bilincimi açmama yardımcı oluyor fakat başımın ağrısını da ortaya çıkarıyordu. Gözlerimi açıp ne olduğun bakmak istesem de bedenimdeki yorgunluk hissi bunu engelliyordu. Uzun bir beyin ameliyatından çıktığımı düşünürsek bu normaldi tabi.
Yorgunluk hissi gözlerimi açmamı engellemişti, evet ama duyulanları algılayabiliyordum.
"Yaman, artık yeter! Ne yapıyorsun, ayakta mı uyutuyorsun beni? Hadi anladık, anlaşma yüzünden çıkıyorsun Lara ile ama neden her boş vaktinde ziyaretine geliyorsun?" tiz bir kız sesiydi. Sesin sahibini tanımıyordum. O kadar çok bağırıyordu ki uyanmam çok normaldi. Fakat Yaman ile ne işi olabilirdi ki? Ne anlaşmasından bahsediyordu?
"Rüya, Lara ile neden birlikte olduğumu biliyorsun. Lara daha yeni iyileşmeye başlıyor. Eğer şimdi ona gerçeği söylersem durumu kötüleşebilir. Ama zaten sen, seni sevdiğimi biliyorsun. Lara tamamen iyileştikten sonra her şeyi söyleyeceğim." Bu Yaman'ın sesiydi. Sevdiğim çocuğun sesiydi. İzlemekten bıkmadığım çocuğun sesiydi. Her günün her bir saatinde, dakikasında, saniyesinde aklımdan çıkmayan çocuğun sesiydi. Peki, bu Rüya denen kızı sevdiğini söylemesi de ne alakaydı?
"Sürekli beni aynı cümlelerle avutmandan bıktım! Yaman sana biraz daha süre tanıyabilirim. Fakat sonrasında biter ilişkimiz."
İlişkimiz? Hayır. Hayır! Yaman beni aldatmış olamaz değil mi? Olayları daha yeni algılamaya başlamıştım ve gerçeklerin ağırlığı ile nefesim kesilirken zorlanarak da olsa gözlerimi açmayı başarabildim. Fakat beyaz bir ışık direkten gözlerime işlediği için gözlerimi kırpıştırarak ışığa alışmaya çalıştım. Hızlı bir şekilde odada gözlerimi dolaştırırken Yaman'ın bir kıza sarıldığını görmeyi beklemiyordum. Gördüklerim ile nefesim daha da kesilirken daha fazla bu odada kalamayacağımı anladığımda tüm enerjimi toplayıp kalkmaya çalıştım. Ve tabi ki hüsran. Tekrar kalkmaya yeltendiğimde biri bana yardımcı oldu. Kafamı kaldırarak o kişinin kim olduğuna baktım. Yaman olduğunu anladığımda bir hışımla vücudumu onun ellerinden kurtararak yatağımda oturur pozisyona geldim ve yanımda beni izleyen Yaman'a dönerek konuşmaya başladım:
"Siz neyden bahsediyorsunuz?" gayet sakin bir şekilde konuşmam beni bile şaşırtmıştı ki Yaman'ın yüzündeki ifadeden onunda benim gibi şaşırdığını anladım.
O sırada Rüya denen kız araya atladı. Ve bende o an bana ne kadar benzediğini anladım. Mavi gözleri ve kahverengi saçlarımın ameliyattan önce kazıtılmamış hali ile tıpa tıp aynıydı. Sadece yüz hatları bana göre keskindi. Ama benziyordu. Fazlasıyla.
"Yaman açıklamak ister misin? Yoksa bende açıklayabilirim."
Şuan o kıza aklımdaki tüm hain planları uygulamak isterdim. Fazlasıyla sinir bozucu davranıyordu.
"Lara sana açıklayacaktım. İyileşmeni bekliyordum. Ancak artık duyduğuna göre anlatabilirim." Ne çabukta çözüldü. Biraz inkâr eder sanmıştım.
"Yağız gelip benimle konuştu. Senin beni sevdiğini ve hasta olduğun için en azından ameliyatına kadar seninle birlikte olmamı istedi. Biraz tehdit yolunu kullanmış bile olabilir. Ben de kabul etmek zorunda kaldım. Yani sana bir şeyler hissetmiyordum. Özür dilerim." Yaman'ın sözlerinden sonra gözümden süzülen yaşları durdurmak için bir girişimde bulunmadım. Boş bir şekilde Yaman'a bakmaya başladım. En sonunda zorlukla aldığım nefesler yüzünden bir an önce odadan çıkmam gerektiğini anladım. Hızlı bir şekilde olduğum yerden kalktım ve yine hızlı adımlarla kapıya ilerlemeye başladım. Fakat kolumdan tutan Yaman buna engel oldu. Omzumun üzerinden Yaman'a kısa bir bakış atıp önüme döndüm. Yüzünü görmek istemiyordum. Ondan nefret etmeliydim.
"Bırak kolumu!" diyerek kolumu çektim ve hızlı bir şekilde odadan çıktım. Yaman'ın böyle bir şey yaptığına inanamıyordum. O kadar gerçekçiydi ki duyguları benimle birlikteyken. Bu yüzden inanmak gelmiyordu içimden.
Gözümden süzülen yaşları durdurmak istiyordum. Ben bir erkek için ağlamazdım. Ama olmuyordu. Durduramıyordum.
Hastane koridorunda ilerlerken merdivenin önünde sendelesem de dengemi toparlayabildim. Zorlukla merdivenlerden indim ve koşarak dışarı çıkmaya çalıştım. Fakat dengemi kaybettim. Titreyen bacaklarım vücudumu taşıyamaz hale gelmişti. Düşeceğimi hissettiğimde bir yere tutunmaya çalıştım. Fakat beni saran güçlü kollar düşmemi engellemişti. Ama gözlerim çoktan kapanmıştı.
"İyi misin? Doktor çağırın! Hey, aç gözlerini." Beni tutan kişinin buğulu gelen sesinden anladığım kadarıyla genç bir erkekti. Tam o sırada Burak'ın sesini duydum.
"LARAA! " diye bağırdı önce. "Çek ellerini kızın üzerinden."
Birinin beni kucağına aldığını hissettim. Bu Burak olmalıydı. Hızlı adımlarla ilerlediği yer sanırım kaldığım odaydı.
Daha fazla dayanamadım ve bilincim yavaş yavaş kapanmaya başladı. Nasıl olsa kurtarıcım gelmişti.
Genç kız onu merak ettiği için peşinden gelen genç adamın farkında bile değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ UMUTLARA YELKENLER
Teen Fiction"Bir hayalin varsa, onu başarma gücüne de sahipsin." Herkesin bir hayali vardı. Herkesin başarma gücüne sahip olduğu bir hayali vardı. Herkesin yaşadığı zorluklara karşı açtığı yeni sayfalar, yeni yelkenler, başladığı yeni hayatlar vardı. Lara'nın d...