"Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun?"
-Oğuz AtayBölüm şarkısı: Adele- When We Were Young
Eve dönmüştük ve kendimizce teori üretip, çözüm bulmaya çalışıyorduk. Herkes sessiz ve sakin bir şekilde oturup düşüncelerine dalmıştı.
"Pekala, ne yapıcağız şimdi?" diye bir soru attım ortaya ,sessizliği bozarak.
"Siz ikiniz evde kalıyorsunuz. Biz birkaç yere bakacağız."dedi Yağız ani fikriyle. Koltuğun üstüne attığı deri montunu alıp odadan çıktı. İtiraz etmeme fırsat bile bırakmadan çıkıp gitmişti. Ailesinden bir tek Yeliz kalmıştı ve ona bir şey olacak diye çok fazla korkuyordu.
Bir süre Yağız'ın arkasından ağzım açık bir şekilde kaldım ki o sırada Pamir'de odadan çıkmıştı.
"Sanırım bu sefer uslu kızlar olup Yağız'ın sözünü dinlemeliyiz. Yoksa ortalığı daha da karıştırırız."dedi Arya bana bakarak. Her ne kadar kabul etmek istemesem de haklıydı. Cengiz olayı çok başkaydı. Daha tehlikeliydi. Aslında bebeksi yüzümün arkasında İtalyan bir mafya ile çalışabilecek kapisetede bir kişilik var. Bu yüzümüde bir tek Arya ve Yağız biliyor. Ki onlarada çok fazla göstermedim hani belki işte beni görürlerde korkarlar. 'Bu kız bizi deşer' falan diye düşünürler diye tam göstermedim yani. Ne saçmalıyorum ben...
"Haklısın. En azından şimdilik karışmayalım." Dedim ve sesli bir şekilde nefesimi verip koltuğa yaslandım.
"Sen iyisin dimi?"Sorduğum soru ile bir süre Arya düşünceli bir şekilde yerde duran siyah, desensiz halıya dikti gözlerini.
"Canın çok acıyor mu? Ne zaman geçer bu kalbimdeki tonlarca ağırlık? " Gözleri doludolu bana bakan Arya'nın yanına gidip sarıldım. Arya başını dizlerime koyup ayaklarını koltuğun üstüne çekti. Ve sessiz bir şekilde ağlamaya başladı. Saçlarını okşayarak konuşmaya başladım.
"Aslında çok acıyorda belli etmiyorum." Belki de ediyordum. Bilemiyorum. Arya burnunu çekip çatallaşan sesi ile konuşmaya başladı.
"Hayır yani sevildiğini anlayan kaçıyor. Sanki borç isteyeceğiz, sanki giderken çöpü dök diyeceğiz, sanki git iki ekmek al gel diyeceğiz Niye böyle yapıyorlar ki?!" dedi ve tekrardan burnun çekip ağlamaya başladı. Tekrardan ve tekrardan.
"Tatlım şuan ne kadar kırılgan ve üzgün olduğunu biliyorum fakat ne kadar zor olursa olsun unutmalısın. Her şekilde her şeyini unutmalısın. Saçını başını gözünü yaptığı hareketleri, sesini. Tamamını. Unutmalısın." Dedim ve derin bir nefes alıp konuşmama devam ettim." Biliyorum zor olacak unutmak ama tam şuan çok kötü bir zamandayız. Ve Yağız'ın sana ihtiyacı var. Hem ben sana daha iyilerini bulucağım ki buldum bile çoktan. Elini sallasan ellisi zaten değil mi? Sadece onu unutmalı hayatına devam etmelisin. Güçlü kalmalısın. Hiçbir zamanda yıkılmamalısın." dedim. Arya dizimde ki başını kaldırdı ve bana sarıldı sıkıca. Bende ona.
"Çok teşekkür ederim. Her şey için. Fakat kendimi çok yorgun hissediyorum. Yatmaya gidiceğim . Eğer bir gelişme olur ise uyandırısın beni." Dedi ve merdivenlerden çıkıp gözden kayboldu.
Bende yorgundum fakat uykum yoktu. Koltuğun bir köşesine kıvrıldım. Ve uzun bir süre içinden çıkamayacağım düşüncelere daldım. Alış-veriş merkezinde Yeliz'in kaçırıldığını öğrendiğimizde tam o sırada Yağız da yanımıza gelmişti. Kısa bir şekilde ona olanları anlatıp hızlı bir şekilde eve gelmiştik. Kameraların bağlı olduğu bilgisayarın başına geçip teker teker kameraları izlemiştik fakat tüm görüntüler normaldi. Hiç birinde Yeliz'in kaçırılma anı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ UMUTLARA YELKENLER
Подростковая литература"Bir hayalin varsa, onu başarma gücüne de sahipsin." Herkesin bir hayali vardı. Herkesin başarma gücüne sahip olduğu bir hayali vardı. Herkesin yaşadığı zorluklara karşı açtığı yeni sayfalar, yeni yelkenler, başladığı yeni hayatlar vardı. Lara'nın d...