Zara Larsson-Lush Life
Harry, böğürtlenli sakızını çiğnerken, tepsisine siparişlerin konulmasını bekliyordu.
"Sadece lanet olası bir krep neden bu kadar uzun sürede yapılır ki?"
Mutfakbaşı Simon gözlerini devirdi. "Burası bir Starbucks değil ve fırınımız anneannemin döneminden kalma." Dilini şıklattı. "Eh, bu yüzden bir krep yapım saati, güveçle yapılma saatiyle aynı."
"Neden yeni bir fırın almıyoruz?" Harry isyan etti.
"Aslında Karen bunu düşündü. Üç ay boyunca maaşlarımızdan 25 dolar keserse alabilirmişiz."
"Boşversene. O kadına krebini yarın götürmeye bile razıyım." Sonra siparişini bekleyen kadına baktı. "Eğer ölmezse.."
Bir süre sonra kadın -belki de ölmeden önceki son- krebini yedi ve gitti. Müşteriler biraz olsun azaldığında (zaten bu lokantada hep az kişi olurdu) Harry derin bir nefes alabildi. Bu arada içeriye kısa boylu, mavi gözlü, perçemli güzel bir oğlan girdi. Harry'nin dikkatini hemen çekmişti. Simon, Harry'nin bakışlarını görünce sırıttı.
"Gay hormonlarını dizginleştir, Styles."
"Oh, Tanrım, o bir felaket. Üzerindeki Gucci ceket bile hepimizin maaşından fazladır." Tabiri caizse, ağzındaki salyalarla, yeni gelen çocuğu kesiyordu.
"O da senin gibi kıza benziyor."
"Bu sefer bana yaptığın gibi hamile kalıyor mu diye onu kilerde düzemezsin. Bu görevi ben üstleniyorum, Simon."
Harry, Simon'la bu konu hakkında tartışırken, ona yaklaşan 'yeni' çocuğu fark etmedi.
Çocuk, dalmış olan Harry'i sarstı. "Merhaba, Harry. Burada çalışıyor olmalısın?"
Harry, heyecanla Simon'a döndü. "Kız çocuğu olduğu gibi, hem de iyi bir falcı. Aman Tanrım!"
Çocuk kaşlarını çattı. "İsmin yaka kartında yazıyordu ve ben kız değilim. En azından cüzdanıma erkek olduğum yazıyor."
"Penisin yok mu?"
"Lanet olsun, var." Çocuk ellerini havada salladı. "Bak, benim adım Louis ve iş için burdayım."
Harry, Louis ismini çok beğenmişti ve üstelik o çocuğun burda çalışmak istemesi onun heyecanlanmasına neden olmuştu. "Bakir misin?"
Louis şaşkınlıkla ağzını açtı. "Ne?"
"Sadece şaka yapıyordum, gel seni patronumuz Karen'a götüreyim."
Louis onayladı ve beraber Karen'ın odasına ilerlemeye başladılar. Harry birkaç tavsiye vermenin iyi olacağını düşündü. Yararlı ve belki seksüel tavsiyeler.
"Bak, Karen kendini sana kiralamaya çalışabilir, bu konuda şaşırma. Ayrıca koltuk altlarından etleri sarkıyor ve iki kez cinsel hastalık yaşadı. Üstelik yetmişinden gün alıyor."
Harry en iyi tavsiyeleri sundu. Louis iyice gerilmişti.
"Oh, tavsiyeler için sağol. Sana minnetarım, Harry."
"Ve son tavsiye: Biz çalışanlar arasında birbirimize babacık deriz."
Louis, bugün bilmem kaçıncı kez şaşırdı."Ne, Babacık mı?"
Harry kafasını geriye atıp, inledi. "Tekrar söyle."
Louis, bu işin cidden hayatına kötü bir şeyler yapacağını seziyordu. Hemen şimdi vazgeçebilirdi, fakat o parasızdı. Üzerindeki Gucci ceketi, polo t-shirt'ü ve marka pantolon, ayakkabısıyla o bir fakirdi. Geri dönüşü yoktu işte.
Beraber Karen'ın odasına girdiler. Karen telefon görüşmesindeydi. Parmağını 'bir dakika' anlamında kaldırdı ve konuşmaya devam etti.
Louis, Karen'ı iyice incelemeye başladı. Buruşuk ellerindeki tırnaklarına, sivri bir manikür ve neon pembe oje sürdürtmüştü. Sarı saçlarındaki, siyah dip boyasında beyaz teller vardı. Üstelik çok açık giyinmişti ve makyajından bahsedilmiyordu bile. Oysa ki bunları yapmadan tontiş bir teyze olarak kalabilirdi.
"Lanet olsun, göğüslerimin doksan beş beden olduğunu söylemiştim!" Karen, muhtemelen telefondaki kişiye bağırmıştı.
Harry, Karen'ın masasına oturmuştu ve bacak bacak üstüne atmıştı. "Yüzyirmi beden giydiğini düşünüyordum."
"Siktir git, adamım. Paramı bankaya yatır," Karen, kapatmadan önce sin bir tehtid savurdu. "Yoksa seks kasedini karına atarım."
Harry, stresli gözüken patronuna, ağzındaki sakızın yarısını bölüp verdiğinde, Louis öğürmemek için kendini tuttu.
"Hey, Karen. Bu yeni çalışanımız Louis."
"Yani burda çalışmak istiyorum." Louis düzeltti ve Harry omuz silkti.
"Lütfen, Karen. Onu alalım, burda besleyebiliriz."
"Harry, ben yolda bulduğun köpekçik falan değilim." Louis itiraz etti.
"Pekâla, gayler. Sakin olun. Ve Louis işe alındın."
Ne yani, her şey bu kadar basit miydi, diye düşünmeden edemedi Louis. Her şey aniden gelişmişti. Ve şimdi BOM!
"Yeni işine hoşgeldin, Louis." Harry sırıttı.
$$
Uhmm, merhabaa! Aslında bir şeyleri açıklığa kavuşturmalıyım. Hikayenin gidişati hızlı gibi gelebilir; Harry'nin aniden Louis'ye asılması falan... Aslında sadece karakter özellikleri böyle. Dediğim gibi ilham kaynağım Two Broke Girls olduğu için gidişatı ona benzettim. Zaten TBG'yi bir kere izleyen bile bunu anlayabilir. Neyse, umarım beğenirsiniz.
Diğer bölüm +1000 kelime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Gay Boys /Larry S.
Teen FictionAU. Harry çapında berbat bi garson ve Louis marka giyinen bi fakirdi. $$$ Dramadan arınmış bir komedi kurgusu ve ilham kaynağı Two Broke Girls. Tüm hakları Max'in göğüslerinin arasında saklı.