Two Gay Boys /Larry S.

Two Gay Boys/ 7$

Little Mix-Ligthning

(Fangirl Instagram Hesabı: abbasloveslarry)

Louis

Adam, karşısındaki erkeğin cinsel organını tek bir hamelede ağzına aldığında yüksek sesle öğürdüm.
İğrençti! Gel gör ki Harry yüzündeki hınzır sırıtmayla filmi izliyordu.
Birkaç dakika sonra filmdeki adamlar tamamen sevişiyorlardı.

"Anal çok zahmetli iş ya." Harry yüzünü buruşturarak söyledi. Hah, bir filmi yorumculaması eksikti! Kafamı sallayarak onu geçiştirdim

"Birkaç defa anal seks yapınca tuvaletini tutamıyorsun. Eğer seni beceren bir adam büyük bir taneye sahipse böbreklerin dahi parçalanıyor." Ekşimiş suratını saniyeler sonra düzeltip ekledi. "Fakat acayip zevk veriyor. Hele ki prostat-"

Ellerimle kulaklarımı tıkadım."Ayrıntılara ihtiyacım yok, Harvey. Gerçekten.".

Omuz silkip, ekrana döndü. Daha fazla izlemek istemiyordum. Etraftaki karanlık odayı aydınlatan mumlara baktım. Harry kendince egzotik bir ortam kurmuştu; kurabilmişti de! Dayanamadım ve kalktım. Harry, bomba patlasa duymayacak gibiydi. Canım sıkılmıştı. Harry'nin odasını zaten hep geziyordum. Bu sefer bir delilik yapıp, Ashton'ın odasına girdim. Duvarında Béyonce, Shakira, Nicki Minaj posterleri falan vardı. Ayrıca boksör Muhammed Ali'nin bir tablosu ve duvara asılı boksör eldivenleri asılıydı. Kütüphanesi yoktu, ama kitaplarını yere dizmişti. Yakından bakınca alfabetik sıraya göre dizilmiş olduğunu fark ettim. Daha çok polisiye ve bilim-kurgu kitapları vardı. Onun haricinde, iki kişilik yatak, İspanyol gitar, yerdeki seks oyuncakları ve kullanılmış kondom paketleri vardı.

Aslında biraz şaşırmıştım. Daha çok porno starlarının posterlerini ve terbiyesizce şeyler olmasını bekliyordum. Sandığım kadar kötü degildi; hatta kötü bile değildi.
Yatağının altında eski bir kutu
-sandık?- gördüm. Muhtemelen eski fotoğraflar falan vardı. Eğilip kutuyu çektim. Ashton tatlı bir çocuktu ve kesin küçüklük fotoğraflarıda öyleydi. Kutuyu açtım.

"Lanet olsun!"

Kahrolası seks oyuncaklarını görünce göz devirdim. Toz pembe vibratörü elime alıp inceledim. Sonra kirli olabileceği aklıma geldiği için hemen geri koydum. Aniden kapı açıldı.

"Louis, filmi kaçırı- Oh, birileri burda kendi filmini çekiyor." Munzurca sırıtan suratına yumruk atmak istedim, fakat ölümcül bakışlar atmakla yetinebilmiştim.

"Hiç de bile! Sadece eski anılarla dolu bir sandıktır diye düşünmüştüm." Kendimi savundum.

"Orda eski anılar var. Ashton'ın ilk çocuğunun annesi şu kırmızı tüylü kelepçeyi çok severdi. Bu bir anı."

"Ashton'ın bir çocuğu mu var?" Hayret etmiştim. Ashton baba olacak birine benzemiyordu.

"Bir değil, bir sürü çocuğu var. Ashton onlara seks kazası diyor. Piç!" Kahkaha attı ve köşedeki koltuğa geçti.

"Ne kadar canice."

Kafasını olumlu anlamda salladı. Kutuyu kapatıp, ayağımla yatağın altına ittim. Tereddütle yatağa oturdum. Aslında Harry'ye sormam gereken sorular vardı. Önemli değildi, ama merak ediyordum.

"Sen ve Ashton; birbirinizin zıtlarısınız. Nasıl oluyorda aynı evde kalıyorsunuz anlamıyorum." Yamukça sırıttım. Dolaylı yoldan sorumu sordum.

"Dediğim gibi Ashton'ın bana borcu var. Zaten bu ona sorun olmuyordur; babası milyarder, kumarbaz ve ot ticareti yapıyor."

Pek fazla şaşırmamıştım aslında. Ashton'ın ne bok olduğu belliydi. Fakat asıl sorun, aralarındaki borç işi neydi?