Merhaba. 3800 küsur kelime yeni bölüm. Bölüm şarkısı Cem Adrian~Sana Sarılınca. Biraz kısa oldu bölüm, ama kusura bakmayın. Odaklanamadım. İyi okumalar.
...
Denizin birisi fırtınaya aşık olmuş, içinde yaşayan balıkların karaya vurup ölmesi pahasına...
Sonra fırtına siktir olup giderken, olan balıklara olmuş.
...Önümde duran kum torbasına bilmem kaçıncı yumruğumu atarken geriden beni ürkek gözlerle izleyen Özgül çekinerek yanıma gelmeye başladı. Hastaneden çıktıktan sonra bambaşka birisine dönüşmüştü. Çok daha sessiz ve düşünceliydi. Ama içinde bir yerlerde patlamaya hazır bir volkan olduğunu fark ediyordum. İkimiz de çok kötü hâldeydik ve yardıma ihtiyacımız vardı. Kafasını iki yana salladı ve beni soyunma kabinlerine doğru sürükledi. "Gitsek artık?"diye fısıldadı yalvarırcasına. Fethiye'deydik yeniden, hissedebildiğim kadar temiz havayı içime çekmeye çalışacakken lanet olası aksilikler peşimi bir türlü bırakmıyordu. Duş aldım ve üzerimi değiştirdim. Gözlerini duvara dikmiş, bacaklarını karnına çekmiş ve boş bakışlarla karşısına odaklanmıştı. Derin düşüncelere dalmıştı belli ki. "Gidelim."diye mırıldandım ve spor çantamı omzuma attım sakince. "İçiyor muyuz o zaman?"diye mırıldandım bitkince. Zorla da olsa gülümsedi ve koluma girdi. "İstikametimiz Hayalet o zaman." Kafasını salladı. Okyanus'u arayıp bir yerde oturacağımızı ve geç kalabileceğimi söyledim. Özgül'ün durumunu iyi bildiği için izin verdi.
Deniz'in kahverengi sıcak gözleri beni bulduğunda gülümsedi, ben de karşılık verdim. Yanımıza yaklaştı ve elini uzattı. "Masa açalım mı?" Kafamı iki yana salladım. "Biz bar bölümünde olacağız. Bir de...Okyanus'un haberi olmazsa iyi olur. Ben ona sonra söylerim." Kafasını salladı ve Özgül'e sarıldı. "Görünmüyorsun ortalıkta ufaklık." Omuz silkti Özgül. "Görünemiyordum diyelim." Ona imalı bir bakış attım ve gülümsemesine sebep oldum. Bu sefer içtendi. "Haydi içelim."diye mırıldandı kulağıma, beni sandalyeye çekti. Yüksek bar taburesine otururken giydiğim dizüstü etek buranın havasında çok masum kalmıştı. Özgül ise her zamanki gibi havalı giyinmişti. Tam bir rock grubu üyesi gibiydi, hemen hemen öyle sayılırdı. Gülümsedim. Ama anında gülümsemem suratımda asılı kaldı gözümün değip geçtiği bir yerde tanıdık bir simayı görünce. Gözlerimi çaktırmadan ona çevirdim ve derin bir iç geçirdim. Orçun buralardaymış demek, diye düşündüm içimden. Özgül de baktığım noktayı görünce biraz olsun gülümsedi. Yerinden kalktığında onu yanımıza çağıracağını fark etmiştim. Ama elimden hiçbir şey gelmiyordu, elbette bundan rahatsız değildim ama onun acı çekmesini istemiyordum. Özgül'ü görünce gülümsedi, sonra elinin gösterdiği yere bakınca gülümsemesi dondu. Özgül gülümseyerek elini salladı, bana bakan Orçun izin ister gibi mahcup bir hâlde kaşlarını çattı. Dudaklarımı oynatarak sorun olmayacağını sölyedim. Gözlerini kırpıştırırken Özgül'ün peşine takılıp benden iki sandalye uzağa oturdu. "Ne içiyorsunuz bayanlar ve baylar?" Elinde maharetle şişeleri çeviren yeni barmen bize birer bardak bira doldurdu. Yavaşça elime alırken bir dikişte bitirdim. "Bu fazla hafif."diye homurdandı Özgül, gülümsememe engel olamadım. "Gece yeni başlıyor arkadaşım. Alıştıra alıştıra." Özgül kıkırdarken Orçun'un da yüzü güldü ve yanağında güzel bir gamze oluştu. Özgül yerinde duramayıp ayağa kalkarken kulağına eğildim. "Bence ruh gibi dolanmaktansa git dans et veya karaoke yap." Dediğimi gülümseyerek onayladı ve ahenkten uzak dans eden insan selinin arasına karıştı. Orçun hafifçe başını çevirip bana baktığında bedenimi ona döndürdüm. Yanımdaki sandalyeyi işaret ettim ve cesaretini toplayıp Özgül'ün kalktığı bar taburesine geçene kadar onu izledim. "Nasıl gidiyor?"diye sordum sonunda normalmiş gibi. "Fena değil. Sen?" Omuz silktim. "Fena değil." Özgül sahneye çıkarken ona gönderilen içkilerden tekilayı seçti ve alkışlar karşısında eğildi. Ben de bu sırada Orçun'a odaklanmaya çalıştım. "Düşündüm de...gruba geri dönmek...ister misin?" Gözleri pür dikkat beni taradı. "Teşekkür ederim ama seni her çalışmada görürsem yine bağlanırım." Derin bir nefes aldım. Bana bağlanmış mıydı? "Unutabilmişsindir herhalde." Biliyordum ki unutmak bu hayattaki en umutsuz eylemdi ve ben yine de bunu görmezden gelerek unutmasını dilemeyi seçmiştim. "Açıkçası zor. Hâlâ unutmuş sayılmam ama en azından artık geceleri uyuyabiliyorum." Gözlerimi önümdeki boş bardağa diktim ve barmene elimi kaldırdım. Hemen dibimde bittiğinde bir cintonik ve bir shot tekila istedim. "Sanırım on sekizine yeni girdin güzellik. Fazla gitmesin?" Omuz silktim. 'Neler çekmişti bu on yedi yaşındaki kız bir bilseniz...'diye düşündüm ve gözlerimi devirdim. "Bu arada sahipsizsen sahiplenmeye çalışan çok olur. Dikkat et." Deniz çocuğun yanında bittiğinde çocuk daha resmi bir hâl aldı. "Ogün'ün kızı o, sen dikkat et asıl kime yavşadığına." Çocuk bir an kızardığında Okyanus'tan ne kadar korkulduğunu anlamış oldum. Orçun bana yutkunarak baktı. "Sevgilin mi?" Kafamı iki yana salladım ve kafamdaki delici düşünceleri bir kenara bıraktım. "Burada bana bulaşmasınlar diye öyle davranıyoruz." Ellerini önünde bağladı ve başparmaklarıyla oynamaya başladı. "Ben gideyim artık. Özgül'e selamımı ilet." Kafamı salladım ve o giderken gözlerimi sahneyle resmen bütünleşen Özgül'e diktim. Işıldayan gözleri beni bulduğunda gülümsedi. Birkaç meraklı göz bana dönerken Özgül adımı telaffuz etti. "Elmira'ya meydan okuyorum. Bakalım Şebnem Ferah söyleyebilecek mi?" Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Önümdeki bardağı shot yaparak ayağa kalktım. Ona saçmalamamasını söyleyen bir bakış attım ama beni umursamadı. "Haydi be, ben de seni cesaretli sanırdım." Yavaşça sahneye ilerlerken birkaç fısıltıyla soyadımı ve babamın geçtiği konuşmaları duyduğumda mikrofonu elime aldım. Özgül Birileri Var'ı söylerken onu alkışlaması için seyirciye destek verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN KADERİ
Romance"Ölüm araftır." diye fısıldarken şeytan kulağıma, cehennemde kavrulmaya dünden razıydım. "Haydi, bağır acılarını. Rahatlarsın." O uçurumda duyduğum ilk sözcüklerdi bunlar... Şimdi o uçurumun kenarındayım işte, yüzleştiğimiz o gece düşerken içime; gö...