27~DÖNÜM NOKTASI

63 6 1
                                    

Diyebilecek pek bir şey yok. Şarkının hatırlattıkları yetiyor. Kendimden cidden beklemediğim bir bölümdü. Okudukça bunu fark edeceksiniz zaten. Bölüm şarkımız bir tane değil. Gerekli yerlere yazıp koyacağım. Dinlersiniz isterseniz. İnterneti olmayanlar için söyleyeyim.

Vega-İz Bırakanlar Unutulmaz
Piiz-Vazgeç Gönül
Cem Adrian-Şimdi Rahat Uyu

Bu bölümü de Ouzhan_Soykan'a ithaf edeceğim. Bir de spoiler vermem gerekirse finalin yaklaştığını söyleyebilirim. Kusura bakmayın hayatımda değişen birkaç şey yüzünden bölüm gecikti. Aslında bölümün gidişatını da o olaylar belirledi. Neyse, iyi okumalar. Destek vermeyi unutmayın. Yorumlarınız da değerli.t


Hissizlik...Her şeyden daha az acıtır aslında. Ama mutlu olamayacağını düşünmektense acıyı yaşamak daha kolay.
...

Küçük bir hayat, can alıcı...yaşanmayan ama nefes alınan. Hatıralar yüzüme saçılırken nefessiz kalmak...birkaç fotoğraf yakılırken karanlıkta, gözlere yansıyan alevlerin parıltısı...İnsanların yaşattığı acılar...Acı anılar...

Önümde upuzun bir koridor uzanırken derin bir nefes aldım ve ilerlemeye başladım. Karşıma çıkacaklardan delice korkuyordum ama istediğimi almak için başka çarem yoktu. Koridor boyu ilerlerken odalardan gelen iğrendirici ya da korkutucu seslere aldırmamaya çalıştım. Sonunda bir odadan içeriye çekildim ve karşımda beliren silüete istediğim karışımı söyledim. "Temiz misin, ilk mi olacak?" Kafamı iki yana salladım. Odaya göz attığımda küçük ampulün cılız da olsa aydınlattığını fark ettim ve kısılmış gözlerim zamanla ışıksızlığa alıştı. Bu sırada karşıdaki sandalyede oturan adama takıldı gözlerim. Adam demek için küçük ama çocuk demek için de büyüktü açıkçası. Gözlerinde kullandığımız iğnelerin etkilerinden olan kızarıklıklar belirgindi. Gözaltlarında torbalar vardı. Bana zor da olsa gülümsediğinde onun kadar nazik olamadım. Adam elime iki şırıngayı uzatıp paramı peşin aldıktan sonra odadan çıkıp kapıyı kapattı. "Senin buralarda ne işin var cici kız?" Vücudum titriyordu, hafif bir uyuşukluk vardı üzerimde. "Ozan ben. Ozan Dikkaya." Uzattığı elini yavaşça sıktım. "Elmira."diye mırıldandım bitkin sesimle. Şırıngayı gösterdiğinde bir anda nerede olduğumu kavradım ve korkuyla çığlık attım. İçerisinde bulunduğumuz oda kliniğin odalarından biriydi. İçeriye Serkan girdiğinde nefesim kesilir gibi oldu. "Yeni oyuncağınla tanış Ozan."
...

Terler içinde uyanırken karnımın ağrısıyla şoka uğradım. Okyanus yanımda uyuyordu. Onu uyandırmak istemesem de gerekli olan paketi nereden bulacağımı, ne ara bulacağımı bilemiyordum. Etrafı kirletmeden nasıl halledebilirdim ki? Elimi alnıma koyarken ismini fısıldadım. Elimi omzuna koyarken biraz daha sesli telaffuz ettim adını. Uyanması uzun sürmedi. "Saat çok erken kızım. N'oldu?" Gözlerimi kaçırırken karnımın üstüne eğildim. "Lanet!" Güldüğünü duydum. "Şu paketlerden yedeğin olacaktı. Getireyim." Şaşırırken aynı anda gülümsedim. Düşünmüştü. Bacaklarımı kendime çekmeye çalışırken kramp girdi ve aniden bacaklarımın arasındaki ıslaklığı hissettim. Hızlıca yataktan çıkarken banyoya koşturdum. Klozetin kapağını açarken eşofmanımı bacaklarımdan çekip çıkardım. En azından onun kirlenmesini engellemeye çalıştım. Banyoya girdiğinde elindekini bana uzattı. Teşekkür ederken çıktığında kapıyı kilitledim. Hızlıca işimi hallettikten sonra yatak odasına ilerledim iki büklüm. Eşofmanımı kirli sepetinde bırakmıştım. Yatakta beklediğini gördüm ve yanaklarım yandı. Gardıroptan taytlarımdan birini aldım ve bacaklarımdan güç de olsa geçirdim. Yatağa girerken kenara bırakmış olduğu ağrı kesicileri gördüm. "Gel."diye fısıldadı yavaşça. Açtığı örtünün altına girerken kolunun üzerine uzandım. Karnımdaki ağrı eskisinden daha kötüydü. Kullandığım ilaçların yan etkisi olduğunu düşünüyordum. Bacaklarımı karnıma çekerken uzattığı sıcak su torbasını aldım. Ona dönerken başımı göğsüne gömdüm. "Her zamankinden daha kötü."diye fısıldadım çatlayan sesimle. "Uyumaya çalış. Ben burada olacağım. Su soğuduğunda söyle." Ellerini saçlarıma yerleştirirken yavaşça bir şarkı mırıldanmaya başladı. "Seni gördüğüm zaman dilim neden tutulur,
Seni gördüğüm zaman güller elimde kurur,
Seni gördüğüm zaman hayat sanki son bulur,
Gözlerine bakınca dünyalar benim olur..." Gözlerimi zor da olsa kapatırken kollarımı beline doladım.
...
Uyandığımda hissettiğim rahatsızlık tarif edilemezdi. Torbadaki su soğumuştu ve Okyanus da uyuyordu. Karnım ve belim feci ağrıyordu. Sağ bacağıma kramp girmişti. Onu uyandırmadan hızlıca kalktım ve yanıma iç çamaşırına sardığım paketi aldım. Banyoya girdiğimde bir süre küvetin kenarında oturdum. Duşumu alıp işimi hallettikten sonra kirlenen kıyafetlerimi yıkadım. Bir de bununla uğraştıramazdım Okyanus'u. Bornozumu giyip banyodan çıktım ve karnımın ağrısı biraz hafiflemişken kahvaltı hazırlamaya karar verdim. Odada o uyurken hızlıca gardıroba göz attım. Tişörtlerinden birini geçirdim üzerime, eşofmanımı da bacaklarımdan geçirirken parmak uçlarımda yürüdüm ve odadan çıkıp mutfağa indim.

SİYAHIN KADERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin