Saatlerdir akorlarla uğraşmanın sonucu güzel olmuştu. İşimi bitirmiştim en sonunda. "Teşekkürler."diye mırıldandım soyulmaya yüz tutmuş parmaklarımla şakaklarımı ovuştururken. "Her zaman."diyerek göz kırptı Okyanus. Elimdeki gitarı bıraktım ve ayağa kalktım. O da notaları ve akorları gitarımın kabına koydu. Geceyarısını geçmiş, sabaha yaklaşmıştı saat. Esnedim. "Uykum var." Kafasını salladı ve gitarımı da kabına koyup bana uzattı. Aldım ve merdivenlerden çıkarak kendi odama girdim. Gitarı bir köşeye yavaşça bırakıp yatağa girdim. Uyku beni sarmalarken gözlerimi kapattım.
...
Karanlık bir evde yürürken yakacak ışık arıyordum. Arkamda bir rüzgar hissettim. Baktığımda hiçbir şey yoktu. Arkama dönmüşken önümde de bir ses duyuldu. Önüme döndüğümde bir çığlık atmaya çalıştım, ama adam ağzımı kapattı. Ruhsuz bir kahkaha attı. Annemi gördüm adamın omzunun üzerinden. Belli ki onu görmediğimi düşünüyordu. "Kurtul ondan sevgilim."dediğinde yanılgıya düşüp düşmediğimi sorguladım, ama değildi; dibine kadar gerçekti söyledikleri. Ses çıkarmadım. Bir anda babamın o güzel sesi duyuldu. "Elmira nerede Ayça?" Annem arkasına döndü. "Sen ölmedin mi?"diye fısıldadı dehşet içinde. Geriledi hızlıca. "Onu yanıma almaya geldim."dedi babam. Önümdeki adamı ittirdim. Annem de onun yanında yer alırken bulunduğumuz koridordan koşarak çıktılar. Babamı görünce üzerine atladım. Beni sardı, yanaklarına uzun öpücükler kondurdum. "Seni çok özledim."diye fısıldadım. Babam da başını salladı. Boynuna atıldım. "Seni seviyorum kızım." dediğinde o lanet silah sesi duyuldu ve bir çığlık attım.Dehşetle uyanırken ellerimi saçlarıma attım ve ayağa kalkarak daha güçlü bir çığlık attım, sonra daha da güçlü. Çevremde ne varsa dağıttım. Elime ne geçerse yere fırlattım. Gelmiyordu işte, kabuslarım bile benimle dalga geçiyordu artık. Duvara güçlü bir yumruk geçirdim. Sonra bir tane daha, bir tane daha geçirdim. Acımı geçirmiyordu lanet olası yumruklar, daha da acı ekliyordu. Bulduğum yere vurmaya başladım. Okyanus beni tuttuğunda karnına dirsek geçirdim. Yatağın kenarındaki abajuru yere fırlattım. Parçalandı, kalbim de bu abajur gibi parça parçaydı sanki. Kocaman bir parçasını da babam götürmüştü. Bu kabuslar da parçalıyordu.
Okyanus beni yine tuttu, ama bu sefer ne kadar vursam da bırakmadı. Arkama çevirdi beni, ardından sıkıca sarıldı. Gözlerimden yaşlar süzülürken bir süre sonra ona vurmayı bıraktım. Ben de ona sarıldım. Yatağa oturduğunda beni yanına çekti. Dizlerine yatırdı beni yavaşça, sonra çok kırılgan bir varlıkmışım gibi nazikçe saçlarımı okşadı. Delice acıyan ellerimi avuçlarının arasına aldığında acıyla inledim. Yavaşça parmaklarımı oynattı, ardından dudaklarına götürdü. Yavaşça öptü parmaklarımı. "Öpünce geçiyor mu güzelim?"diye fısıldadı. Bense hala ağlıyordum. "Evet."dedim. "Keşke babam giderken kalbimi öpseydi."diyerek hıçkırdım. "Kalbini öpseydi?" Güldü Okyanus. Sonra ciddileşti. "Öyle bir şey mümkün olsaydı inan bana, baban öpüp giderdi kalbini." Boğazıma bir yumru oturmuştu. "Şu düğüm geçmiyor."diyerek boğazımı gösterdim. "Babamın kanı geçmiyor."dedim hıçkırarak, ellerimi gösterdim. "Şu lanet ağrı geçmiyor."dedim kalbimi gösterip, sonra karnına sarıldım. Saatlerce hıçkırarak ağladım acımın tek ortağının kollarında.
Sonra aniden kucağına aldı beni. Koşturmaya başladı. Korkuyla boynuna sarıldım. "Nereye?"dedim. "Uçurumumuza güzelim. Bağıralım biraz." Birkaç dakikaya uçuruma geldiğimizde Okyanus nefesini düzenlemeye çalıştı. Bir süre sonra bağırdı avazı çıktığınca. "Baba! Seni çok seviyorum. Ne olurdu korkaklık yapmasaydın?! Gelip karınla yüzleşmedin sen. Benim kalbim ağrıdı senelerce, o kadını erkeklerle gördükçe." Öfkeyle bağırdığında sıra bana geldi belli ki. Boynunu bıraktım. Aşağı indirdi beni. "Kabusların canı cehenneme! Gün geçtikçe öldürüyorlar beni. Resmen dalga geçiyorlar benle. Ölü Deniz! Senin dalgaların bile beni yatıştıramaz." Uçurumun kenarına oturdum. En hırçın günlerinden biriydi deniz, dalgalar kıyıyı sertçe döverken üzerime su sıçratıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN KADERİ
Romantizm"Ölüm araftır." diye fısıldarken şeytan kulağıma, cehennemde kavrulmaya dünden razıydım. "Haydi, bağır acılarını. Rahatlarsın." O uçurumda duyduğum ilk sözcüklerdi bunlar... Şimdi o uçurumun kenarındayım işte, yüzleştiğimiz o gece düşerken içime; gö...