Bölüm 17 : Önemsenmek

2.6K 119 5
                                    

Yeni bölümü sizin için paylaşıyorum. Lütfen yorum yapın ve votelayın...

Over Again - 17. Bölüm : Önemsenmek

Sosu hazırlamayı bitirip çocukların yanına gittim. Hepsi kreplerini bitirmek üzerelerdi. Suratımı büzüp sosa baktım.

Mitchie: Özür dilerim sosu getiremedim.

Louis: Önemli değil Mitchie. Asıl biz özür dileriz seni beklemedik.

Liam: Ama o kadar lezzetli ki bekleyemezdim!

Zayn: Eve bir kız lazımdı. Harry'nin yaptığı krepleri tatsaydın kaçardın evden.

Hep beraber gülmeye başladık. Memnun olduklarına sevinmiştim. Onların mutlu olması beni de mutlu ederdi. Liam'ın yanındaki boş sandalyeye oturup bana ayrılan krepleri yedim. Vay be! Gerçektende harika yapmışım!

Harry: Annem de böyle yapıyor krepleri... Benziyorsunuz...

Gülümsemekle yetindim. Harry'nin annesini duymuştum. Ne güzel aileleri vardı hepsinin. Ben... Torres ailesinin son üyesiyim. Bu iyi bir şey değildi.

Zayn: Hey Mitchie müzikle aran nasıl?

Mitchie: Şey gitar çalabiliyorum...

Louis kalkıp salondaki gitarını getirdi ve bana verdi.

Harry: Hadi doğa kızı bildiğin bir parçayı çal.

Tek bildiğim sanatçılar çocuklar olduğu için onların albümünden bir şeyler çalacaktım. En sevdiğim şarkıyı çalacaktım. Benim için çok özel bir şarkıyı... Over Again. Gitarın sesi evde yankılanırken sesimi gitardan yüksek tutmaya çalışıp şarkıyı söylemeye başladım. Çocuklarda kendi sololarında bana eşlik ediyorlardı. Merdivenlere oturmuş ve şarkıya eşlik eden Niall'ı gördüm. Başka bir tarafa bakarak gülümsedim. O da beni dinliyordu. Şarkıyı bitirdiğimde alkış sesleri yükseldi. Gülerek ayağa kalkıp gitarı yerine bıraktım.

Zayn: Çok iyiydin Mitchie!

Liam: Eskisinden daha da iyi çalıyorsun...

Mitchie: Teşekkürler.

Louis: Şimdi...

Mitchie: Evet ben buranın yabancısıyım. Kim beni Londrayı gezdirecek?

Harry: Kötü zamanlama Mitchie. Bugün herkes sevgilisi ile zaman geçirecek. Bir sorun olmaz değil mi?

Mitchie: Tabiî ki de olmaz siz eğlenmenize bakın.

Harry yanağımdan öpüp göz kırptı. Sonra kapıdan çıkıp gösterişli arabasına bindi. Arkasından Zayn ilerledi. Louis salona yöneldi.

Louis: Hadi Niall gidiyoruz...

Niall: Ben gelmeyeceğim. Siz gidin. Lucy'e hasta olduğumu söyle.

Bana inat yaptığını biliyordum. Gözlerimi devirip Louis'in arabaya binişini izledim. Önüme döndüğümde- Liam. Bir dakika o hala gitmemişti.

Liam: Eh hazır mısın?

Mitchie: Sende gitmiyor muydun?

Liam: Benim sevgilim yok ama istersen giderim...

Mitchie: Ah saçmalama tamam beni gezdir bakalım.

Koluna girip arabasına ilerledik. Arkama baktığımda Niall kapıda durmuş bize bakıyordu. Umursamadan arabaya bindim. Liam'da şehir merkezine sürdü. Liam beni ilk Big Ben kulesini gezdirdi. Ardından oradaki restoranlardan birinde yemek yedik. Hiç bu kadar lüks bir restorantta yemek yememiştim. Bir de güzel olsa. Tabağın yarısı kadar bir yemek... Doydum mu? Hayır. Yemek yerken Liam bana heyecanlı anılarını anlatıyordu. Bazıları komik, bazıları heyecanlı bazıları da üzücüydü. Onu dinlemeye odaklanmıştım. O beni mutlu ediyordu ve bende ona karşı bunu göstermeliydim.

Yemeğimiz bittikten sonra Londara'nın meşhur büyük dönme dolabına bindik. Gerçekten çok yüksekti. Ama tüm Londra ayaklarının altındaydı. Daha önce hiçbir yere yukarıdan bakmamıştım. He evet bir de uçaktayken baktım. Bu müthiş bir şeydi. Hava soğumaya başladığında Liam üstündeki montu çıkarıp bana verdi. O beni koruyor ve en önemlisi bana önem veriyordu. Bazı kişiler bunu yapamıyordu.

Oradan beni sinemaya götürdü. Sinemaya doğru yürürken aynı bir hayranmış gibi telefonumu çıkarıp Liam ile fotoğrafımızı çektim. Çok güzel çıkmıştı. Gülümseyip içeri girdik. Bir salonu kiralayıp en sevdiği filmi izleteceğini söyledi. Ben ise koskocaman ekranın karşısında dona kalmıştım. Benim küçücük televizyonum yanında bu ekran bin basardı. Daha önce film izlemiştim. Televizyonda ne verirlerse onu izlerdim. Seçme şansım yoktu anlayacağınız. Liam ellerindeki mısırlarla yanıma oturdu. Koltuklar ikiliydi. Bu yüzden Liam oturduğunda ona doğru kaydım. Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. Liam, Toy Story adlı bir film izleyeceğimizi söyledi. Bir çizgi film olsada gerçekten çok beğenmiştim. Filmin sonunda ağladığımı fark ettim. Liam'a baktığımda o da ağlıyordu. Film bitince ikimizde birbirimize bakarak gülmeye başladık. Sinemadan çıktığımızda güneş batmıştı. Birlikte eve döndük. Çocuklar çoktan eve gelmişti. İçeri girmeden önce Liam' a döndüm.

Mitchie: Her şey için teşekkür ederim Liam...

Liam: İstediğin zaman seni gezdirebilirim.

Yanağından öpüp içeri girdim. Zayn gülümseyerek yanıma geldi.

Zayn: Ee Londrayı nasıl buldun?

Mitchie: Harika bir yer! Ama yine de ben ormanımı tercih ederim.

Gülüştükten sonra odama çıktım. Odama girip kapımı kapadım. Bugün çok eğlenceliydi tabi sabah ki olayı saymazsak. Ayrıca çok yorulmuştum. Liam bana çok yakın davranıyordu. Ona bana verdiği değeri vermek istiyordum ama başaramıyordum. Enazından ilgili davranıyordum. Tam üstümü çıkaracakken kapının tam kapanmadığını gördüm. Kapıya yaklaşıp kapıyı kapadım. Fakat kapı hızlıca tekrar açıldı ve içeri biri girdi. Niall! Arkasından kapıyı kapatıp beni içeri doğru itmeye başladı. Ona sinirli sinirli bakarken bağırarak konuşmaya başladı.

Niall: Onu kullanmaktan vazgeç!

Mitchie: Kimi?!

Niall: Liam!ı! Sırf beni kıskandırmak için onu kullanıyorsun...

Mitchie: Sen benim umurumda değilsin! Ayrıca ben sen değilim! Senden nefret ediyorum! Liam beni önemsiyor ve be-ben sadece bunu istiyorum...Önemsenmek!

Niall suratını düşürüp kapıyı çarpıp çıktı. Bende yatağıma dönüp onu düşünmemeye çalıştım. Ama imkansız!

+4 vote gelmeden yeni bölüm gelmez...

Over Again [ Niall Horan & Liam Payne Fanfic ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin