Bölüm-27

236 19 12
                                    

İyi Okumalar...!!



Riva

Drake'den Harry'yi bulmasını istemiştim. Uzun zamandır ortada yoktu ve lanet olsun açıklayacak bir durum değildi bu. Öğrenmesi için biraz beklemesi gerekiyordu. Nasıl bir tepki vereceğini veya nasıl karşılayacağını tahmin edemiyorum. Arkasından iş çevirmek istemiyorum, ama üstümüzde büyük bir bela varken birde bunu ekleyemezdim.

''En azından bize bir şey söyle Riva.'' Marissa deminden beri kafamda bunları söylüyordu. Bir şey söyle Riva! Açıkla durumu Riva! Sanki onu çok ilgilendiren bir durumdu.

''Son kez söylüyorum Marissa, seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokma!'' diyerek kükredim. Sinirlerim çok bozuktu ve birinin canını her an yakabilirdim. ''Özür dilerim. Sadece yardım etmeye çalışıyorum.'' Alınmıştı ve bu beni birazcık söylediğime pişman etmişti. Ama sadece biraz.

Çok geçmeden Drake yanımıza koşarak gelmiş, nefes nefese kalmıştı. ''Buldun mu onu?'' Yüzünde görmek istemediğim endişe vardı.

''Hayır, onu bulamadım. Gittiği yolda Josh'ın adamları vardı. Hatta şu Afrikalı ikizler bile var.''

Demek eskileri karıştıracak kadar düşmüştü. Eğer adamları oradaysa onu... ''Lanet olsun Harry'i kaçırdı!'' diye ciyakladım. ''Bundan emin misin?'' dedi Louis.

''Elbette eminim.'' Ben endişeyle dört dolaşırken Drake'in telefonuna mesaj gelmişti. O mesajı okurken ben elimden geldiğince bir plan yapmalıydım. Elbette Harry ölmeyecekti ama bu canını yakmayacağı gerçeğini değiştirmiyor.

''Riva şuna bakman lazım.'' Drake telefonunu bana uzattığında hızla elinden kaptım. Ona gelen mesajı bana mı gösteriyordu?

'Harry canlı istiyorsanız istediğim kişiyi yani Riva'yı bana getirin.'

''Hasta bu adam.'' diye tısladı Marissa. ''Ne olacak şimdi?'' dedi Lila.

''Olacaklar belli... siz Harry'i kurtarın bende Josh'ın icabına bakayım.''

''Olmaz Riva. O herifle senin tek başına mücadele etmene izin vermem!'' Drake yine beni ikna edebileceğini sanıyor ama ben kanmam.

''Sözümden çıkma, ve dediğimi yap.''

Onlara son bir bakış attım ve ilerlemeye başladım. ''Nereye gidiyorsun?' dedi arkamdan. ''Depoya. New York'ta sığınacağı tek yer orası. Zaten mesajda bile adres vermemiş.''

***

Deponun etrafında adam filan yoktu. Bu kötü şeylerin habercisi. Bundan adım gibi eminim. Depoya yavaş adımlarla yaklaşırken bizimkiler arkamdan geliyorlardı.

''Hücrelere bakın. Mutlaka oradalardır.''

Onlar arka kapıya doğru giderlerken, ben ön kapıdan girmeyi tercih etmiştim. Paslanmış ve soğuk duvarlar benim buraya gelişimi bir kez daha kafamda aydınlattı.

''Lütfen bırakın beni. Yalvarıyorum size. Ne isterseniz yaparım, ne isterseniz!'' Yalvarışlarım soğuk kapılardan geçmemi engellememişti. Çıplak ayaklarım buz gibi zeminde sürünüyor, arabadan bağırmalarım yüzünden yediğim tokatlar korkularımı alevlendiriyordu.

Bu sefer çelik bir kapıdan geçtiğimizde minik bir ofis gördüm. Rutubetin yankılandığı bu duvarlar, küçük masaların bile normal olmadığını söylüyor hatta bağırıyordu.

''Sonunda getirdiniz. Diğer kız ne oldu?'' Adam gerçekten ürkütücüydü, Benden bir kaç yaş büyük birine benziyordu. Beni öldürecek miydi?

Scream [h.s]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin