Şiddetle Şarkıyla Okumanızı Öneriyorum. İyi Okumalar...!!
Harry
Riva, göğsünden vurulduğu an yanına koşmuştum. Vücudundan hızla çıkan kan giysilerinin her tarafına dağılmaya başlamıştı. Drake bunun öfkesiyle Josh'a silahını çekti ve tam altı kere ateş etmişti. Yağmur başladığı an sanki tüm ölümler susmuş gibiydi.
''Sonunda geberdi!'' dedi Louis, Josh'ın ölmüş bedenine tekme atarak.
''Riva dayan. Ambulans çağırın!'' diye bizimkilere bağırdım. ''Sonunda görevimi tamamladım. Seni tamamladım Harry.'' diyerek gülmeye çalıştı. Sesi o kadar zor çıkıyordu ki, nefes almakta zorlanıyor gibiydi.
''Rosaline... Kardeşim.'' Rose yanımıza geldiğinde Riva'nın saçlarını okşadı. ''Uzun zaman oldu.''
''Zorlama kendini.'' dedi ağlayarak. ''Riva beni dinle... Dayanmalısın, kısa süre içerisinde ambulans gelecek ve seni hastaneye götüreceğiz. İyileşeceksin.'' dedim göz yaşlarımı silerken. Elini yanağıma koydu ve ona eğilmemi sağladı. Dudağı dudağıma değdiği an titremiştim. Onu çok özlemişim. Hep kollarımda kalmasını ve iç gitmemesini sağlayacaktım. Kafamı yavaşça ona bakmak için kaldırdığımda göz yaşlarının nasıl aktığını gördüm.
''Artık bitti Harry... Ben dünya ile olan hesabımı burada kapatıyorum. Hem de senin kollarında.'' Başımı böyle bir şey olmayacağına dair sallarken o çok ciddi görünüyordu. '' Lütfen çok üzülme...'' Kendini bir an sıktı ve acıyla inledi. ''Ablam bundan sonra senin yanında, güvende olmalı. Onu koru lütfen...''
''Rosaline. Böyle söyleme.'' dedi hıçkırarak Rose. ''Annemi senin yerin öperim abla. Merak etme.'' Kulaklarımı tıkamak ve bu kelimelerin Riva'nın ağızından duymak istemiyordum.
''Riva sakın.'' diye yalvarmıştım. Ölmeyecekti, o ölmezdi. Benim Riva'm ölmeyecekti. ''Harry...'' dedi bir kez daha ve kapattığım kan çanağı gözlerimi araladım. Bu oluyordu, göz bebekleri yavaş yavaş büyüyordu. ''B-Ben...'' Lanet olsun nefeslerini artık duyamıyordum. ''Seni--''...
Ama o lafını bitiremeden yanağımdaki eli düşmüş ve başı arkaya doğru giderek gözlerini kapamıştı. Rosaline ve Lila'nın ağızından çıkan uzun süreli çığlıklar ruhumu titretmişti. Bana dokunan o minik ve yumuşak elleri artık buz gibiydi. Ruhu giderken beni paramparça ederek gitmişti. Şimdi elimde kan izlerinden ve ölü bedeninden başka bir şey kalmamıştı.
***
Rahip duaları ettikten sonra yanımızdan ayrıldı. Cenazede sadece bizim çocuklar ve ablası Rose vardı. Adını bile artık dudaklarından çıkaramıyordum. Zor geliyordu, onu görmediğim için adını duyduğumda karşımda olmaması çok zor geliyordu. Çocukların her biri teker teker göz yaşlarıyla beraber mezarın başından uzaklaşıyordu. Ben ise gidemiyor, aksine bana ihtiyacı olduğunu düşündüğümden gitmiyordum.
''Ben Rose ile beraber gidiyorum...'' diye kulağıma fısıldadı Drake. Elime bir kağıt tutuşturduğunda kafamı ona çevirdim. ''Bunu sana yazdı. Oku.'' dedi ve yanımdan ayrıldı.
''Hadi Rose, gidiyoruz.'' Rose kız kardeşi için akıttığı göz yaşlarını hak etmiyordu. Yıllar sonra ilk defa karşılaşmışlardı ve şu olana bak. Onlar gittiğinde ben ve toprağın altındaki cadı kız baş başa kalmıştık.
''Sana gıcık oluyorum... Kendi başına verdiğin bu kararlardan nefret ediyorum.'' Yanağımdan akan damlayı elimin tersiyle sildim. Ona söylemek istediğim o kadar nefret dolu sözcük var ki, ölmesine rağmen kıyamıyordum.
''Nasıl gidersin Riva?... Gitmek ne demek?... Ablan ne olacak? Dostların ne olacak? En önemlisi ben ne olacağım.'' diyerek elimle toprağını avucuma alıp sıktım. Sonrasında ise elimde birbirine yapışmış olan toprağı öpüp tekrar aldığım gibi bıraktım.
Elimi birbirine vurup temizledim ve Drake'in elime tutuşturduğu kağıdı açtım. Bu bir mektuptu ama okumak güç istiyordu. Yine de okumalıydım, çünkü bu mektup Riva'dan. Boğazımı temizledim ve okumaya başladım.
Harry
Saatlerdir boş bir sayfaya bakıyorum. Bir şeyler yazmak zorunda olduğumu da biliyorum. Kelimelerle anlatmak o kadar zor geliyordu ki, en güzelinin yazıya dökmek olduğunu fark ettim. Bunu ne zaman yazdığımı sana söylemeyeceğim, fakat annemin yanından yazdığımı bilmeni istiyorum. Arkada bilmediğin ve buraya babanın sen ve annenden gizli olarak yürüttüğü şirket sebebiyle geldiğindi. Evet baban sizden gizli çok büyük bir şirket sahibiydi. Hatta baban Louis ve ailesinin şirketiyle ortaktı. Şirketin başında şuan kimse olmadığı için ve ortak onlar olduğu için, uygun şartlar altında onlar orayı yönetiyorlar. Bu tabii Josh'ın kulağına onun babasıyla zamanında yapılmak istenen antlaşmanın olmamasından, ve babanın gıda zehirlenmesinden ölmesinin tek suçlusu Josh'ın ailesi. Josh babasının vasiyetinde o şirketi bir şekilde almasını istemişti. Vasiyet benime elime geçtiğinde babanı ve ailesini araştırmaya başladım. Sonunda senin babanın gizli vasiyetini gördüm ve orada da senin ismini gördüm. Anlayacağın o şirketin sahibi sensin. Hatırlıyor musun? Louis'İn babası seni birine çok benzetmişti. Seni benzettiği kişi babandı. Josh vasiyette seni gördüğü anda bir vekaletname hazırladı ve vasiyetname ortadan kayboldu. Bu babanın ağızından yazılmıştı ve orada her şeyi Josh'a devir ettiğine dair yazılar vardı. Bunları sana söyleyemedim, ve inan üzgünüm. Sadece sen canından olma diye her şeyi gizli yapmak zorunda kaldım. Devir işlemleri ile ilgili mahkeme gününe bir gün kala benim gizlice tuttuğum avukata babanın vasiyetine, Josh'ın sana veya annene hiçbir şekilde zarar vermeyeceğine dair evrakları faks attım. Sonunda biz kazandığımızda Josh bunu öğrendi ve peşimden gelip, beni öldürmek istemesi de bu yüzdendi. Artık babanın şirketinin yeni sahibi sensin...''
Nefes alamıyordum ve her an kalbim duracaktı. Babam bizden gizli iş çevirmiş. Riva benden gizli iş çevirmiş. Sikeyim! Sevdiğim tüm insanlar benden gizli iş çevirmiş. Mektubun ilk sayfası böyleyken arka sayfasını çevirdim. Arkalı önlü bir veda mektubuydu adeta.
...Diğer bir konu ise. Okuldayken, yani gideceğiniz gün çok sarhoştun hatırlıyor musun? O gece yanına bir kız gelmişti. O kız bendim Harry. Hayatım boyunca tadamayacağım o dokunuşları o gece bana sen hissettirdin, ve sarhoş olmana rağmen defalarca benim adımı söyleyip, aşk ile dokundun bana. New York'a geldiğimizde 3 gün boyunca yanında yoktum. Çünkü ben hamile kaldım Harry. New York'a geldiğimiz ilk an Drake ile bir taşıyıcı anne araştırdık. İlk gün birini bulmakla geçti. İkinci gün ameliyat oldum ve bebeğimiz o kadının karnında kaldı. Kadın Morgan caddesinde ki bir apartmanın üçüncü katında yaşıyor. Oraya gidip bebeğimizi kontrol etmelisin. Her neyse hastanede bir gün kalmam gerektiği için üçüncü günde böyle geçti. Sonuçta o zamanlar kurşun yaram tazeydi. Kurşun yaram biraz iyileştikten sonra girdiğimiz ilişki sayesinde hızlandırılmış hamile iğnesi yaptım ve bu kolay oldu diyebilirim. Çocuğumuzun olmasını istememin tek sebebi bu dünyada benden bir parçam seninle olsun istemem. Onun gözlerine her baktığında benim ruhumun hemen yanınızda olduğunu görmek istememdi. Senden tek bir şey istiyorum Harry. Lütfen bebeğimize iyi bak. Ona benim yaşadıklarımı yaşatma. Biriyle evlen, mutlu bir yuva kur, bebeğimize bir anne bul ama benim üvey annem gibi değil. Lütfen Harry. Lütfen. Seni ben sevdim. Bunu benden duymak ne kadar saçma olsa da bu doğru. Ben seni çok sevdim. Her şey için beni affet. Ruhum her zaman yanında olacak. Ben gitmek zorundayım. Özür dilerim. Seni seviyorum.
Rosaline Anastasia Todd (Riva)
Göz yaşlarıma bir an bile engel olamadan delirmişçesine ağlamaya başladım. Hıçkırıklarım çok sert ve sesliydi. Canım hiç bu kadar yanmamıştı ve şuan bu toprağın altına girmek istiyordum. Şimdi ise bedenimde iki ruh vardı ama bedeninin olmayışı beni bir ölüden farksız yapıyordu. Benim huysuz meleğim artık ruhumla bir bütün olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scream [h.s]
FanfictionGizlendiğim hayatta, duyduğum çığlıklar arasında bir tek onun sesi ilahi gibi geliyordu. Zor bir kızdı ama beni tamamlayan zıt kutubum gibiydi. O beni kurtardı, ben ise onu kollarımın arasında öldürdüm. Cennet kadar güzel, cehennem gibi yakıcıydı. Ç...