İyi Okumalar...Xx
Okuldan çıkmış ve Riva ile o çocukların ailelerine ait olan şirkete staj başvurusu -casusluk- yapmak için gidiyorduk. Dünden beri tek kelime konuşmamıştık. Bu biraz utandığını açıkça belli ediyordu. Ben ise onun bu haline fırsat buldukça gülüyordum.''Gülmeyi kes!'' İşte dünden beri ondan beklediğim söz.
''O kadar komiksin ki, her yüzüme baktığında kıpkırmızı oluyorsun.'' O kızarıyordu ben ise kendimle gurur duyuyordum.
Gülme taklidi yaptı ve ''Karnına bıçak saplamamı ister misin? Ne dersin? Yüzümün renginden daha gösterişli bir kırmızı görürsün!?''
Dayanamadım ve el frenini çekip arabayı durdurdum ve ona doğru dönüp, deri ceketinden çekip kendime yaklaştırdım. Daha öncede dediğim gibi oyun oynama sırası bendeydi. Bundan şikayetçi değilmiş gibi gülümsedi.
''Ben dudaklarındaki kırmızılığı daha şehvetli buluyorum.''
Gözlerindeki ateş baş döndürücüydü. Bakışları yaramaz bir kedi gibiydi. Bu beni delirtiyordu ama onun ne yapacağı belli olmazdı. Yaramaz kedi bakışları silindi ve yüzünde üzüntülü bir görüntü aldı. Gözleri doluyordu ve buna dayanamıyordum.
Elimi yanağında gezdirdiğim an o da benim elmacık kemiklerimi iki elliyle okşamaya başladı. Sanki daha önce hiç bir erkeğe dokunmamıştı.
''Sen gerçek misin?'' dediğinde ona yaklaşmaya başladım. Dudakları benimkiler üzerine tam değmişken, arkadan gelen korna sesiyle ikimizde hem birbirimizden ayrıldık hem de dalgın olduğumuz için yerimizde sıçradık.
''Gitmeliyiz.'' dedi ve camdan dışarı bakmaya başladı. Ona hak verip arabayı tekrar çalıştırdım.
Uzun yol sonunda gelmiştik. Tahmin ettiğim gibi büyük bir şirketti. İkimizde kafamızı kaldırmış binanın uzunluğunu inceliyorduk.
"Pekala. Kolay olacak gibi görünüyor." dedi ve yürümeye başladı. Bende onun peşinden giderken elindeki kağıtlara gözüm takılmıştı. Sanırım orada yalanlarla ve tuzaklarla dolu bilgilerimiz vardı.
İçeri girdiğimizde camdan yapılmış binanın içi kahve tonlarındaydı ve bu bir şirket için oldukça iyiydi.
"Staj başvurusu için gelmiştik." Riva önümüzdeki genç sekreterle konuşuyordu. Kız oldukça çekiciydi. Esmer bir ten ve kumral saçları.
Bakışları bana kaydığında flörtçü gözleri defalarca beni süzüyordu. Boşta bulunduğum için tek yaptığım gülümsemek oldu. Riva ise bundan hoşlanmamış, dirseğiyle karnıma vurup tam önüme geçti. Ben acıyla gerilemiş karnımı tutuyordum.
''Pekala girebilirsiniz. Bay Tomlinson sizi bekliyor.''
Ben hala acımı geçirmeye çalışırken Riva beni kolumdan sürüklüyordu. Benim ne suçum vardı ki? Kızın kendisi bana bakmıştı.
''Bunu hak etmedim.'' dedim mızmız bir çocuk gibi.
''Kesinlikle daha fazlasını hak ettin.''
''Ne? Kız kendi asıldı.''
''Ama belli ki ilgini çekmişti.''
''Bunu da nereden çıkardın?''
''Lanet olsun Harry!'' Kolumu bıraktı ve bana döndü.
Gözlerimin içine bakarak bana yaklaştı ve burnu burnuma değdi. Ama aramızda az bir mesafe oluştuğunda, vurduğu yere bir şeyin değdiğini hissettim. Bakışlarımı aşağı indirdiğimde küçük bir silahın olduğunu gördüm. Tekrar gözlerine baktım ve yutkundum.
"Bir daha, herhangi bir sürtüğün flörtçü bakışları altında kalıp ona gülümsersen attığım o dirsekten daha büyük bir acı yaşarsın."
Tanrım beni kıskanıyordu. Bunu beklemediğim bir gerçekti. Beni sevme gibi bir ihtimali var mıydı? Aslında olmasını çok isterdim.
"Gidelim mi?" dedim ve kötü bir çocuk gibi gülümsediğimde ayağıma bastı ve bu sefer o gülerek arkasını dönüp yürüdü. Ben ise sendeleyerek ayakta durmaya çalışıyordum.
Bay Tomlinson'ın odasına vardığımızda kapıyı bir kez tıkladım. 'Gir' sesi geldiğinde Riva kapıyı açtı ve içeri girdik. Beklediğim kadar yaşlı biri değildi.
İri mavi gözleri ve jöleyle arkaya yatırılmış saçlara sahipti. Giydiği krem renkli takım elbise onu tam bir iş adamı gibi gösteriyordu.
"Hoş geldiniz." dedi ve ikimizle tokalaştı.
"Şirkettiniz de bizim için staj imkanı sağladığınız için teşekkür ederiz." dedi Riva. Ben niye susuyordum?
"Hiç sorun değil, ama önce deneyimlerinizi ve bilgileriniz görmeliyim."
Riva elinde tuttuğu kağıtları Bay Tomlinson'a uzattı. Kağıtlarımızı okurken bakışları sürekli değişiyordu. Önce çatık kaşlar sonra da şaşkın gözler. Kim bilir neler yazıyordu?
"Aslında ikinizinde baya güzel deneyimleriniz var. Özellikle sen Harry.. Pazarlama ve inşaat firmalarına yapmış olduğunu antlaşmalar burada çok dikkatimi çekti..."
Ben mi??!!
"Senden büyük başarılar bekliyorum... Yalnız.." dedi ve gözlerini kısarak beni incelemeye başladı.
"Tanıdığım birine çok benziyorsun." Ben kafamda soru işaretleriyle kalırken Riva endişeli gözlerle Bay Tomlinson'a bakıyordu.
"Hatta neredeyse aynısısın." Benden şüphelenmiş gibi konuşmuştu. "İnsanlar çift yaratılır derler." Sağol Riva!
"Neyse... O halde, şirkette sadece siz ikiniz stajyer olduğunuz için aynı odayı paylaşmak zorundasınız. Odanız bu koridorun sonunda. Bana yakın olmanızı ve sizinle iyi antlaşmamızı istiyorum."
"Teşekkür ederiz Bay Tomlinson. Hemen gidip başlıyoruz." dedi ve beni de kolumdan dürterek odadan çıkmamızı sağladı.
Odadan çıktığımızda kendi staj yapacağımız odaya doğru ilerledik. Tek kelime bile etmeden odaya vardık. İçeri girdiğimizde normal bir odadan farksızdı. Sadece camdan bir ofisti. İki tane karşılık masa ve büyük bir kitaplık vardı. Kitaplığın içinde bir sürü dosya vardı. Bu haksızlıktı. O insanlara haksızlıktı.
''Şu hale bak! Bu insanlar bize iyilikle yaklaşıyorken, biz onların hayatlarını batırıyoruz.''
Riva haklı olduğumu gösteren bakışlarla bakıyordu. Benim asıl merak ettiğim.. Bu görevi gerçekten yapmak istiyor muydu?
''Emin ol bende böyle olsun istemem ama başka çarem yok.''
Sinirden kaşlarımı çattım ve elimi yumruk yapıp sıktım. İçimden bağırmak ve ortalığı yıkmak istiyordum. Riva gözlerini kocaman açmış ve bunu yapacağımı anladığına yanıma geldi. Elini enseme koydu ve beni alnına dayadı. Saçlarımla oynamaya başlayıp beni mayıştırmaya çalışıyordu.
''Sakin olman gerekiyor. Zor durumda olamadığımız sürece eline silah vermeyeceğim Harry, bunu yapmayacağım.''
Şuan neden böyle durduğumuzu veya neden bana böyle davrandığını bilmiyordum. Ruh hali gerçekten değişken bir kızdı. Benden yavaşça ayrılıp arkasını döneceği sırada elinden tuttum ve ona doğru eğilip dudaklarına yumuşak bir buse kondurdum. Kirpikleri titreşti ve bana gülümsedi.
''Bu arada..'' dedim birden. ''O adam beni kime benzetti ki sen bu kadar endişelendin.'' Bunu merak etmiştim açıkçası. Riva yine aynı bakışları üstlendiğinde gözlerini kaçırdı.
''Ben nereden bileyim? Sonuçta ben bile bu adamı daha yeni gördüm.'' dedi ve arkasını döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Scream [h.s]
FanfictionGizlendiğim hayatta, duyduğum çığlıklar arasında bir tek onun sesi ilahi gibi geliyordu. Zor bir kızdı ama beni tamamlayan zıt kutubum gibiydi. O beni kurtardı, ben ise onu kollarımın arasında öldürdüm. Cennet kadar güzel, cehennem gibi yakıcıydı. Ç...