Ne zor bekleyiş bu, ne zor dayanmak, ne zor acı çekmek...
Saatlerdir bekliyoruz ameliyathanenin kapısının önünde. Ne giren var nede çıkan. Ameliyatına girmek istedim ama izin vermediler. Sevgi kendisi girdi Azad'ın ameliyatına.
O gün Bawer bana herşeyi anlattı. Beni kurtarmak için geldiğinde silah patladı Mert'te. Ve silah Azad'ın neresine değdi onu bilmiyoruz. Sadece yere düştüğünü söyledi. Şimdi ise ameliyathanede onun sağ çıkmasını dua ediyoruz. Bawer ameliyat kapısının önünde yere çökmüş bir vaziyette dizlerini kendine çekip sadece bir noktaya sabitlemiş gözlerini. Annem, babam, Sidar. Bunlar ne zaman geldi. Bilmiyorum. Tanımadığım bi kadın ahıtlarla dizlerine vurarak ağlıyordu. Ve bir çok kişi daha vardı etrafımızda ama bunları tanımıyordum ve ne zaman geldiler, nezaman haber verildi bilmiyorum. Ne kadar çok üzüldüğünü görebiliyorum onların. Oturduğum sandalyeden kalkıp Bawer'in yanına yaklaştım. Onun gibi yere çöküp odaklandığı noktaya odaklandım. Bana ne kadar çok sinirli olsa da benim suçum değildi. Bilmiyordum beni kurtarmaya geleceğini.
"Özür dilerim" dedim ağlamaklı çıkan sesimle.. "Hep benim yüzümden oldu, ama ben ona demedim ki gel. Bir anda gördüm onu yanımda..." bir anda ayağıya kalktı...
"Neyin özürü bu!!! O benim abimden çok babam gibiydi. Senin yüzünden şuan canı ile cebeleşiyor. Aşık oldu lan sana!! Ilk defa bi kıza aşık oldu abim. Ama bak daha aşkını bile söylemeden öldü. Daha aşkını yaşamadan öldü..."
Ölmedi, ölmez o?! Ölmemeli!
Onca acıya dayanan bi insan bunada dayanır. Iki kere kalbinin durmasına rağmen yaşayan bi insan şimdide yaşayacak. Yaşamak zorunda.
"ölmedi o!! Ölmeyecek anlıyormusun." Dedim ne kadar çok kendim bile inanmaya çalışsamda. ahıtlarla dizine vuran Kadın bir anda gelip yakama yapışarak bağırdı. "Senin yüzünden oğlum ölecek, KATİLSİN sen, oğlumun katili.!!" Azad'ın annesi idi. Ama ben yapmadım ben öldürmedim onu... bir anda ameliyathanenin kapısı açılınca hepimiz ameliyathaneden çıkan sevgiye baktık. Umut dolu gözlerle baksakta. Umut dolu gözlerle bakmadı bize... sustuk, hepimiz sadece sustuk. Ama susmamız Bawer'i sinir etmiş olacak ki bir anda kükredi.
"Konuşsana lan!!!" Diye bağırdı. Sevgi sadece bana bakarak sessizce gözlerinden yaşlar akmasına izin verdi...
"Mermi sırtından kalbine değdiği için onu ne kadar çok kurtarmaya çalışsakta olmadı. Kanaması durmadı Dilan. Kurtaramadım. Seni kurtardığı gibi ben onu kurtaramadım... Özür dilerim."
Katilim ben? Beni kurtarmak isteyenin katili? Içim yanıyor, içimiz yanıyor.,
Bir anda ağlayarak kendini yere bıraktı Azad'ın annesi. Hemşireler hemen yaşlı kadına yardım edip götürdüler. Bawer şok olmuş bir şekilde sadece ameliyat kapısına odaklanmıştı. Gözlerinde anlamayamadığım birşey vardı Bawer de. Ameliyathanenin kapısına yaklaşarak...
"uyan abi!! Sensiz olmuyor işte uyan!! Ölmedin biliyorum. Ölemezsin sen! Babam bırakmadı sende bırakmazsın bizi! Benim senin ağalığında gözüm olmadı! Ağa olmak istemiyorum uyan!!! Uyan ne olur uyan!"
Ilk defa böyle çaresiz bi erkek gördüm. Kapının açılması ile sedye uzerinde veya örtü ile çıkan Azad'a odaklanmıştım. Çıktığını gören Bawer hemen yaşlı gözleri ile sedyede uzanan abisine yaklaştı. Sedyeyi durdurdular Bawer'in önünde...
"Bu sen değilsin, böyle çaresizce uzanan benim abim değil, bana aslanım diyen kişi böyle güçsüz değil.!! Sen benim abimden çok babamdın. Hangi baba, hangi abi aslanını yanlız bırakıp gider.!! Sen değilmisin hep 'güçsüz olma' diye. Bana dedin ama şuan sen güçsüzsün abi.!!"
Ölmedi! O Azad değil! O Azad olamaz!
....
Cenazesini Mardin'e getirdiler. O kadar çok insan vardı ki ne kadar çok şanslı olduğunu bilmesi lazım Azad. Annem, babam hiç benimle konuşmamışlardı. Onlarla beraber bende geldim cenazeye. Bawer çok kötü durumdaydı. Annesi Azad'ın kanlı gömleğini koklaya koklaya ahıtlarla ağlamaya başladı. Bilmediğim, tanımadığım binlerce insan vardı. Hepsi birbirinden destek alarak ağlıyorlardı...
"bırakıcam mı beni?." Bir anda Arkamda duyduğum ses ile arkamı döndüm. Bembeyaz gömlek ve pantolonla karşımda Azad vardı. Şaşkın gözlerle ona odaklanmıştım.
"Ben seni kurtardım ve şimdi sende beni kurtar..." eli ile annesi ve Bawer'i işaret etti. "Bak benim için nasıl ağlıyorlar. Bak bana nasıl ihtiyaçları var." Onlara döndüğümde ne kadar çok perişan olduklarını gördüm. "Onca insan benim için geldi. Kötü bi insan olsaydım eğer bunca kişi burda olmazdı demi.."
Doğru eğer kötü bi insan olsaydı bu kadar kişi cenazesine gelmezdi.Ama kulağımda tek yankılanan "ben seni kurtardım ve şimdi sende beni kurtar" cümlesi idi. Ona döndüğümde yoktu. Gitmişti....
"Ooğğluummm" bir anda Azad'ın annesinin bağırması ile ona döndüm. Azad'ı beyaz kefenle birlikte tabuttan çıkarıp, eştikleri derin mezarlığa gömdüler. Bawer onları engellemeye çalıştı.
" bırakın abimi!! Gömmeyin onu kara toprağın arasına.! Ne olur bırakın"
Etrafta kiler zorda olsa ayırdılar onu Azad dan. Peki ben? Bu vicdan azabı ile yaşayabilirmiyim. Ağlıyorum! Sesiz hıçkırıklarıma boğuldum yine. Bawer'in gözü bende takılı kalınca yavaş adımlarla yanıma yaklaştı.
"Senin yüzünden oldu, senin yüzünden.! Eğer Çıkmasaydın abimin karşısına bunlar olmayacaktı.!!!"
Kader bu! Kadere karşı gelinmez ki?..
"Sende yaşamıyacaksın?!"
Belinden çıkardığı silahı bana doğrutunca zorda olsa yutkundum..?
Bu bölüm birazda olsa uzun oldu arkadaşlar.... lütfen vote ve yorum yapmadan geçmeyin...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARDİN'li VYK_2016 WATTYS2016 VYM_2016
General FictionNeyin cezası bu bilmiyorum ama bu yoğum bakımdan sağ çıkması için elimden geldiğince dua ediyorum. Üzerime atılan bi iftira bütün hayatımı mahvedecek.... "Hep senin yüzünden kocam bu halde" Azad'ın annesi zaten bana patlamak için gün ararken bu baha...