Bir bardayım.
Ne? Bir Wattpad hikayesi bu, tabii ki bar olacak!
Kulağımı kanatmak istercesine, topuklularım kadar yüksek bir müzik çalıyor.
Etrafımda Osman Gazi Üniversitesi'ni kazandığımız için kutlama yapan arkadaşlarım var,
topuklularımdan daha yüksek bir sesle kahkaha atıyorlar.
Etrafı izliyorum.
Hemen arkamda bir striptizci dururken benim de kahkaha atmamı bekliyorlar. Atabileceğim tek şey çığlık.
Çaprazımda adamın erkekliğini okşayan bir kadın var, anlayın beni... Ve etrafımdaki kızlar... Annemin doğduğu zamandan kalmış ihtimalleri, topuklularım kadar yüksek.Tamam, biliyorum sıkıldınız ama bu ayakkabılar tuttuğumuz evin kirası kadar.
Kızlara gelince...
Ne Kerimcan Durmaz'ı ne de Berkcan Güven'i tanıyorlar.Olmaz olsun böyle kankalar.
"Amket? Senin şu ayakkabılarının markası ne?"
Gülümsedim. "Çok güzeller değil mi?" Benim alışveriş yaparken, "Ayakkabı is coming!" diye bağırdığımı biliyor muydunuz..? #ilginçbilgiler...
"Channel." diyorum sonra Buket'in sorusunu hatırlayıp.
Ne? Bakmayın öyle. Elbette ben almadım. Babamı genel eve gittiğini anneme söylemekle tehdit ettim.
Ve sonuç!
MUTLU SOOON!
Buket'in suratındaki afallamayı izlemek yerine arkamda olan, direkten hamile kalmaya çalışan kadına çevirdim.
"Bu kadar zengin olduğunu bilmiyordum."
"Valla ben de babamın bu kadar zengin olduğunu bilmiyordum." dedim omuz silkerken.
Güldü. "Ne komik kızsın ayol!"
Ayol???????????????????????
Kalbini kırmamak için ona gülümsedim ona. Size ayakkabı görgüsüzlüğümle kötü bir imaj çizmiş olabilirim. Ama sandığınız gibi değil. Ben de insanları kıramama hastalığı var.
Bir zamanlar bu ayakkabılara sığamayacak kadar tombul, küçük kız kardeşimin deyişiyle "tombik" ayaklarım vardı. Ve az önce garsonun düşürdüğü bardaklar kadar kırık dökük bir geçmişim var. Ve kilolu, tombik geçmişimin bana bıraktığı tek şey Buket'in göğüslerinin iki katı göğüslerim! Ve onlarla başa çıkmalıyım.
Konu ne ara benim göğüslerime geldi?
İri bir bedeniniz varsa ve zayıflamanıza rağmen 90 numara sütyen isteyen memeleriniz varsa hayat çok zor, Cedric gibi 8 yaşındaysanız değil.
Ah, ben size bir zamanlar çok kırıldığımı ve bu yüzden kimseyi kıramadığımı anlatmaya çalışıyordum.
Peri, "Benimle lavoboya gelir misin?" diye sorduğunda "Tabii." deyip gülümsedim ona. Peri, ablan star bebeğim, ne mana? esprisini biliyordu. Ama Kerimcan Durmaz'ı bilmiyordu. Eh, bu da bir şey.
Peri'nin gözlerini irileşti. Ben, bunu lavobonun kapısını zorladığı halde açılmaması sandım. Ama... "Baba!" diye çığlık atarken, gözleri çığlığı kadar büyüktü.
"Ne?" Beni takmadı. Hem de hiç.
"Babam burada!"
Korkudan beyazlaşan tenine baktım. "Keşke pudra sürmeseymişsin, gerek kalmadı," dedim dudaklarımı bükerken.
Gülmedi. "Sanırım durum ciddi." diye mırıldandım.
"Beni bu kıyafetlerimle göremez." dedi başını iki yana sallarken. Korkudan altına kaçırmış olma ihtimalinin, eski bedenim kadar büyük olduğunu söylemiş miydim?
Kırmızı büstiyerine ve kenarları transparan olan mini eteğine baktı. "Beni burada okutmaz, Amket! Ben boşuna mı "Okuyom ben ya!" diye bağırıp ses tellerimi zedeledim?"
Kapıyı yumruklamaya başladı. "Ölüyoooommm!"
Bu yazım hatası için üzgünüm. Size Justin Bieber - Sorry açayım mı? Tamam, bir daha espri yapmayacağım. Elbette yapacağım, saçmalamayın.
Bu arada.
Saç malanmaz, taranır.
Ben size bu iğrenç esprileri yaparken Peri beni kolumdan çekti ve erkekler lavobosuna soktu. Kapıyı arkamızdan kilitlerken "Amket! Çabuk çıkar üstündekileri!" deyip soyunmaya başladı.
Why?
"Ne!?" Yüzümü un kadar beyaz düşünün, gözlerimi barın müziği kadar büyük.
"Sen bunları giyin." dedi kıyafetlerini bana verirken.
Pepe'nin yüzünün olduğu sütyenlerine dehşetle bakıyorum. "Really nigga?" Ben ne olduğunu anlamadan tutup ters çevirdi beni. "Kızım bu pantolonun götünde neden yırtmaç var!" diye bağırdı. "Halk arasında moda diyoruz..." dedim dudağımı ısırırken. Tişörtümün fermuarını çekip çıkartırken korkuyla bir şeyler mırıldandı.Olayın dehşetinin yeni farkına vardım.
Siyah tişörtüm çıktığı, göğüslerim kafalarını kutularından uzattıkları zaman.
Gözleri şaşkınlıkla büyürken güldü. "Buket bu ikizleri görmesin. MazaAllah hallenir mallenir. Uykunda dikkatli ol kız! Bir de yan odanda kalıyor senin."
Lezbiyen bir kankanız varsa hayat gerçekten çok zor...
Benden Cedric'e bir tug life!
N'aber Cedric? Göz kırpıp gülümsüyorum sana dokuz yaşına girmeyi unutmuş çocuk.
Peri pantolonumu da çıkarttıktan sonra kıyafetlerimi
hızla üstüne geçirmeye başladı. Bunları ben Cedric'e meydan okurken yapmış olmalı. Ben ise Peri'nin kıyafetlerini elime almış bunların içine nasıl sığacağımı düşünüyordum. Ben, M beden, o, XS beden! Bilir misiniz bu acıyı a dostlar?"Çok teşekkür ederim, minik kuşum." Yanaklarımı öptü. Ellerini dua okumak için kaldırıp tavana bakıyor. "Birisinin yanağını öptüm ve ağzıma fondoten tadı gelmedi! Çok şükür Yarabbim!"
Ve gitti.
Elimden sarkan kırmızı kumaşla tarlası yanmış köylü gibi öylece kalakaldım. Az önce Peri'nin sesi yüzünden net duyamadığım sesler şimdi oldukça netti. Bir erkeğin inleme sesi. Ve bir kadının gittikçe çığlığa dönüşen inleme sesleri.
Aman Tanrım!
Gözlerim irileşirken seks yapılan bir ortamda olduğumu fark ettim.
Erkekler tuvaletindeyim.
Üstümde sadece iç çamaşırlarım vardı.
Kadının çığlığı kesildi, adamın kükrememsi inlemesi lavobonun pis duvarlarına çarptı. Ben de kafamı bir yerlere çarpmış olmalıydım, hareket edemiyordum.
"Düzdün beni." Bu bitkin ses, kadına aitdi.
Sık sık alıp verilen nefes alışveriş sesleri duyuyordum. Ve en kötüsü de kitlenip kalmış olmamdı. Tamam, kuzenlerimin oyununa gelip bir kere porno izlemiş olabilirim. Ama seksin yapıldığı ortamda olmak...
Kabinden ilk çıkan adam oldu. Kalbimin deli gibi attığını itiraf ediyorum. Üstü çıplak, elleri kemerini pantolonuna geçirmek için uğraşıyordu. Görüş alanına kırmızı ojeli ayak parmaklarım girmiş olacak ki ağır hareketlerle başını ayaklarımdan başlayıp yukarıya doğru kaldırmaya başladı.Birisi kalbimi durdursun!
Adamın kaslarını kesiyordum. Gözyaşlarımı böyle kesmedim ben be!
Ve o kahverengi gözlerini gördüm. O gözler beni kaslardan daha çok mahvetti. Gözleri göğüslerimdeyken "Sikeyim." dedi.
"Az önce yapmamış mıydın zaten?"