Bu Kaçıncı Şok

74.3K 552 33
                                    


Güldü.

Alllllaaaaaahhhhh'ım!

İmana geldim yahu.

Gülüyor.

Öyle muazzam bir yüzü var ki!

"Sanırım az önce onu uyandırdın."

Dostlar...

Sesi de muazzam.

O zaman ne diyoruz?

SİKTİR.

"Ki-"

Siktirler girsin böyle kekelemeye.

"Kimi?" diye tekrarladım.

Yavaş yavaş bana yaklaşmaya başladığını söylemiş miydim?

Bakışları aşağıya kayarken ben de onun baktığı yere baktım.

Tanrım...

Pantolonun önünde bir çıkıntı var. Küçümsenemeyecek kadar büyük bir çıkıntı.

Evet, dostlarım...

Bunu kitaplardan duymuştum ama bunu gerçekte görecek olursanız yanınıza su alın. Benim gibi boğazınız kuruyabilir. Yutkunamazsınız.

Sadece "Oha." dedim.

Güldü. Bu nasıl güzel bir gülüş?

Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslatırken dudaklarıma baktı.

Şu an bir filmde gibi hissetmem normal miydi?

Bir sürtük gibi mi görünüyordum?
Dudaklarımda bordo ruj. Siyah, dantelli iç çamaşırı takımım. Ki üstümde onlardan başka bir şey yok. Bu, sürtük olduğumu aşikar kılar. Seksi topuklu ayakkabılarım.
Ve vücut hatlarımın da belirgin olduğunu söylemiş miydim?

Deli gibi utanıyorum.

Cesur olmam gerekiyor.

Ama konuşurken sesim titremeye başladı. "Bak..."

Seri hareketlerle arka cebinden siyah cüzdanı çıkarıp lavobonun tezgahına sert bir şekilde koydu.

Kaşlarını kaldırıp bana bakarken gözleri "Tamam mıdır? " der gibiydi.

Sıradan bir şey gibi geliyor olabilir ama bu gurur kırıcı bir şey. O an lavobodan çıkıp, çekip gitmek istedim ama bu eteği giysem eğileceğim anda dantelli kilodumun gözükeceğini biliyordum. Ayrıca bu kırmızı büstiyer bana sütyen gibi olurdu.

Kadın kabinden çıkarken irileşmiş gözlerle bana baktı. "Beni bile azdırdın güzelim," Gülerek lavaboya yaklaştı ve çantasından kırmızı rujunu çıkartıp dudaklarına sürmeye başladı.

Ellerini gizlediği bir şeyi itiraf etmek üzere kaldırdı.
"Beni çok fena becerdin. Yürüyemiyorum, Karan." 

Adının Karan olduğunu öğrendiğim adam bana o kadar dikkatli bakıyordu ki kadını duymamış gibiydi.

"Yürüme zaten," dedi irislerimi yok etmek istercesine bakarken. "Siktir koş."

"Siktir git değil miydi o?" dedi kadın bana bakarak gülerken. Tezgahtaki cüzdandan yüksek miktarda bir para alırken kıvırta kıvırta yürüdü. Yanımdan geçerken güldü ve kulağıma doğru yaklaştı. "Bol şans."

Bir kapı örtülme sesi daha. Ve bu sefer yapayalnızdık.

O kadın biraz daha kalamaz mıydı yani?

Bana doğru yaklaşırken her şey o kadar ağır hareketlerle ilerliyordu ki. Tam önümde bitti. Kalbim kontrolden çıktı, birazdan da yerinden çıkacaktı. Kokusu... O kadar erkeksi ve harikulade bir kokusu vardı ki düşüp bayılacağım sandım. Dudaklarını dudaklarıma sürterken düşmemek için ellerimle omzundan destek aldım. Dudaklarımın üstündeki o sıcaklık
... Bedenime bir dövme gibi işlenen kokusu... Dudaklarını kulağıma yaklaştırdı.

"Ben kendimi kaybetmeden üstünü giyin. Gidiyoruz."




SERT #WATTYS 2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin