1-Tayin

14.2K 354 176
                                    

Medyadaki başrol Amine Yıldız

&&&

Hayal kurardım hep.
Gerçekleşmeyen hayaller.
Zaten öyle değil midir?
Hayaller gerçekleşmediği için
Adı hep hayaldir.
Sonra anladım.
Düşünmeden önce
Bunun imkanını.
Ve anladım hiçbir hayal
İmkansız değildir.
Eğer gerçekleşmesini istersen.
Bazı hayaller hayalde güzeldir.
Her hayal gerçek olsaydı.
Değeri kalır mıydı zaten?
Her gün aynı hayattan
Bıkmaz mı insan?

&&&

"Kendimi birkaç gün öncesine kadar güçsüz hissederken şimdi bir demir kadar güçlü hissediyorum. Sanki her şeye rağmen ayağa kalkabilecek güçte gibiyim. Bazen yorgun, bazen kırgın ama yine de güçlü pes etmeyen ve inatçı halimle hayatla mücadeleye devam eden... Keşkelerim çoğalmasın diye bu tüm mücadelem. İnşallah çoğalmaz bu keşkeler.

Hayat ne garip bir şey. Yarının ne olacağını bilmeden yaşıyoruz. Belki gözümü açtığımda farklı bir yerde olacağım. Kim bilir benim hayatım nerede geçecek? Hayalim gerçek olacak mı? Bunun gibi onlarca soru kafamda dolaşıp duruyor. Bir arafta gibiyim. Sonunu göremediğim bir dipsiz kuyuya bakmaya çalışıyorum. Bir bekleyiş içinde kıvranıp duruyorum. Dilimde tek bir kelime var hep. 'Hayırlısı olsun' diyerek günlerimi geçiriyorum."

2 ay sonra

***

Sıcak hava el avuçlarını terletirken bahçedeki suyla kendini serinletti Amine. Son kez bahçeye ve annesinin özenle sulayıp baktığı çiçeklere gözlerini dikti. Bu bakış uzun bir süre devam etti. Dünya sanki durmuş ve o an kilitlenmiş gibiydi. Bu ilk evinden ayrılışıydı. Daha önce ne kadar süre evden ayrı kalacağı belli olmayan bir yere gitmemişti. Sadece üniversiteyi Muğla'nın merkezine gitmek zor olduğu için yurtta kalırdı. Ama hafta sonları hep eve gelirdi. Şimdi durum farklıydı. Arada çok uzun bir mesafe olan İstanbul'a gidecekti. Aniden yüreğinde kocaman bir sızı hissetti. Ruhunda yaşadığı iki farklı heyecan vardı. Bir yanı umutla doluydu bir yanı özlemle. Umut ettikleri öylesine ağır basmışken şimdi yüreği her şeye hasret kalmıştı. Bu kararı çoktan vermiş olmasına rağmen gitmek acı veriyordu.

Gitme eylemi bu kadar zor muydu diye düşündü. İşte o an öğrendi. Gitmek tıpkı terk etmek gibiydi. Birbirine benzeyen ama bir o kadarda farklı eylemlerdi. Bunların hepsi kaderde olan şeylerdi. Gitmekte öyleydi. İnsanın kısmeti neredeyse o da oraya aittir. "Benimde buradaki kısmetim buraya kadarmış." dedi Amine. Ardından başını yukarıya kaldırdı. Kiraz ağacına buruk bir şekilde baktı. Küçükken bir anısını hatırlamıştı. Tıpkı o anı yeniden yaşamışçasına gözünün önünde canlandı.

Henüz 6 yaşındayken baban gelmeyecek dediklerinde ağaca sandalyenin yardımıyla çıkmayı becermiş ve annesinin gözlerinde biriken yaşlara rağmen inmemişti. O vakit belliydi çok inatçı olacağı. Saatler sonra aç karnını doyurmak için uzandığı dalın kırılmasıyla birlikte kendini yerde bulmuştu. Acı içinde kıvranırken annesi bir hışımla yetişti ve kızını var gücüyle kaldırdı. Daha sonraları büyümüş ve babasının gelmeme sebebini anlamıştı. O artık ahirete göçmüştü. Ona her gün hasret iken şimdi ömrü boyunca hasret kalacağını anladıkça içinden bir şeyler kopup gidiyordu.

Tarifsiz bir acı kalbine saplanırken sakin olmak istedi Amine. Gözlerini kapatıp her zaman başı sıkıştığında, korktuğunda veya kendini kötü hissettiğinde bildiği duaları okudu. En son olarak "Ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azim." diyerek dudaklarındaki kıpırtıyı sonlandırdı.

Eylül ayına yeni girmelerine rağmen Muğla ilinde sıcaklar pek fazla düşmemişti. Burası yazları en çok tercih edilen turistlik bir yerdi. Türkiye'nin en kalabalık yirmi dördüncü şehrine sahipti. Ege Bölgesi'nde, topraklarının küçük bir kısmı Akdeniz Bölgesi içine giren, Ortaca, Dalaman, Köyceğiz, Fethiye, Marmaris, Milat, Datça ve Bodrum gibi tatil yöreleri ile ünlü bir yerleşim yeridir. İlde 13 ilçe bulunur.

AMİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin